45. Bölüm(Kahvaltı)

3.9K 311 61
                                    

Merhabalar! Uzun süredir bölüm gelmiyordu düzenleme sebebiyle. Düzenleme bitene kadar gelmeyeceğini söylemiştim. Gerçi, henüz düzenleme bitmedi, hatta başındayım ancak size bir hikayeyi hatırlatayım dedim. Özlemişsinizdir belki? Ben çok özledim. Yorumlarınızı da, oylarınızı da... O yüzden yazmak istedim. Unutmuş olabileceğinizi düşünüp aşağı bir de hatırlatma bıraktım. Ve son olarak, umarım düzenlenmiş bölümleri okumuşsunuzdur ve okumaya devam edeceksinizdir. Çünkü çok değişiklik olacak ve düzenleme bittikten sonra devam edecek olursanız kafanız karışabilir. Ve bu bölümde Ada'nın pasta sevmediği belirtiliyor ancak önceden Ada Ayça'nın doğum gününde bayıla bayıla yemişti pastayı. Düzenlemede pasta yediğini belirten kısımlar değişecektir, bilginize.

Hatırlatma:
Ayça'nın ailesinden ve İstanbul'dan ayrılıp İzmir'e dönmek üzere yola çıktılar. Dört kişi geldikleri yerden yedi kişi dönüyorlardı. Uçak türbülansa girdiğinde Beril birinin üzerine düşmüştü. Bunu gören Çağatay, Berkay'ın artık harekete geçmesini istediği için abartılı bir mesajla olanı anlatır. Türbülans sırasında Furkan'ın gün boyu not alıp durduğu ve kimseye okumadığı defter yere düşer ve Ada'nın ayak uclarına kadar kayar. Yazılanların bir kısmını okuyan Ada defterin Furkan'a ait olduğunu fark etmiştir. Defterin onda olduğunu anlamaması için geldiği yerden geri gönderir. Uçaktan indiklerinde Berkay'ın orada onları beklediğini görürler. Beril bunu umursamaz. Eve döndüklerinde Furkan defteri Çağatay'a okutur. 'Kanka olmak' maddesini gören Çağatay, Furkan ile dalga geçer.

***

- Kendini acındır
- Ölesiye acındır
- Hep acındır
- Her neyse
- Hayatını kurtar
- Yemekle gönlünü fethet
- Kanka ol
- Bunların hepsini dene

Yazdıklarını bir kez daha okuyup gözlerini kırpıştırdı Furkan. Ne yapacağını şaşırmıştı kendini affettirmek için. Türlü türlü fikir dönüyordu aklında, bunları unutmaması gerekiyordu, belki bir işe yarardı? O yüzden tek tek not almıştı fikirlerini. Hiçbirinin işe yarayacağını sanmıyordu ya, neyse... Başka bir kız olsa işe yarardı belki ama söz konusu Ada'ydı ve Ada'nın sağı solu belli olmazdı.

Ada aynı zamanda beklemeye değer bir kızdı ama Furkan daha fazla bekleyebileceğini sanmıyordu. Bunun tek sebebi artık kendisinin ve Ada'nın hayatında mutluluğu misafir etmek istemesiydi. Erkenden gelip kalıcı misafirleri olsa ne olurdu ki?

Biraz daha düşündü. Aklı sanki durmuş gibiydi, hiçbir şey düşünemiyordu. Çağatay'ın mutfaktan seslenmesiyle kendine geldi. "Gel hadi, kahvaltı yapalım. Berkay da yok bugün, biliyorsun, yalnız kahvaltı yapmayı sevmiyorum."

Berkay ailesini ziyaret etmeye gitmişti. Ailesiyle arası bozuk değildi ama pek görüşmüyorlardı. Ayda bir iki kez gidip görüyor, bir ihtiyaçları var mı öğreniyor ve biraz annesiyle zaman geçiriyordu. Babasıyla hiçbir sorunu olmamasına rağmen babası Celal amca ve Berkay birbirlerine pek zaman ayırmazlardı.

"Aç değilim!"

"Küfür ettirme bana sabah sabah, kaldır kıçını buraya gel."

"Ulan aç değilim!"

"Yine de gel!"

"Göbek bağın benimle birlikte mi kesildi, ne var lan?!" Sinirlenerek ayağa kalktı ve mutfağa yöneldi. Mutfaktan içeri girdi ve Çağatay'ın masanın başında elinde telefonuyla durduğunu gördü.

Kafan Mı Güzel?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin