17 / Zehir

192 15 2
                                    

Onur, eve döndüğünde herkes kahvaltı masasındaydı. Irmak, mutfaktan ekmekleri getirirken koridorun başında duran Onur'a gülümsedi.

"Gelsene."

Onur, başını sağa sola salladı. Irmak'ın düşünceli bakışlarının önünde hiçbir şey söylemeden odasına çıktı. Üzerinde Kargo ekibinin son çıktıkları tatilde çektirdikleri fotoğrafın bulunduğu dolabın kapağını açtı. Teneke kutuyu çıkartıp yatağının üzerine koydu. Kapağını açıp içindeki fotoğrafları eline aldı. Aradığını bulana kadar eline geçenleri kutuya geri attı. İşte! Nuh'la beraber çektirdikleri son fotoğraf. Nuh'un yüzündeki yaşam belirtilerinin iyice azaldığı; Onur'un onu son gördüğü yerde, onunla son görüştüğü günde çekilen fotoğraf. Çok çabalamıştı Onur, Nuh'u bataklıktan çıkarmak için. Nuh da istemişti kurtulmayı. Ne zaman elini Onur'a uzatsa birileri beline sarılmıştı, bırakmamışlardı onu. Onur, Nesrin Albay'ın yanından hiçbir şey söylemeden ayrılmıştı. Anlaştık dememişti, bu işi yapmam dememişti. Nuh'un gözlerini üzerinde hissetti. Nuh, annesinin iş teklifini reddedecek bir arkadaşa mı sahipti? Yoksa annesinin iş teklifini mutlulukla kabul edecek bir arkadaşa mı?

"Onur?"

Kartal, Onur'un odasına girdiğinde Onur fotoğrafları aceleyle kutuya koyup kapağı kapattı. Kartal'ın bakışları Onur'un tedirginliğini yakalamıştı.

"Nasıl geçti?"

"Belirsiz. Şartlarda birkaç pürüz var. Aslında senin gidip konuşman daha iyi olur."

Onur, yükü üzerinden atmak istiyordu.

"Tamam. Buluşmayı ayarla, bana bildir."

"Tamam, Kaptan."

Onur, Kartal gittikten sonra kapağı açıp aceleyle koyduğu fotoğrafa yeniden baktı. Derin bir nefesle ciğerlerini doldurdu.

"Özür dilerim Nuh."

🎫

"Sonra da her şeyi gidip Nejat'a anlattım."

Irmak'ın anlattığı hikâyeler Rüzgar'ın ilgisini çekmeyi başarmıştı. Ağzı şaşkınlıktan ve meraktan açılmış halde kızın ağzından çıkan kelimeleri kovalıyordu.

"Nejat da onları enseledi tabii."

"Öyle... Ben olmasam Nejat, Nejat olmasa ben... Birbirimizin arkasını hep kolladık."

"Nejat'la aranızda bir şeyler mi var?"

Irmak'ın çatık kaşları Rüzgar'a kızıyordu. Rüzgar'ın geri adım atmayan bakışları gelecek cevaba pusu kurmuştu.

"Neden? Benden mi hoşlanıyorsun?"

"Belki."

Irmak, dalga geçerek gülümsedi. Ayağa kalkıp salondan çıkarken başını soluna çevirip Rüzgar'a baktı.

"İşine bak, çocuk."

🎫

Aslışah, kararını açıklamak için Levent Tuğtekin'in evine gitmeyi uygun buldu. Can'ın verdiği kağıtta tarif ettiği evin önünde durdu. Gösteriş budalası bir adamın bu kadar gösterişsiz bir evde oturması Aslışah'ı şaşırtmıştı. Arabasını uzaktan kilitleyip eve doğru yürüdü. Bahçenin kapısını açarken bir kızın koşarak yanına gelişini izledi.

"Merhaba!"

Aslışah, gülümseyerek kızın boyuna indi.

"Merhaba. Levent Tuğtekin'i tanıyor musun?"

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin