1 / Cerrah

2.4K 63 27
                                    

Şubat.

Spiker, ülkede mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklardan bahsederken güneş, dev pencerelerin içinden geçip televizyon odasını aydınlatıyordu. Birbirini kesen üç uzun koltuk odanın üç duvarını kaplıyordu. Bir duvarı aşağıdan yukarıya kaplayan pencerenin önündeki açık mavi renkteki koltuk diğerlerinden farklıydı. Odanın ortasında üzerinde genellikle sadece Gülşah'ın dergilerinin bulunduğu, odadaki büyük eşyaların arasında eğreti duran küçük, siyah bir sehpa vardı. Kahvaltı masası henüz toplanmıştı. Onur geceyi uykusuz geçirmişti, bilgisayar odasında kaldığı sürede yediği radyasyon onu iyice sersemletmişti. Yumruklarını elâ gözlerinin üzerinde dolaştırırken dağınık olan kaşlarını daha da dağıtmıştı. Esneyerek topladığı bilgilerin özetini aktardı.

"Karısını aldatıyormuş."

Kartal, ekrana bakıp duyduğu cümle karşısında gururla gülümserken Onur da sandalyesinde yaptığı işin karşılığını aldığı gülümsemeye karşılık göğsünü kabartarak gülümsedi. Gece boyu uykusuz kalmasına değmişti. Rüzgar, içeri girerken sakızının balonunu ağzının içinde patlattı. Her zamanki gibi gömleğinin düğmelerini yarıya kadar açmıştı.

"Kızı var mıymış?"

Kartal, ekrana bakmaya devam ederken ağzının kenarıyla gülümsedi, Rüzgar'a tepki vermekten de geri durmadı. Hiçbir zaman durmazdı.

"Zevzek."

Rüzgar, Kartal'a iki parmağını alnına götürerek selam verip siyah koltuklardan birine kendini bıraktı.

"Teslimatı erteleyecek miyiz?"

Kartal, ekrandan çekilip bir elini beline bir elini de çenesine koymuştu. Aslışah'ın sorusunun cevabını düşünerek bir süre sessiz kaldı. Bir kadın için bile fazla ince sayılabilecek kaşları ve göz kapakları arasındaki mesafeyi arttırdı.

"Hayır, hangi şekilde onu ikna edebileceğimizi düşünüyorum. Teslimatın önemi yok, dersini almalı."

Gülşah, moda dergisinin sayfasını çevirirken kırmızı elbisenin fiyatının onun için bile tuzlu olduğunu düşünüyordu. Bakışlarını Kartal'a çevirdi. 

"Ne gibi, Kaptan?"

Kartal'ın cevabından önce Onur söze girmek istedi. Başını bilgisayar ekranından kaldırıp sandalyesini geriye doğru götürünce camın ötesine geçen güneş yüzüne vurdu. Rüzgar, pek çok kızı yaraladığı büyük silahlarından biri olan gülümsemesini yüzüne yerleştirdi.

"Maşallah, mübarek! Tövbe mi ettin? Yüzüne nur inmiş."

Onur, Rüzgar'ın diğerleri tarafından gereksiz bulunan esprilerini seviyordu. İnce dudaklarını yok ederek güldü.

"Rüzgar ağabey... Eklemem gereken bir şey var, adam eski sevgilisiyle beraber. Yani boşanamamış ama gerçek aşkından da vazgeçememiş."

Kartal, ellerini birbirine kenetleyip işaret parmaklarını çenesinde birleştirdi. Cümlesine kaşlarını kaldırarak başlayıp çatarak bitirdi.

"Üç kalp hikayesi, aman ne trajik! Bu durumda koz olarak karısını değil, sevgilisini kullanacağız."

Onur, Kartal'ı onaylayarak başını sallarken ellerini dizlerinin üzerine koydu. Yorgunluktan gözleri karardığı için göz kapaklarını devamlı açıp kapatıyordu. Çocuğun bitkinliği Gülşah'ın gözünden kaçmamıştı.

"Onur, artık uyumalısın."

Onur, başını sallayarak onayladı, dayanabileceği kadar oturacaktı. Planlar konuşulurken ikinci planda kalmak istemiyordu.

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin