29 / Mazi

84 11 2
                                    

Behiç Çuhacı, plağını gramafona yerleştirip iğneyi nazikçe plağın üzerine bıraktıktan sonra sandalyesini cam kenarına sürdü.

Bu şarkıyı çok severdi, hele de ondan dinlemeyi. Uzun süredir açmadığı, açmaktan hep çekindiği çekmeceyi açtı.

 Uzun süredir açmadığı, açmaktan hep çekindiği çekmeceyi açtı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çekmede duran postere uzun uzun baktı. Yıllarca gözü gibi bakmıştı. O kadını çok özlediğinde çıkartırdı çekmeceden. Sesini zaten unutamazdı; plaklarını bu yüzden çok severdi Behiç Çuhacı, o sesi ona hiçbir zaman unutturmamışlardı çünkü. Şahmeran Gazinosu'nun fotoğrafını kimin gönderdiğini çok düşündü, aklına yalnızca Nilüfer geliyordu. Aslında ondan gelmesini bekliyordu bu fotoğrafın, belki de bu yüzden başka bir ihtimali düşünmek istemiyordu. Ondan gelmiş olmasını diliyordu hiçbir şeyi istemediği kadar. Yine de onunla yeniden karşılaşma ihtimali bile nefesini kesiyordu, öfkelendiriyordu onu. Karşısına çıkacak yüzü yoktu Nilüfer'in, olamazdı. Bu yüzden yıllardır ondan hiçbir haber alamamıştı. Yalnızca bir kızı olduğunu duymuştu. Kendisine tercih edilen o adamdan olan bir kız çocuğu. Kendisine değil de o adama benzeyen bir kız çocuğu. Halbuki Behiç'in hayalleriydi bunlar. Biraz kendisine biraz da Nilüfer'e benzeyen bir kızı olacaktı. Annesinin şarkılarıyla büyüyecek bir kız. Kapısının sesiyle geçmişten koptu Behiç.

"Ağabey?"

Kartal'ın sesini duymasıyla posteri ahşap çekmeceye koyup çekmeceyi kapattı.

"Gel Kartal."

Kartal, Behiç'in odasındaki tekli koltuğa yavaşça oturdu. Behiç hala pencerenin dışına bakıyordu. Kartal, müziğin verdiği huzuru kaçıracak cümlesini kurdu.

"Biz artık gitmek istiyoruz ağabey."

Behiç hiçbir şey söylemeden pencereye bakmaya devam etti.

"Onur, çok mutsuz. Aslışah'ı da gördün, erkek arkadaşı buraya kadar gelmiş."

"Hayır, Kartal."

"Ağabey, lütfen."

Behiç, sandalyesini Kartal'ın yanına sürdü.

"Oğlum niye böyle yapıyorsun? Siz bana yük değilsiniz. Gitseniz ne yapacaksınız? Elinde iş teklifi var mı?"

Kartal, başını iki yana sallayıp yüzünü yere eğdi.

"İş teklifi alana kadar hiçbir yere gidemezsiniz."

🎫

Aynanın karşısında kendisini izlerken yaptığının doğru olup olmadığını düşünüyordu. Kalbinin sesini dinlemek için ne kadar geç kaldığını fark ederek çıktığı bu yoldan parçalanmış bir kalple dönmek de vardı. Aynanın karşısından çekilip evine baktı. Her şeyden vazgeçip onun yaşadığı yere gelmişti bir süre önce. Her şey için ondan vazgeçtiği zamanın bedeliydi yaşadıkları. Artık geri dönemeyeceği, dönmek istemeyeceği bir yola çıkmıştı.

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin