Mm:Deniz :))
Pembe, dizimin bir karış üstünde biten bel kısmında siyah işlemelerin olduğu bir kıyafet giymiştim." Bir önceki bölümdeki elbise "
Batudan mesaj gelince aşağıya indim bende.Tontiş evde değildi komşudaydı.
Akşam olmuştu bile Batu beni görünce bir ıslık çaldı. Bu utanmama sebep olurken" çok güzel olmuşsun "
Diyerek dahada utanmama sebep olmuştu." Teşekkürler"
Kapımı açtı ve arabaya bindik kısa bir süre sonra şık bir yere gelmiştik ama buraya gelene kadar ormanlık alandan geçmiştik. Batu kapımı açarken bana elini uzattı elini tutup inerken koluna girdim.
İçerisi hoş bir havaya sahipti bir garson yanımıza geldi ve bize masamızı gösterdi. Batu sandalyemi çekerken teşekkür ederek oturdum ay kaç kere teşekkür etmiştim yaa?
Yemeklerimiz geldiğinde, " kırmızı şarap? " diye sordu.
Hayır teşekkürler dedim. Ama yine de doldurmuştu sessiz sakin bir şekilde yemeğimizi yerken. Konuşmak için ağzımı açmıştımki Batuda" Eflin?" demişti "önce sen " diyerek gülümsedim oda" önce sen? "Dedi lütfen önce sen dedim gülümseyerek ve şaraptan bir yudum aldım. Iyy tadı iğrençti ama insanın içesi geliyordu.
İkinci bardağa başladım. Alışmıştım sanırım" Bak Eflin nasıl başlayacağımı bilemiyorum ama bir yanım söyleyip kurtulmak için can atıyor ve nihayet-"
Artık biraz bulanık görüyordum Telefonuma gelen mesaj ile sözü kesilmişti bakmayacaktım ama ard arda gelen mesajlar ile mesajı özür dileyerek açtım.
Gönderen Meriç:
Eflin biliyorum geç ama sana bir şey söyleyeceğim yazılıydı ikinci mesajı açtım
"Eflin beni dinlemelisin " ne olmuştu ya bir yudum daha aldım ve bir mesaj daha
" Yada boşversene" tam cevap yazacağım sırada kolumdan tutulup çekilmemle geriye doğru sendeledim batuda ayağa kalkarken.
Ne işin var senin burda Meriç dedi.
Sanane batu derken Meriç, Bende burdayım dedim gülümseyerek.
"Batu eflini alıyorum kusura bakma demiycem bak!! birdaha eflini zor görürsün" bunları Meriç söylemişti.
Batu sinirlenmişti, "Meriç çek git şuradan" dedi ve kolumu tuttu. İkiside birbirlerine öldürücü bakışlar atıyorlardı. Ne yapacaktım ben Yaa!!!
Denizden...
Eve giderken boynuma geçen baston ile çekilmiştim lan noluyo??
huysuz Amca, " Deniz hani gelecektin sen, kaç gün oldu bir gelemedin"Boynumu ovuştururken, "huysuz Amca tamam konuşalımda akşam oldu yaa" diye mızmızlandım. Bana öyle bir bakış attı ki altıma yapmaktan beter oldum. İçeri girdim bana oturmamı söylerken sırtını döndü ve camdan dışarı bakmaya başladı.
"bak deniz küçüklüğünden beri tanıyorum seni, sende beni tanıyorsun. Ama bazı şeyleri değerlendirmeye çalış ön yargılarını bir kenara bırak bak Nerimanı bilirsin benim canım çocuklarımın annesi, tek aşkım biz nasıl tanıştık biliyormusun?
Bunları söylerken bana döndü ve tek kaşını kaldırdı."İyide bana bunları neden anlatıyorsun ki huysuz Amca"
diye sordum çünkü bunları kimseye anlatmazdı. Beni duymamazlıktan gelerek anlatmaya devam etti.Yıl 1954 güzel bir bahar mevsimi işe gidiyorum henüz yirmi yaşındayım. Biraz geç kalmışım onun için hızlı hızlı yürüyorum. Durakta, Dolmuş olduğunu gördüm ama kalkacaktı. hızımı arttırdım ama bir ses duydum bir kadın yere düşmüştü bacağı kanıyordu kimse yardım etmiyor, yanından geçip gidiyordu. dolmuşa baktım geç kalacaktım ve adam "kalkıyoruz " dedi. İki adım kalmıştı seslensem duyardı ama yapamadım geri döndüm.kadına yardım etmek için Cebimdeki mendili çıkardım ve kanayan yaraya bastırdım. Yüzüne bakmamıştım "iyimisiniz " diye sordum. Ayağım çok acıyor dedi. Yüzüne baktım pürüzsüz bir yüzü vardı yanağında ufacık bir ben vardı beyaz tenliydi uzun kirpikleri denizi aratmayacak mavi gözleri vardı. Zayıftı bacağını temizledim ve yerden kaldırdım onu eli o kadar yumuşaktıki gerçek olup olmadığından şüphe ettim bir an. bir banka oturduk,Bisikletine baktım tekerleği çıkmıştı ama çok sağlam bir şeyede benzemiyordu bakıma ihtiyacı vardı. O zamanlar bisiklet tamir ediyordum. Onun ise bisikletkere baya bir zaafı vardı. "Bisikletim kırıldı " diye hüzünle konuştu. Onun üzülmesine üzüldüm. "ben tamir ederim" dedim çekinerek. Bir anda gözlerinin içi parladı yüzünde kocaman bir gülümseme ile bembeyaz dişlerini serdi ortaya." Ciddimisin? " dedi. Ben utanmıştım evet dedim. Bisikleti yerden kaldırdım ama bana bir söz vermeni istiyorum dedim. Şimdi şaşırmıştı ama ben daha çok şaşkındım" benimle bisikletin tamir olduktan sonra boğazda gezeceğimize söz verirsen" dedim. Nasıl dedim bilemiyorum ama demiştim işte, yanakları kızardı ama "tamam" dedi. Bisikleti aldım ve tamire götürdüm. ona da adresi vermiştim bitince sana telgraf yollarım dedim. Ama adresini bilmiyorum dedim. Adresini çantasından çıkardığı kağıda yazdı. İşe gittiğimde usta beni kovacaktı belkide ama bisikleti gördü kızmadı bana bizzat ben tamir etmek istediğimi söyledim. Bisikleti tamire başladım. Ben eve gidiyordum Bisikleti de eve götürüyordum. Tamiri iyi gidiyordu. O gün annem elinde bir zarf ile geldi tam İki gün geçmişti Bisikleti tamire başlayalı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Aşka İnandır!!(BAKIMDA)
HumorMizah içinde #34. Olmuştur. Onlarınki aşk değil! daha fazlası onlar aşka inanmıyor inanacaklarmı? Hadi beraber görelim. ... İki insan düşünün ikiside aşka inanmıyor. Biri annesine kin beslerken bir diğeri ise babasına olan kini yüzünden ve çevresi...