15 / Zehir

192 14 11
                                    

Irmak Toraman her girdiği ortama kolaylıkla uyum sağlayabilenlerden değildi. Girdiği yere alışmalı, orayı tanımalı ve zamanla bir parçası haline geldiğini hissetmeliydi. En azından tanıdık birisini görmeliydi. Görecekti. Görmüştü. Behiç'in sandalyesine doğru gidip elini uzattı.

"Uzun zaman oldu."

Behiç, gülümseyerek kızın elini tuttu. Nejat'a çok yardımı dokunmuştu ama Behiç'e sağladığı istihbaratın karşılığı hiçbir şekilde ödenemezdi. İşleri Kargo'ya bıraktıktan sonra Irmak'la birkaç kez görüşmüştü ve sonra herkes kendi hayatına dönmüştü.

"Nasılsın? Neler yapıyorsun?"

"İşsizim... Değilse böyle bir işi kabul etmezdim, biliyorsun."

Rüzgar, kapı girişinde kollarını birleştirmiş, Emre'nin yanında konuşmayı dinliyordu.

"Fazla açık sözlü."

Emre ona bakmadı. Emre duyamazdı, Rüzgar... Emre'ye baktı bir süre. Onun için bazı şeylerin ne kadar zor olduğunu düşündü. Bir müziğin notasında huzuru bulamazdı; sevdiği kadının sevgi dolu sesini, bir çocuğun kahkahasını, arkadaşının şakalarını duyamazdı. Söyleyemezdi de Emre... İçinden bir şeyler söylemek gelirdi belki ama ellerini beklemek zorundaydı her zaman.

"Bir sorun mu var?"

Emre, izlendiğinin farkına varmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Emre, izlendiğinin farkına varmıştı. Duymuyor olabilirdi ama görebiliyordu. İnsanların kendisine uzun uzun bakmaları eksiklerini yüzüne vururdu, hiç sevmezdi bu bakışları. Elleriyle Rüzgar'a sorusunu yöneltince Rüzgar gülümsedi, gözlerini kaçırdı ve elini Emre'nin omzuna koydu. Odadan çıkarken Aslışah'ın odaya girmesine engel oldu.

"Artık Yuva'ya gitmen gerek. Deniz seni soruyor. Ayrıca..."

Aslışah, umursamazca omzunu silkti. Saçları omuzlarından sırtına aktı.

"İyi olduğumu söyle."

Rüzgar, çatık kaşlarıyla Aslışah'a birkaç saniye baktıktan sonra onu kolundan tutup yandaki odaya götürdü. Aslışah'ın çıkıp gitmemesi için güvenlik görevlisi gibi kapının önüne dikildi.

"Rüzgar!"

"Mine iyi değil, Aslı! Deniz ise..."

"Mine iyi değil, Deniz iyi değil... Ben çok iyiyim değil mi? Kimse benim iyiliğimi umursamıyor!"

Aslışah'ın sesi hiç olmadığı kadar üzgündü. Rüzgar, Aslışah'ın bir süredir parçalarını toplamaya çalıştığının farkındaydı. Gülşah'ın gidişinden en fazla onun etkilenmesi bir sürpriz değildi ama Rüzgar şaşırmıştı. Aslışah'ın güçlü görüntüsünün ardındaki parçalanmışlığı şimdi daha fazla görebiliyordu. Aslışah, Rüzgar'ın sessizliğini susturmak istedi.

"Tamam... Mine'nin yanına gideceğim."

Aslışah, Rüzgar'ı kolundan iteleyip yolundan kaldırdı. Rüzgar hiçbir şey söylemedi. Aslışah'ın göstermek istemediği tarafını görmüştü ve ikisinin iyiliği için bunu unutmalıydı. Aslışah'ın arkasından odadan çıkıp kapıyı çekti.

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin