Hey guysss.
Ben geldiiiiim.
Nasılsınız, umarım iyisinizdir, ben iyiyim. Eyer soruyorsanız . Bomba gibi bir bölümle karşınızdayım.
Her neyse, bir kaç bilgi vereyim. Gelicek bölüm biraz geç gele bilir elimden geleni yapacağıma emin olun. Sınavlarım başlıyor çünkü.
Bide Aşk-ı Ázam'ın instagram hesabı açıldııı. Ordan da destek olmak isteyen arkadaşlarımızı bekleriz. Eski bölümlerden kesitler, yeni bölümlerden alıntılar, videolar. Desteklesenizde desteklemesenizde teşekkürler. Vote ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı eksik etmeyin cancağazlarım. Multideki şarkı benim çok sevdiğim bir şarkı, umarım beğenirsiniz. İsmini isteyen yazsın. Eski bir Azeri mahnısıdır. Klibi de öyle, benim milletimin geçmişinden, giyim kuşamından bahsediyor. Umarım beyenirsiniz, iyi okumalar.
26 Bölüm.
Çocuklarımın annesi.
Siyahın en güzel tonu olan bulutların kapladığı gökyüzünde, artık evlerin ışıklar teker teker sönmeye başlamışdı. Karanlık Mardinin bütün sokaklarını tek tek yutuyordu. Kasvet tüm bedenini ve ruhunu sarmışdı genç kızın o an. O karanlığı sevmezdiki kasvete gömülsün.O aydın parlak güneşi severdi. Aydınlıkta hayat bulurdu.
Gözünden akan bir damla yaşla tekrar yaptığı hata yüzüne çarpılmışdı. Esen hafif gece meltemi yüzünden ılık ılık akan yaşları titretmişdi vücudunu.
Kalbini kırmışdı. Kalbi kırılmışdı. Nasıl, neden demeden kırmış kırılmışdı.
Koynunda birleştirdiği kollarını açıp, sarmalandığı battaniyeye daha da sokuldu. Yaslandığı pencerenin kenarından ayrılıp, perdeyi tamamen açıp, içeri geçti.
Odanın içinde yatağa doğru adımlayamışdı ki gözüne yerde kırılmış vazo ve diğer kırılmış eşyalar dikkatini çekti ...
Pişmanlığını daha da yüzüne vurar olmuşdu bu manzara. Battaniyeyi siyah berjerin üstüne atıp, kırılan eşyaların yanına çöktü.
Yavaş yavaş topladığı parçaları, dolabın alt gözünden aldığı boş kutuya topladı. Bir tarafdan ağlıyor, birtarafdanda kutuya kırık parçaları topluyordu.
Niye ağlıyordu peki?
Niye 'ona' haksızlık etdiğini düşünüyordu?
Eline batan küçük cam parçasıyla göz yaşları arasından, küçük bir çığlık firar etmişdi.
Eline baktığında hızla akan kanın, yerdeki parkenin üstüne damlamasına şahit oldu. Hiç bir şey yapmadan öylece izledi. Diğer damlanın ötekinin ardından yerle buluşmasını sessizce izledi sadece.
Bir küçük hıçkırık dökülmüşdü dudaklarından. Elini ağzına götürüp, arkasından özgürlüğe kavuşmak isteyen hıçkırıklara engel olmak ister gibi kesti nefesini.
Ayağa kalkıp, hızla küçük bir peçeteye sardı elini. Buğulanan gözlerini omzuna sildi daha iyi görmek için. Odanın içini sadece gecenin usul ışıkları doldurmuşdu.
Daha sonra tekrar camları kutuya toplamaya devam etdi. Gözünden damlalar hala akmaya devam ediyordu. Asla söz dinlemezlerdi ki onlar. Dinlememişlerdi.
Bitirdikten sonra parça kalmadığından emin olup, kutuyu odanın kenarına bıraktı.
Kendini çok bitkin hissediyordu ama Barlas gelene kadar onu bekleyecekti. Gelicek ve yine onu sinir edecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÁZAM.
General FictionBoş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam. Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı. Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
