Havaalanına gelmiş, uçaktaki yerimizi almıştık. Çağatay çaprazımda tonton bir dedecikle yan yana oturuyordu. Ada beni yanımda, Beril ise bir teyzeyle arkamızda oturuyordu. Beril uçaktan ölesiye korktuğu için kendini çok sıkmıştı. Yıllardır uçakla annesini ziyarete gidiyor hala korkuyor uçaktan. Nasıl bir şeyse o.
Çağatay'ların olduğu yöne baktığımda dedecikle ufak bir tartışma içerisindeydiler.
" Az sakal bıraksaydın be çocuğum. Sakal bırakmak sünnettir. Bil bunları! Bu ne böyle pürüzsüz yüz. Çok bebefeç tipi var sende.. Ah ah! Eski ben olsam sollardım seni. Bir yakışıklıydım. İzmir'in tamamı hastaydı bana."
Baby face mi demek istemişti az önce? Dedeye bak be!
" Bebefeç ne be amca? " sen ne anlarsın be cahil?!
" İşte senin gibi olanlara deniliyor ya. Ah ah! Şimdi ki gençlik amma cahil. Eski be- " derken dedeciğin sözünü Çağatay kesti.
" Dur tahmin edeyim. Eski siz olsaydınız çok zekiydiniz değil mi? Hatta beni de sollardınız. " sinirlenmişti. Ne sinirleniyorsun hemen? Hem bu dedeye kızılır mı ya? Tonton bu ya.
" Ben seni şimdi de sollarım, ayağını denk al. " dedenin bilmiş bilmiş konuşmasıyla Çağatay ofladı.
Çağatay'ı daha da sinir etmek hususuyla konuştum. " Çağatay, dedeye sahip çıkalım. "
Dedecik sinirle bana baktı. " Sen ne konuşuyorsun ordan? Hem kimmiş dede? Dede senin- "
Dedenin son anda ağzından çıkaracak olduğu şeyleri anlayan Çağatay, dedeyi susturmak istercesine öksürdü. Çağatay'ı sinir etcem derken kabak benim kafamda patladı, iyi mi?
*-* *-* *-*
" Arkadaşın otele para vermesin boşuna oda burada kalsın. Misafir odalarından birini ayarlarız. Koca ev sonuçta, sığarız bir zahmet. " dedi annem. Tutturdu Çağatay'da burda kalsın nolacak? Diye. Nolacağı var mı anne ya?
" Anne o otelde kalır. Onun otele bağımlılığı var. İzmir'de bile kendi evinde uyumuyor otelde uyuyor o. " diye krem rengi bir yalan uydurdum.
" Sen nerden biliyorsun sürekli otelde uyuduğunu? " hayır neden sürekli bugün bütün planlarım ters tepiyor ki?
" Bilmiyorum. Öyle umuyorum yani. "
" Sinir etme kızım beni. Ara işte abin sorun etmez. Babanı ben ikna ederim. Sen ara çocuğu otel odalarında harap olmasın. "
" Anne. Çağatay o. Herif İnan şirketinin varisi. Birde sürünüyordur diyorsun. " dedim oflayıp. Sinir edecek bu kadın beni ya.
" Kız, ara dedim ya! Sinir etme beni, alırım ayağımın altına! " bu kadın telefonlarda duygu sömürüsü yapıyor,ama görüşünce ağzımı burnumu kıracak gibi konuşuyor. İşte ana budur!
" İyi, iyi. Arıyorum. SÜRÜNMESİN OTEL KÖŞELERİNDE! " söylene söylene telefonu elime aldım ve rehberden piç insan' ı bulup üzerine tıkladım.
" Alo? "
" Çağatay. Eşyalarını yerleştirme. "
" Yerleştirmedim zaten, yarın sana yerlettirtçem. " bok yersin Çağatay.
" Hadi len ordan! Eşyalarını topla bizim eve gel. Annemin Çağatay aşkı tuttu! " dediğimde telefonun diğer ucundan bir kaç hışırtı duydum.
" Yemin et. Geliyorum ben. Kapat, kapat! " dediğinde inadına kapatmadım. Kendi kendine konuştuğunda dinlemeye çalıştım.
" Emine Teyze beni şimdiden sevdiyse işim kolay. Kolay di mi? Tabi babası var daha. Onlarda kalırsam babası ne seviyor ne sevmiyor öğrenir ona da sevdiririm kendimi. " daha fazla dinleme gereği duymadan telefonu kapattım amacı ne bunun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafan Mı Güzel?
HumorAyça, Ada ve Beril'imizin komik halleri ile size güzel bir yolculuk sunarken ayriyetten Çağatay, Furkan ve Berkay da bize eşlik ediyor. Lisenin başlarından beri birbirlerine düşman kesilmiş bu iki grup. Düşmanlıkları komik bir hal almış bu altı insa...