@SudenurDrkn2004 bölüm ithafı sana ^^
## #
"Mavi gözlü olmadığım için mi sevmedin beni? "
Sesim çaresizdi, hiç olmadığı kadar. Korkuyordum, neden bilmiyorum ama korkuyordum. Nedendi korkum? Ada'nın başkasına aşkla bakabilecek olmasından mı korkuyordum? Bilmem. Neden korktuğumu bile bilmiyordum.
Ada'nın endişeli bakışları beni buldu. Şaşırmıştı. İrice açılmış gözleri, neden burada olduğumu, sevgilisiyle neden kavga ettiğimi sorguluyordu adeta. Ağzından çıkan kısık sesli, "Furkan?" kelimesini duymamama rağmen dudaklarını okuyarak anlamıştım.
Gözlerim yanındaki adama döndü. O da şaşırmışa benziyordu. Artı olarak biraz da sinirli gibiydi. Benim ise duygularım karman çorman olmuştu. Ne hissedeceğimi bilmiyordum. Adamın sorgular gibi bakan mavi gözleri bir bana, bir Ada'ya bakıyordu. "Ada? Tanıyor musun bu herifi?" dediğinde sukünet bozulmuştu.
O an Ada'nın adını ağzına alan o herifi oracıkta boğmak istedim. Kıpırdamadım ama, Ada'nın ne diyeceğini merak ediyordum. Beni tanıdığını, hatta aramızda daha önce bir şeyler geçtiğini söyleyecek miydi? Yoksa yalan söylemeyi mi tercih edecekti? Umarım yalan söylemekten kaçınır, kim olduğumu söylerdi.
"Evet abi. Tanıyorum, İzmir'den arkadaşım. Beril ve Ayça'da tanıyor. "
Tanıdığını söylemesi içime derin bir nefes çekmeme sebep olmuştu ama şimdi aklımı kurcalayan çok başka bir şey vardı. Ada bu herife abi mi demişti? Ada'nın bir abisi vardı, bunu biliyordum. Bu herif Ada'nın abisi miydi? Daha da önemlisi, Ada'nın bir sevgilisi yok muydu? Sorular zihnimi ele geçirmişken, adamın sesiyle soruları bir kenara bıraktım.
"Tamam... Arkadaşın, peki. " dedi Ada'ya ve ardından bana döndü. " Ulan manyak herif, durduk yere niye saldırıyorsun üzerime?! "
Emin olmuştum, bu adam Ada'nın abisiydi. Dolayısıyla adama karşı olan davranışlarımda birkaç oynama yapmalıydım.
"Abi, bir yanlışlık oldu ondan ben birden saldırdım sanırım..."
"Gözü kör olsun bu yanlışlığın! İstanbul'a bir geldim, yanlış anlayan geliyor dalıyor arkadaş!"
Bu sözlerden sonra Ada'nın abisine kendimi sevdiremeyeceğimi düşünüp üzülmem gerekirken kahkahalarla gülesim gelmişti. Ada'nın bir sevgilisi yoktu! Tabii ki mutlu olacağım. Hatta, sanırsam Ada'nın abisinin sözlerinden sonra kısık bir sesle kıkırdadım. Duymamasını umuyordum, iyice bok çukuruna sürmeyeyim olayıda!
"HasbinAllah. Cins cins arkadaşlarınız var sizin de maşaAllah!" Gülmemek için dudağımın kenarını ısırdım. Komik bir şey söylemiyordu aslında, aklımdaki düşünceler gülmeme yol açıyordu.
"Bırakın şimdi arkadaş olayını. Niye kavga ettiniz siz be! Manyak mısınız? Tanımadığınız birine dalma gibi bir huyunuz mu var?" Ada'nın cazgır tavrına gülümsedim. Birkaç günde her şeyini nasılda özlemişim...
"Benim değil de, sizin arkadaşlarınızın öyle bir huyu var herhalde! " dedi abisi sitemle ve devam etti. "Çağatay denen çocuk bir, bu iki!"
Çağatay da bir 'yanlış anlaşılma' yaşamıştı sanırım.
"Durduk yere benim abime ne dalıyorsun sen be!"
"Yanlış anlaşılma dedim ya!" diye sitemli konuşmamın nedeni kolumu ısırmış olmasıydı. Isırmaya da devam ediyordu! Abisinin kolundan tutup çekmesiyle ısırmayı kesmek mecburiyetinde kalmış, beni rahat bırakmıştı.
"Tamam! Bugünlük bu kadar kavga yeter! Başka 'yanlış anlayacak' biri daha yoktur İnşaAllah! Neyi yanlış anladıysanız artık! "
Neyi yanlış anladığım konusu sorulmadığı için rahatlamıştım. Sevgilisi sandım diyemezdim herhalde!
"Adın ne senin?" dedi yüzüme dik dik bakarak.
"Furkan. " diyerek kısa bir cevap verdim.
"Sende Ayça'nın ailesinin evinde bizimle mi kalacaksın?"
Onlarla kalmayı isterdim ama kalmayacaktım. Bir otelde kalacak, ara sıra Ada'ya görünecek, beni merak etmesini sağlayacaktım. Merak edip etmediğini de Çağatay'dan öğrenecektim. Beni merak edecek mi, soracak mı? Merak ediyorum.
"Hayır, otelde kalacağım ben. " derken Ada'nın tepkisini kontrol ettim. Normal bakıyordu. Bir tepki göstermemişti. Omuz silkip abisine döndüm. Hala adını bilmiyordum.
"İsmin ne?" dedim direktman. Birden sorunca garip olmuştu galiba.
"Deniz." dedi gözlerini kısıp bakarak. Oğlum en baştan kaybettim ben bu adamın güvenini! Hiç yoktan adama saldırırsan olacağı bu! Şimdi bir de abisinin güvenini kazanmaya çalış!
"Tamam... Ben sizinle geleyim, bir Çağatay'ı göreyim. Sonra, otele giderim. " dedim gereksiz bir açıklama yaparak. Başını onaylarcasına salladı ve Ada'ya döndü.
"Hadi Ada, eve gidiyoruz."
"Yalnız ikinizde acayip dayak yemişsiniz ha! Abi kızacaksın ama sende daha çok yara bere var." dediğinde sırıttım. Deniz abinin ise durumu, benim tam tersimdi. Ben gülüyordum, o somurtuyordu.
"Ama senin daha çok dayak yemenin sebebi bir günde iki kişiyle kavga etmen ve yorulman. Öbür türlü Furkan bitmişti. " dediğinde sırıtma sırası Deniz abide, somurtma sırası da bendeydi.
Omuz silktim. Ben kendim ne olduğumu biliyordum sonuçta. Ada gelmese daha ne döverdim ben onu... Gençliği mahvolurdu hani. Acıdım, acımasam çoktan bitmişti işi.
##
Kabul, çok kısaydı. Ama yarın deneme sınavım var ve ancak bu kadar oldu. Birde size söylemem gereken birkaç şey var. Okuyun lütfen, önemli.
Annem wattpad uygulamasını telefonumdan kaldırdı. O yüzden bir süre bölüm ekleyemezsem mazur görün lütfen. Ben yine de bölüm eklemeye çalışacağım. Bu arada, madem bir süre wattpad'de bulunamayacağım hayalet okuyucu olan, olmayan, okuyan herkesin yorum yapmasını rica ediyorum. Lütfen? İster övün, ister eleştirin. Sadece yorum yapın, ya da mesaj da olabilir? Mutlaka cevap veririm. Cidden? *-*
Y/NBugünkü patlamada İstanbul da olanlar iyi misiniz? Bir ses verin. Allah hepinizi korusun. Bu arada, yarın mecbur kalmadıkça kalabalık ortamlara girmeyin arkadaşlar. Allah terörün de belasını verecek #Kahrolsunterör
![](https://img.wattpad.com/cover/41190672-288-k465921.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafan Mı Güzel?
ЮморAyça, Ada ve Beril'imizin komik halleri ile size güzel bir yolculuk sunarken ayriyetten Çağatay, Furkan ve Berkay da bize eşlik ediyor. Lisenin başlarından beri birbirlerine düşman kesilmiş bu iki grup. Düşmanlıkları komik bir hal almış bu altı insa...