44 / Panzehir

55 8 6
                                    

Hastane koridorlarında sevdiklerini bekleyenler için bir ömür gibi geçen birkaç günün ardından Aslışah gözlerini araladı. Tavanın ortasındaki zayıf ışığın kısmen aydınlattığı odaya çevirdi bakışlarını. Karşısındaki duvara monte edilmiş televizyonun kenarındaki kırmızı ışık, beyaz duvara küçük bir renk katmıştı. Gözünü yavaşça kırparken yutkundu, başını sola çevirdi. Geceydi. Pencereye yansıyan, şehrin parlak ışıklarına baktı bir süre. Bakışlarını kendine çevirdi sonra, koluna bağlanmış serumlara baktı. Yukarı kaldırınca başını, bir hastane odasında olduğunu fark etti. Yavaşça hatırladı o karanlık dakikaları. Başını hızla sağa çevirdiğinde Levent'in duvarın dibindeki iki kişilik koltukta uyuduğunu gördü.

"Levent..."

Sesi oldukça titrek ve cılız çıkmıştı. Şimdi zayıflığın zamanı değildi, sesini biraz daha yükseltmeliydi. Rüzgar'ın yaşadığını öğrenmeliydi.

"Levent."

Levent'in uykusunun bu kadar derin olduğunu bilmiyordu Aslışah. Baş ucundaki komodine baktı. Birkaç ilaç, telefon, Levent'in kol saati, bir bardak ve bir şişe su vardı.

Sağ elini bardağa doğru uzatıp parmaklarıyla aşağı itelediğinde parçalanan camın gürültüsü Levent'in gözlerini açtı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sağ elini bardağa doğru uzatıp parmaklarıyla aşağı itelediğinde parçalanan camın gürültüsü Levent'in gözlerini açtı. Kaşlarını yukarı kaldırıp ne olduğuna bakmak isterken Aslışah'ın kendisine bakan gözlerini gördüğü için şükürler eşliğinde yatağın yanına geldi. Aslışah'ın alnına bir öpücük kondururken derin bir nefes aldı.

"Çok korkuttun beni Karabasan."

Aslışah, elini Levent'in omzuna koyduğunda Levent'in dudakları Aslışah'ın alnındaydı.

"Rüzgar yaşıyor mu?"

Levent, geri çekilip yatağın kenarına oturduğunda Aslışah'ın elini parmaklarının arasına aldı.

"Yaşıyor güzelim."

Aslışah, korktuğunun başına gelmemesinin verdiği rahatlamayla bir oh çekti Levent'e bakarken.

"Durumu nasıl?"

"Bunu düşünme şimdi."

"Levent, lütfen! Gözümün önünde ölüyordu."

Levent, onu bu haldeyken üzemezdi. Uyanır uyanmaz Rüzgar'ı sormasına kızsa bile onu üzemezdi.

"Yoğun bakımda. Doktorlar olumlu konuşuyorlar. Yaraları ağırmış ama iyileşecek."

Aslışah'ın gözünden akan yaşlar yastığını ıslatırken sımsıkı tuttu Levent'in elini. Levent ise Rüzgar'ın durumu için fazla iyimser konuştuğu için kendine kızdı, durumu o kadar da iyi değildi.

"Benim yüzümden oldu. Benim nişanıma giderken..."

Levent, parmaklarını Aslışah'ın dudaklarına bastırdı.

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin