Merhaba Sevgili Azamcılar. Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Yeni bölümle karşınızdayım.
Artık Finale doğru gidiyoruz. Az kaldı, kaç bölüm kaldığını söylemeyeceğim sürpriz olsun. Bakarsınız gelecek bölüm final olur. Bilemem artık ;)
Yeni yazmaya başladığım "Dalga Kıran" adlı kitabında sizin görüşlerinizi sunuyorum canlarım. İlk tanıtımı ile karşınızda. Aşkı Azam biter bitmez onun bölümleri yayınlanmaya başlayacak.
Hadi iyi okumalar
Dosyaların arasında kaybolan telefonunun sesiyle başını kaldırıp, kısa bir bakış atmıştı bu muazzam dağınıklığa. Elini kağıtların arasına daldırıp, telefonunu çıkardığında arayan kişi içinde ufak çaplı bir heyecanın fitilini ateşlemişti.
Zaman kaybetmeden hemen açıp, kulağına götürdü.
"Dinliyorum..."
"Barlas bey, istediğiniz gibi bu doktoru yakın takibe aldım efendim. İki hastanede çalışıyor kendisi. ..........Klinik ve .......... Hastanesi. Söylediğiniz gibi kendisiyle bir randevu ayarladım. Sizinle yarın görüşe bileceğini söyledi. Adresi size mesaj olarak iletirim."
Barlas zafer kazanmışca gülümseyerek telefonu kapattı.
Selin Yüce..... Bu kadını aşırı kafasına takmıştı. O gün o hastanede bir şeyler olduğunu, bir şeylerin saklandığını sezmişti. Sezgilerine güvenirdi. ..
Eğer bu saklanan şey aklındaki düşünceyese.....
Barlas düşündüğü bu konuya da kendinede hayret ediyordu. Uçuk bir fikirin gelipte aklına yuva yapması onun içini bir kurt misali kemirip duruyordu. Günlerdir. Tam o günden beri.
Böyle bir şeyin olasılık olma ihtimali bile içinde fırtınalar koparıyordu. Gel görelim ki gerçek olsun.
Bu konuyu aklından atması içinde o kadınla kısa bir sohbet yeterliydi. O da rahatlayacaktı.
Kapısının çalınmasıyla düşüncelerden sıyrılıp gelen kimse içeri gelmesini söyledi.
***
"Nefes al, nefes ver......"dediğinde derin bir soluğu dudaklarından salmıştı.
"Sakin ol Ceylin, bir şey yok. Rahatla, ve gevşe. Kimse sana bir şey söylemeyecek. Sen o kadarda rezil olmadın, kimse senin arkandan konuşmayacak. Sen patronsun bu şirketin ortağısın. "
Asansörün atmasından kendine verdiği teskinlikler bir yere kadardı. Düşüncelerinin ipini daha fazla tutamayacağını anladığı an, o da bırakmıştı zaten.
"Kimi kandırıyorsun ben..... Her kes arkamdan dedikodu mu yapacak."dediğinde sesi ağlamaya yakındı.
Kaç gündür şirkete uğramıyordu. O gün orada, o izbe ormanın ortasında, o yağmurun altında Barlasın onu öptüğü andan sonrası ......
Tam bir kabusdu.
Eninde sonunda o gözlerini açmıştı ve ne olursa olsun gerçek onu her zaman bekleyen şeydi. Hiç bir zaman gerçeklerden kaçılmazdı.
Barlas onu evine getirmişti. Getirip bırakana kadarda hiç bir şey söylememişti.
Sanırsa üstüne fazla gitmek istemiyordu. Böylesi daha iyiydi. Olayın kabus kısmında Ceylin bir türlü şirkete ayak basıyordu utancından.
Adam her kesin içinde Mehana kafa atmıştı. Üstüne üstlük ona karım diyerem abuk sabuk cümleler kurmuştu.
O olayın ardından telefonuna sonunda kavuşmuştu. Tabi karşılaştığı 72 tane cevapsız arama ve sayamadığı kadarda mesaj pekte iyi değildi. Kavuşmasını yeğlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I ÁZAM.
General FictionBoş olan bardağını bir kez daha doldurup, içmeden bekledi adam. Daha sonra ayağa kalkıp, cüzdanından içtiği rakının parasından fazlasını masanın üstüne atmıştı. Ceylin ona ne yaptığını anlamak istercesine bakıyordu. Bir adım atarak yanına gelip, ba...
