49.Bölüm*Virüslü Kivi*

1.2K 75 24
                                    

Bölüm şarkısı: Gizem yeliz saltoğlu "gel öpem seni"

Denizden...

İnsanlar hayatın garip halkaları aslında. Her şeyi düşünen ama saçma şeylere takılan basit yaratıklar. Burda asıl değinmek istediğim nokta şu ki vücutları her şeye karşı önlem alıp ruhu korurken sadece bir hastalığa çözüm üretemiyor.

Bu garip değilmi?

Her şeyin bir çaresi veya ilacı var fakat onun yok.

Kusursuz bir şekilde düzenlenmiş ve bize bahşedilmiş bu beden sadece bir şeye karşı önlem alamıyor.

Buda düşündürüyor. nasılmı? İlki şu ya "Aşk" sadece üç harften ibaret ve çok basit olduğu için kimse onun bir sorun olduğunu düşünmüyor.

Yada: hâlâ ne olduğu bulunamadı.

Belkide biz, siz, ben fazla abartıyoruz bu hissi. İki insanın birbirinden hoşlanması elbette olabilir.

Ama onu görünce dili tutulması?

Hareket edemeyip heyecanlanması?

Yada ufacık bir temasta tenin alev alması? Bunun adı ne? Bu şey iyimi kötümü? Neredeyse herkesde var diyeceksiniz yaşıyor diyeceksiniz öyle ise İnsanların nezle olması gibi mi?

Hayata sadece bir kere geliyoruz oda yaşamak için hemde dolu dolu yaşamak için yaptığımız bir hata ile tüm ömrümüzü heba edemeyiz bencil olmayın.

Şöyle düşünün "ben onsuz yaşayamam!" demeyin Hiçbir zaman, sormazlarmı bu zamana kadar nasıl yaşadınız diye?

Peki ya tip? Bu önemlimi? Tabikide değil sadece beyinsiz insanlar tipe bakar aşk kalpten geliyorsa tipe bakılmaz o işe beyin karar vermiş Olur. o zamanda aşk olmaz. Sonuçta onuda Allah yarattı senide.

Saf olmayın.

Siz severken tipine mi baktınız gülüşüne takıldınız belki? Belki efendi oluşuna belki yardımsever oluşuna yada o kadar abartmaya gerek yok belki sadece yürüyüşünü görüpte sevdiniz.

İnsanlar bir kişiyi sevdiğini kendine kabul ettiremez belkide, Aşk diye bir isim takıp daha sempatik bir hale getirmeyi düşündüler ama aşktan korkan onu saçma bulan bir nesil yetiştirdiler.

Ya bazıları; sadece aşk için yaşıyor. Buda saçma düşünsenize "hayatım boktan ama aşık olsam geçer" sadece gülerim ben bu söylediğinize. Hiç tek taraflı dokunmadan, uzaktan sadece görerek sevdinizmi birini? O bilmesede özledinizmi siz? Ne demiş şair; "dokunmadan sevmenin mümkün olduğunu sende öğrendim ben"

Gerçekten seven insan kolay unutamaz hatta unutmaya çalışır unutamayacağını anladığı zaman ise vazgeçer gelmeyen gemi beklenirmi? Oda onun gibi işte çölde su bulmayı ne kadar beklemezseniz birinide unutmayı o denli beklemeyin.

Başka biri ile kimseyi unutmayı çalışmayın bu size zarar. Ancak gerçekten vazgeçtiğinizde birini unutup başka birine yer açarsınız. Ama dediğim gibi üçüncü evre bu "aşk acısı" kivi gibi aslında ağzına ilk aldığında eşki bir tat veriyor sonra ona alışınca çok tatlı tarifsiz bir lezzet bırakıyor damağına. Ama kivi bittikten sonra kalan o tat eşki ve insanı sinir eden cinsten. Bir türlü damağınızdan çıkartamadığınız.

Bana göre aşkın tanımı bu işte "virüslü kivi"

Daldığım hayal dünyamdan yataktan düşer gibi uyandım.

Aklıma Melis ve Eymen gelince kafam kazana dönüşüyordu.

Melisin gerçekten eymeni sevdiğini düşünmüştüm çünkü herşeye dinlenen kız yani benim kuzenim karşımda ağlamıştı. Ne kadar sevmesekte birbirimizi bana anlattıkları oldukça samimi ve duygularında sadık bir şekilde dile getirilmişti.

Beni Aşka İnandır!!(BAKIMDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin