18 / Zehir

190 15 7
                                    

Sonbahar yerini kışa bırakmaya hevesliydi. Havanın ağırlığı ve keskinliği her şeyi daha da zorlaştırıyordu. Aslışah, tabuta bakarken birkaç saniyelik bir anı kendini sürekli tekrarlıyordu. Mine'nin küçük bedeni kendisi kadar bir tabuta koyulmuştu. Irmak, Aslışah'ın koluna girmiş, ona destek olmaya çalışıyordu. Tabutu önce Rüzgar ve Kartal omuzlamıştı; Nejat ve Onur da arkadaydı. Rüzgar'ın ayakları bataklığa saplanmış gibiydi. Yürümek daha önce hiç bu kadar zor gelmemişti ona. Mine'yle oynadığı oyunları hatırladı, Deniz'le ikisinin oyunlarını... Boğazındaki düğümü hiçbir yutkunma açamazdı, tutamadığı gözyaşlarını hiçbir el silemezdi. Gidene mi üzülmeliydi kalana mı? Ne kadar da kısaydı hayat; birkaç oyun, birkaç gülümseme ve birkaç gözyaşı...

"Ben gitmek istemiyorum."

Irmak, mezar taşlarının arasında ilerleyen bir avuç adama bakmayı bırakıp Aslışah'a döndü.

"Emin misin?"

Aslışah başını salladı. Mine'yi bir kez cansız görmüştü, bir kez daha görmeye dayanamayacağını düşündü. Güçlü müydü? Öyle sanıyordu, öyle görünüyordu... Hayatında tanıdığı en zayıf kadındı kendisi. Cebinde titreyen telefonun ekranında Can'ın fotoğrafı vardı. Telefonu çıkardığı yere geri koydu.

🎫

Havanın soğuğu biraz kırılmış, güneş batarken ışıklarını insanlardan esirgememişti. Rüzgar, odasına çekilmiş Mine'nin gidişini Deniz'e nasıl açıklayacağını düşünüyordu. Ona nasıl açıklamışlardı?

"Arkadaşın öldü."

İki kelime. Bir saniye. Bir ömür. Rüzgar'a alıştırarak söylememişlerdi. Öylece, beklediği bir şeymiş gibi söyleyivermişlerdi. Onu yıkmışlardı, Deniz'in yıkılmasına izin vermeyecekti.

"Gelebilir miyim?"

Aslışah, ondan bir cevap beklerken odayı süzdü. Rüzgar'ın odası her zamanki gibi dağınıktı.

"Tabii."

Aslışah, ayakta durup tırnaklarını birbirine sürterken Rüzgar yüzünü ekşitti.

"Otursana Aslı."

Aslışah, Rüzgar'ın yatağının kenarına, kaçmaya elverişli bir pozisyonda oturdu.

"Ben teşekkür etmeye geldim... Geçen gece için. Yanıma geldiğin için."

Rüzgar birkaç saniye Aslışah'a baktı, sonra yeniden pencereye döndü.

"Rica ederim."

Aslışah'ın sessizliği rahatsızlık verdiğinde yeniden ona döndü. Aslışah, gözyaşlarını yok etmeye çalışırken Rüzgar'a yakalanmıştı. Rüzgar koltuktan kalkıp Aslışah'ın yanına oturdu.

"Aslı..."

"Rüzgar, her şey neden üst üste geliyor?"

Rüzgar, Aslışah'a sarıldı. Bir cevabı yoktu, elinden başka hiçbir şey gelmiyordu. Kartal'a bir söz vermişti; Aslışah'ın yanında ol Rüzgar.

🎫

Kartal için Nejat'la görüşebildiği her an değerliydi ama Zerrin'den gelen bir telefonu da reddedemezdi.

"Başınız sağ olsun, Kartal."

"Sağ ol."

"Yanına gelmek istedim ama bugün işler çok yoğundu..."

"Nasılsın?"

"Seni özledim."

Kartal, gülümsedi.

KargoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin