Düzenlendi ✓
Öncelikle merhaba. Geç gelen bölüm için özür dilerim. Küçük bir kaza geçirerek parmağımı kırdım. Bu yüzden affınıza sığınıyorum. Ve düzenleme adı altında bölümleri baştan yazdığımı belirtmek isterim. Düzenli bir bölüm akışımız yok ama bitireceğim den emin olabilirsiniz.
Bu arada benimle beğeni ve görüşlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. İyi okumalar.
"İŞ ORTAKLIĞI"
''Afiyet olsun Miran ailesi. Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun''
Bir bomba etkisinin yarattığı sesin geldiği yere dönüldüğün de, sanırsa en çok şaşıran kişi Ceylin olmuştu masada.
Barlas'ın kasılan çenesi genç kızın gözünden kaçmamıştı. Çatalı tutan eli sertleşmiş, bakışları keskin bir bıçaktan farksızdı.
Dışardan çok sakin görünsede Barlasın ruh halini sezmemek imkansızdı. Çok gergindi. Sessizce yanında ki Sameti gönderip, ayağa kalktı.
Sinan Miran.
Bu yüzü tanımıştı. Gözlerinde parlayan kıvılcımlar hiçte hoş niyyetli değildi.
Ne işi vardı onun burda?
Bildiği kadarıyla Sinan Miran ve Barlasın arası soğuktu. Barlasın nefretle parlayan gözlerini ve Sinanın arsızca sırıtan yüzünü görünce bu tezinde haklı olduğunu anladı.
Her hareketinden yapmacıklık aka aka yanındaki izbandutlarını tek hareketiyle gönderdi kapıdan dışarı. Bakışları sabitti. Bakışlarının odağı Ceylindi.
Adımlarını masaya yönlendirip, masanın başında durduğunda sessizlik soğuk bir ürperti gibiydi.
Ceylin göz ucu Berzan'a da baktığında, Barlas'dan çok farkı olmadığını görmüştğ. Sadece daha sabırlıydı. Ağabeysine nazaran gözlerinde nefret pırıltılarını saklamakta ustaydı genç adam.
Sinan geldiğinden beri yüzünde taşıdığı o yapmacık sırıtışı silmemişti hâlâ.
''Aa, darılıyorum ama, istenmeyen evlat gibi. Kahvaltıya davet etmeyecek misin sevgili amca oğlum?''
Sahtelik akan bir alınganlık maskesi takmıştı yüzüne. Sesinden her hareketinden anlaşılıyordu bu. Aslında hiç umrunda bile değildi. O sadece huzursuzluk için gelmişti ve geleli daha bir kaç dakika olmadan isteğine ulaşmıştı bile.
'' Tiyatro gösterin bittiyse gelme sebebini söyle, daha sonra çek git. Çok bilee kaldın. ''
Sinan sesli bir kahkaha atmıştı arsızca. Bu hayatta kuzenini huzursuz etmek en sevdiği şeydi.
Sakin ve telaşsız adımlarla amca oğluna biraz daha yaklaştı. Aralarındaki görünmez sürtüşme Ceylinin gözünden kaçmıyordu. Ne var ki her an boğaz boğaza gelecek gibilerdi.
.
''Ahh amca oğlu ah, sana da hiç iyi olmaya gelmiyor. Kötü olsan bir türlü olmasan bir türlü. Ne sebebi olacak canım, tebrik etmeye geldim. Seni ve güzeller güzeli karını.''
Son sözlerini söylediğinde yüzünü masada oturan Ceylin'e çevirmişti yavaçca. Ceylin zaten ilk karılaşmalarından beri bu adamdan pek hoşlanmamıştı. Sözlerinde ve hareketlerindeki sahtelik mide bulandırıcıydı.
Yapmak istediği şeyi göre biliyordu. Amacı huzursuzluk çıkarmak, Barlası kışkırtmaktı. E başarıyordu da.
Yüzüne düz bir ifade takınmış, oturduğu yerde rahat olmaya çalışıyordu. Ortamdaki gerginliğin onu germedine izin vermemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÁZAM.
Fiction généraleBoş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam. Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı. Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
