Kartal, binanın dar koridorları arasında yürürken Nejat'ın burada içi sıkılmadan nasıl kalabildiğini merak ediyordu. Nejat'la ayrıştıkları pek çok noktadan biriydi bu; Kartal düzenli çalışamazdı ve Nejat düzenli çalışmanın kitabını yazardı. Kahve kokusu duvarları yalayarak Kartal'ın burnuna geliyordu. Yanından geçtiği iki adam dün gece işlenen cinayetle ilgili konuşurken Nejat karşısına çıktı. Elini arkadaşının omzuna koyarken gülümsedi.
"Hoş geldin Kartal."
Nejat Çakıcı. Polis. İyi bir polis ama kesinlikle iyi polis değil. Yeraltını Kartal kadar iyi bilse de pek çoğunu yakalatmak yerine kullanmak işine geliyor. Bu onu kötü polis yapan pek çok şeyden biri. Güven verici yüz hatları ise ona bahşedilmiş bir kaçış anahtarı; kimsenin şüphelenemeyeceği kadar sıcakkanlı ve bebek yüzlü. Nejat'ın odasına geçtiklerinde çayları çoktan gelmişti. Nejat sandalyesini çekerken Kartal'a baktı.
"İşin düşmese uğramayacaksın, bozuluyorum bak."
Kartal gülümsedi. Gülümsemek. Bir süredir ona yabancılaşmış bir şeydi. Ya da o her şeye yabancılaşmıştı.
"Yine işim düştü."
Nejat, parmaklarını şıklatıp avucunu masaya vurdu.
"Tanıyorum seni Kartal."
Dostlukları böyle şeylerden sarsılacak kadar temelsiz değildi. İkisi de birbirlerinin ne kadar meşgul olduğunu biliyordu; her fırsatta görüşmek için fırsat kolladıklarını da. Nejat'a olayı anahatlarıyla anlatmıştı. Kartal'ın istihbaratı diğer taşıyıcılara göre oldukça üst düzeyde olsa da elinin ulaşamadığı yerlerde Nejat'ın eliyle yol alıyordu.
"Aklında biri var mı?"
"Her zaman olur, biliyorsun."
Kartal'ın aklında aracını yakanın, havuzuna silahlar ekenin kim olduğuna dair birkaç isim vardı. Kesinleşmeden dillendiremeyeceği isimlerdi bunlar.
"Yetimhaneden birileri mi?"
Yetimhane... Kartal'ın, Nejat'ın ve hatta pek çoğunun evi. Ev. Bir yere ev demek için içinde neler olmalıdır? Anne, baba, kardeş... Kartal'a uzak kelimelerdi bunlar. Tek bir kelime insanı kaç yıl öncesine götürebilir? Kartal, yetimhanenin bahçesindeydi şimdi. Soğuk havanın acımasızlaştırdığı taşın üzerindeydi. Diğerlerini izliyordu. Güçlü olanın güçsüzü ezmesini, topun yuvarlanışını, çığlıkları... Bazen bir el gelip başını okşuyordu. O zamanlar Kartal o elin kendisini tutup şimdi olduğu yere getireceğini bilemezdi.
"Neden arkadaşlarınla oynamıyorsun?"
Sesin sahibine dönüp bakmamıştı Kartal. Kollarını dizleri üzerinde birbirine bağlamıştı.
"Onlar kötüler."
Kartal'ın düşüncesi otuz yıl boyunca değişmemişti. Onlar kötüydüler. Suçsuzu suçlayacak kadar, iftira atacak kadar, güçsüzü dövecek kadar kötüydüler. Eskiden onları suçlardı Kartal. Eskiden büyükleri anlamıyordu. Büyüdükçe büyükleri suçlamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kargo
ActionWattys 2018 Son Liste 📌 Wattys 2017 Son Liste 📌 Suçluların, silahların ve karanlığın kucağındaki yeraltı dünyasının her bir parçasının birbirine kenetlendiği noktada Kargo ekibinin de dahil olduğu taşıyıcılar vardır. Tehlikeli iş hayatları, sınana...