Multi:Deniz... İyi okumalar
"Annee??? "diyerek aşağıya indim.
" Nerdesin be kadın?"Bugün pazardı ve ben saat onda kalkmıştım. Birsürü işim vardı ve işe de geç kalmıştım. Saat sekizde işte olmalıydım ama saat ondu yine azar işiticektim, anneme baktığımda koltukta uyuduğunu gördüm.
Yüzümde bir gülümseme oluştu.
Kıyamam ya. Yanağını usulca öptüm.Şu hayatta tek zayıf noktam annemdi.
Ben beş yaşındayken annem ve babam ayrılmışlardı o anı hayal meyal hatırlıyorum. Çok üzülmüştüm. Babamın bakışlarını ve annemin hüznünü hatırlıyordum sadece.
Kafamı iki yana salladım o iğrenç anıları, her gece gördüğüm o kabusları, bunları hatırlamak istemiyordum. Çünkü bu beni sadece üzüyordu.
Herneyse bu evde annemle beraber yaşıyorduk bundan on iki yıl önce Ankara'da yaşıyorduk. orayı çok seviyordum ama babam ve annem boşanınca buraya yani İstanbula taşınmak zorunda kaldık. İstanbul'u hiçbir zaman sevmedim.
Kardeşim yok ama kardeşim diyebileceğim arkadaşlarım var Toprak ve Eflin onlar benim canlarım destekçilerim.
Belki garip gelecek ama onların yaşadıkları bana güç vermiş ve birbirimizden güç almıştık. Birbirimizi hep sahiplenmiştik. Eflini bu mahallede tanıdım evlerimiz çok yakın hemen bir sokak yukarımızda.
Eflin; sevecen eğlenceli nazik bir kız. Kimse hakkında kötü birşey düşünemeyecek kadar saf ve temiz kalpli. Annesi öldükten sonra babası da başka bir kadınla evlenmiş. Eflinde anneannesiyle yaşıyor. Çok tonton bir ninesi var. Biz ona tontiş diyoruz.
Toprak ise zengin bir kız çocuğuydu ama zenginliği onu mutlu etmiyordu. çünkü sakat bir annesi ve içkici bir babası vardı her gece başka kadınlarla ilgilenen bir adam! Toprak duygusal eğlenceli ama olgun bir kızdı Eflin ve bana göre yaşadıkları onu olgunlaştırmıştı. Toprağı bizim kafenin orada kayalıklarda ağlarken görmüştüm. Ve o günden beri kardeşim. Mahallemiz çok güzel komşuluk ilişkisi olan huysuz amcadan sokakta doyasıya oynayan çocuklardan ve olmazsa olmaz dedikoducu kadınlardan ibaret. Ama ben seviyorum bu mahalleyi. Bana aile hissi veriyor.
Annemi istemeyerekte olsa uyandırdım.
"Ben gidiyorum meleğim . "
"Tamam güzelim benim, birşeye ihtiyacın var mı? "
" Sağol gerek yok annem. "
" Akşam biraz geç kalabilirim haftasonu ya merak etme zaten en fazla bir saat."
"Peki. "diye onayladım annemi ardından telaşla konuştu.
" Kahvaltı yapmadın! "
" İş yerinde atıştırırım bay bay" Diyerek evden çıktım.
Bahçe kapısını açıp sokağa adımımı attım iki katlı bahçeli bir evdi bizim evimiz bu mahalledeki tüm evler böyleydi zaten. Az çok birbirine benzerdi.
Huysuz amca bahçe suluyordu "günaydın huysuz amcam! " dedim. Dudağını yaşlılara özgü bir şekilde büzdü ve bana sırtını döndü. Tek başına yaşıyordu bu adam, karısı ölmüştü. Aslında önceden huysuz değildi yani üç sene önce karısı ölmeden. Derin bir iç çekip yoluma devam ettim. Ama ayağıma gelen top ile durmak zorunda kaldım. Topu sektirip oynarken "Topu at Deniz abla yaa" diyen Vedat'ı işittim. Topu onlara attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır!!(BAKIMDA)
HumorMizah içinde #34. Olmuştur. Onlarınki aşk değil! daha fazlası onlar aşka inanmıyor inanacaklarmı? Hadi beraber görelim. ... İki insan düşünün ikiside aşka inanmıyor. Biri annesine kin beslerken bir diğeri ise babasına olan kini yüzünden ve çevresi...