/DÜZENLENMİŞTİR/
İyi okumalar ^^
14.Bölüm(Sende Küçük Boksun!)
"Bugün dışarı çıkalım mı?" diye bir fikir öne attım.
"Ben gelemem. " diyen Beril'e Ada ie aynı anda " Neden? " dedik.
Telefonunu cebine koyup bize döndü.
" Şey.. Size anlatıcaktım ama vakit olmadı. Ben... Sevgilimle buluşacaktım. "
Ada " Berkay'la mı? " demesiyle kafasına bir şaplak yedi.
" Adı ne? " dedim. Açıkcası bir sevgilisinin olduğunu bize anlatamaması beni üzmüştü.
"Şey...Soner!evet, evet Soner adı."
"Tamam. " dedim.
Ada aklına yeni bir şey gelmiş olacak ki konuştu.
" Haa şeey... Bende gelemem kanka ya."
"Neden? "
" Of. Bir şeyden işte. "
Beril ve Ada aynı anda kalkıp aynı anda
" Ben hazırlanayım. " dedi.
Tamam bende yalnız gezerim o zaman.
* * *
Yol kenarındaki parkta oyun oynayan iki kızın bir oyuncak bebek için kavga ettiklerini görünce adımlarımı oraya yönelttim.
" Niye kavga ediyorsunuz bakıyım siz? "
Kızlardan cazgır tipli olanı bana döndü.
" Sana ne be sümüklü! ? " dedi.
" Sensin be sümüklü! Sümüklü şey. "
Bana sümüklü diyen cazgır kız oyuncağı bıraktığı için diğer kız yeri boylamıştı.
" Ben sümüklü değilim! "
" Ben hiç değilim! "
" Hayır, sen sümüklüsün! "
"O zaman sende Küçük boksun! "
Kız kollarını göğsünde buluşturup
" Ben küçük bok değilim! "
Dil çıkarıp " Öylesin. " dedim.
Yanımıza gelen genç bir kadın küçük bokun elinden tuttu.
" Hadi gel gidiyoruz Öykü. "
" Anne, ben küçük bok muyum? " dedi merakla annesine bakarken. Öylesin tabii.
"A-a o nerden çıktı canım? " Dedi kadın şaşkın bir şekilde.
" Sümüklü bana öyle dedi. "
" Sümüklü kim? " eliyle beni gösterdi.
Kadın kınarcasına bana baktı.
" Hayır, canım. Öyle değilsin. O abla bir şey bilmiyor. "
'Hıh! Sensin abla! ' diyen iç sesime katıldım.
Küçük bok bana dil çıkardığında aynı şekilde karşılık verdim. Diğer kız ise hala yerde bizi izliyordu. Küçük bok ve annesi gittiğinde kızın yanına çöktüm.
" Gel kalkmana yardım edeyim. " geri çekildi.
" Hayır, kendim kalkarım. "
" Neden yardım etmemi istemiyorsun? "
" Çünkü sen sümüklüsün. "
" HasbinAllah veli vel vekil... " diye mırıldandım.
" İyi yardım etmiyorum. "
Parktan çıktım ve yürümeye başladım. Tek başıma gezmek istemiyorum.
Of be. Beni yalnız bırakmasalar olmucak.
Böyle giderken bir yere takılıp düştüm. Yanıma gelen kişiye bakmak için yüzümü kaldırdım. Bu.. Piknikteki çocuktu.
" Merhaba Ayça. " dedi beni yerden kaldırırken.
" Merhaba... "" Oktay. " diye tamamladı cümlemi.
" Merhaba Oktay. "
Yol kenarındaki kafeyi gösterdi.
" Oturmak ister misin? "
" Olur. " dediğimde kibarca gülümsedi. İçeriye girip bir masaya yerleştik.
* * *
Saatime baktım.
" Ben artık gitsem iyi olacak. "
" Peki. " diyerek garsonu çağırıp hesabı ödedi.
Oh, beleşe kolada içtim.
Oktay'la ikimiz birbirimize numaralarımızı verdikten sonra bir daha buluşmak üzere ayrıldık.
Oktay çok iyi biriydi açıkcası. Utangaç, tatlı, neşeli..
Telefonuma baka baka eve giderken bir duvara tosladım, pardon insanmış.
Ne yedin la sen? Belim çıktı sanırım.
Bir günde iki yb geldi. Sınır yok. Ama bu bölüm Çağatay'sız veya Ada'sız vesaire olsada çok sevdiğim bir bölüm oldu. O yüzden yorum istiyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/41190672-288-k465921.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafan Mı Güzel?
HumorAyça, Ada ve Beril'imizin komik halleri ile size güzel bir yolculuk sunarken ayriyetten Çağatay, Furkan ve Berkay da bize eşlik ediyor. Lisenin başlarından beri birbirlerine düşman kesilmiş bu iki grup. Düşmanlıkları komik bir hal almış bu altı insa...