~B53~

19.3K 764 81
                                        

Yorum ve görüşlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.

Ceylin uyuşan başını ovuşturup, ayağa kalkmıştı. Odadan çıkıp, merdivenlerden aşağı indi. Salona gidiyordu ki, dış kapının zili çalmıştı.

Evdeki çalışanlardan birinin kapıya yöneldiğini görünce eliyle onu durdurmuş, kendi yönelmişti.

Kapının bir kaç kez daha ısrarla çalındığını duydu. Derin bir iç çekerek, kapıyı açmıştı. Açmıştı açmasınada açmaz olaydı .

Zira gelen kişi hiç tahmin edemeyeceği biriydi. Çakmak çakmak yanan kara harelerinde gördüğü kendi yansımasıydı ,ama içinde yanan ateş bir başkaydı. Bambaşkaydı.

--------

"Ee, beni içeri davet etmeyecek misin, burda böyle mi duracağız?"

İçinde yanan öfke, gözlerinden çıksaydı muhtemelen karşısındaki Barlası çoktan öldürürdü.

"Sen ne yüzle ne adla geliyorsun buraya?" Sözleri bıçak gibi keskindi. Şaşkınlığını da bu öfke sayesinde çabucak atmıştı .

Barlas tepkisizce sadece ölüp bitdiği o kahvenin en güzel tonunda durdurmuştu kendini. O dudaklardan hangi kelime çıkarsa çıksın, o ağız nasıl zehirlerse zehirlesin onu, incinmezdi. Çünkü insan sevdiğine kırılmazdı ki?!

Gelmeden önce kendine verdiği sözü hatırladı. Asla pes etmeyeceğim!

Ceylin bakışları karşısında ezildiğini hissetti adamın. Dakikalarca ona gitmesini söyledi ama Barlas öyle görünüyordu ki kelimelerinin hiç birini duymamıştı.

Yerinde huzursuzca kıpırdandı, bakışlarını kaçırdı, ama nafileydi.

"Bakma bana öyle..!!"diye çemkirdi. 'Gözlerini çıkarasım geliyor' dememişti tabiki. Onu sadece içinden söylemişti.

Barlas çarpıkca gülümseyerek"Nasıl bakıyormuşum?"diye sordu. "Aşık gibi mi?"

Ceylin dondu kaldı. Ne diyeceğini, ne yapacağını unutmuştu. Nerde olduğunu bile unutmuştu ya.

Barlas sözlerinin onda bıraktığı etkiyi keyifle izlemişti. Ona böyle şeyler söylemeyi ne kadar özlediğini anladı. Onu şimdi kollarına alsa, sıkıca sarılıp hiç bırakmasa. Ona mukavemet gösterirmiydi ki?

"Git buradan...Seni görmek istemiyorum..."sözlerini söylemişti ki, içerden gelen bebek ağlaması sesiyle buz kestiğini hissetti.

İşte şimdi nerede olduğunu, ne durumda olduğunu anlamıştı. Heyecan damarlarında kan yerine akıyordu o an.

"Git buradan, hemen!"diye yeniledi.

Aynı sesi Barlas da duymuş olacak ki, kaşları hafifçe katılmıştı.

"İçerde bebek mi var?"

Aniden gelen korku ve panikle "Hayır, hiç kimse yok. "Dedi.

Ama bu cevap Barlasın merakına yetmemiş olacak ki, daha fazla dayanamayıp yanındaki boşluktan içeri girmişti bile. Ceylinin itirazlarına, engellemelerine kalmadan salonda belirivermişti.

Gördüğü tek şeyse, yabancı bir kadın ve koltuğun üzerinde oturan küçük bir kız çocuğuydu.

***

Saniyeler geçmek bilmiyordu o an. Ceylin nefesini tutmuş, üç kişi arasında gidip geliyordu. Ama en çok bu eve yabancı ama kendisine en yakın olan adamda oyalanıyordu bakışları.

"Merhaba...."dedi Barlas kendini toparlayıp .

Lâlezar, bu adamı tanıyordu. Sırf merakından, yıllar önce bulduğu kadına en büyük yarayı veren adamı tanımak için internetden aratmıştı.

AŞK-I ÁZAM.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin