Hava serindi ve yağmur, yağmak için aşağıdakilerin işe koyulmasını bekliyordu. Yol kaygan olacaktı ve işler daha da zorlaşacaktı. Arabanın kapısını açmadan önce ellerini cebine sokup etraftakilere bir kez daha baktı. Cehennem kadrosunu dolduracak kişilerin arasındaydı. Şehre gece çöktüğünde ortaya çıkıp tozu dumana katarlar ve gündüz olduğunda işlerine geri dönerlerdi. Yasa dışı işler yapan yasal insanlardı. Ellerini cebinden çıkarıp Karabasan'ın kapısını açtı. Arabasına bu adı vermişti. Kötü rüyalarla yaşayan biriydi; daha iyi bir isim olamazdı. Koltuğuna yerleştikten sonra aynasını kontrol etti. Herkes arabalarına geçmeye başlamıştı. Bu seferki diğerlerinden farklı olacaktı. Şampiyonların şampiyonunu seçeceklerdi. Yılda bir kez ele geçen bir fırsattı, iyi değerlendirilmeliydi. İşte, yine geliyordu. Yarışları başlatan kadın. Saçlarını bu kez at kuyruğu yapmıştı. Aşırı zayıftı ve kilosunun çeyreğini yüzündeki makyaj oluşturuyordu.
"Üç!"
Sağ kolunu sağına uzattı.
"İki!"
Ve sol kolunu soluna. Bu, direksiyonu kavrama vaktiydi.
"Bir!"
İki kolunu da yukarı kaldırdı, sağa sola baktı ve kollarını hızla yere indirdi. Arabaların gürültüsü izleyicilerin kulak zarlarını titretti. Sıralamada altıncıydı. Beş kişiyi geçmeliydi. Beşinci olan yeşil arabayı geçmekte zorlanmadı. Öndeki turuncu araba bir sağa bir sola kırıyordu. Saçını kulağının arkasına kıstırdı ve arabasını kaydırmaya başladı. İşte! Onu da geçebilmişti. Üç ve iki numaralı arabalar birbirlerini tehdit etmekle meşguldü. Bir süre işin kızışmasını bekledi. İki araba birbirine yaklaştığında yolun boş kalan kısmından su gibi aktı. Diğer arabalara gülerek bakarken önüne çıkan direği zorlukla fark etmişti. Direksiyonu hızla kırdı.
Arabası bir süre savrulduktan sonra yeniden kontrolü sağladı. Kalbi hızlı çarpıyordu, çok hızlı. Bunu seviyordu. Adrenalini tüm vücudunda hissetmeyi, hızı... Sürpriz! Üçüncü araba onu sıkıştırabilmek için üzerine üzerine geliyordu, yanına geçip arabasını yavaş yavaş onun olduğu tarafa getirmeye başladı. Bundan nasıl kurtulacaktı? Kulaklığından gelen sese odaklandı.
"Karabasan?"
"Evet?"
"Yavaşla ve seni geçmesine izin ver."
"Ama..."
"Yavaşla dedim. Ben halledeceğim."
Ona söylenileni yapmak zorundaydı. Arabasının hızı düştüğünde üçüncü araba ikinci sıraya yerleşti. Kazanmak için henüz erkendi. Lider araba, Karabasan'ın kâbusu olan arabayı kenara sıkıştırdı. Karabasan bu fırsatı kaçırmamalıydı. Lider arabadan gelen yardımı minnetle karşılayıp birinciliği ona sunacak değildi. Ondan beklenilen buydu ama yapmayacaktı. Zaten ne zaman istenileni yapmayı becerebilmişti ki? İki arabayı da arkasında bırakıp Karabasan'ı bağırtarak yolun altında kaymasını izledi. Sona gelmişti. Bağırıp çağıran, bahislerinin tutup tutmayacağını merak eden insanlarla dolu bitiş çizgisine yavaş yavaş ilerledi ve çizgiyi geçti. İşte! Şampiyonlar şampiyonu olmuştu. Mutlu değildi. Sevinmemişti. İnsan hiç yapması gereken şeyi yaptığı için sevinir miydi? Arabasını durdurdu. Eldivenini parmaklarından kaydırıp yan koltuğa bıraktı. Dışarıdaki sesleri duyabiliyordu. Onu kutlamayı veya ona kötü bakışlar atmayı bekleyenlerin yanına gitmek için arabanın kapısını açtı. Can Serter, adını yine öfkeyle anıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kargo
ActionWattys 2018 Son Liste 📌 Wattys 2017 Son Liste 📌 Suçluların, silahların ve karanlığın kucağındaki yeraltı dünyasının her bir parçasının birbirine kenetlendiği noktada Kargo ekibinin de dahil olduğu taşıyıcılar vardır. Tehlikeli iş hayatları, sınana...