43.Bölüm*Dönüşüm Projesi Part:2 (Fare) *

1.4K 86 16
                                    

Hatırlatma...

Nihayet teyzemler giderken ateşte gitmek için ilerlemişti. Taki annem ensesinden tutup çekene kadar.

"Dur bakalım delikanlı önce bir konuşalım" gözlerim şaşkınlıkla açılmış ve bu benim yutkunmamı sağlamıştı.

Bitmiştim...

Denizden..

Yaklaşık on dakikadır Ateş ile yan yana koltukta suçlu çocuklar gibi oturuyorduk. Annem karşımzdaki tekli koltukta yüzümüzü itina ile incelerken bu sessizlikten korkmaya başlamıştım.

Kafamı annemin pembe ev terliklerinden yüzüne çıkardım.

"siz ne zaman sevgili oldumuz aklım cidden almıyor? Kızım sen ateşten nefret ederdin! " anneme hak veriyordum. Ama biz ateşke sevgili değildik. Tamam hislerimizi söylemiştik hatta ateş baya romantik bir teklif yapmıştı ama bu sevgili olmak için değildi ki. Beni aşka inandırmak içindi.

Kafamı iki yana salladım. Ateşin bakışları üzerimdeydi biliyordum. Görmesemde o bakışları beni dahada geriyordu.

"evet sevmiyordum ama-" dediğimde sözlerimi ateş  tamamlamıştı.

"Ama sevgi teyzecim sizinde her gittiğiniz yerde birbiriniz ile aynı ortamda kalmak zorunda olduğunuz bir baş belası olduğunda işler düşünüldüğü gibi olmuyor işte"

Dedikleri ile kaşlarımı çattım tamam benimde diyeceklerim böyle birşeylerdi ama bana sataşmasa olmayacakmıydı?

"peh! Sen kime baş belası diyosun be" atarlı ergenler gibi verdiğim tepki ile kendime göz devirip kaşlarım çatılı bir şekilde  ateşe dönmüştüm.

Ateş yüzünde eğlenen ifade ile bana bakıp "sanaa"  dediğinde gözlerimi kıstım.

"Ateş! Sensin baş belası defol git ya" diye konuştuğumda annem gür bir kahkaha patlatmış ve bizim bakışlarımıza maruz kalmıştı. Hadi amaa kimin yanında tartışsak gülüyorlardı.

Annem bakışlarımızdan sonra susmuş ve zor bela konuşmuştu.

"Siz nasıl sevgili oldunuz ya! Şu halinize bakın kedi ile köpek gibisiniz sevgili olmadan önceki halinizden bir fark yok! " dediğinde. Kaşlarımı çatmıştım.

" Sevgi teyzecim ben artık gideyim saatte epey geç oldu daha şirkete gitmem gerekiyor"  demişti.

Bildiğimiz üzere önemli bir projeleri vardı ve çalışması gerekiyordu.

Annem kaşlarını çatmış"bu saattemi" demişti.

"aslında sizde biliyorsunuz bu işleri az çok bizde patron olduğumuz için mecburuz"

Annem onaylar biçimde bir kafa sallamış ve iyi akşamlar demişti. Daha sonra bizi bırakıp mutfağa gitmişti.

Ateşi kapıya madar geçirdiğimde hâlâ suratım asıktı. Baş belasıymış!

"deniz? "

Yüzüne bakmadan " hı? " dediğimde elinin çenemdeki baskısını hissettim.

" baş belası dememe mi alındın sen? "
Gözlerimi kaçırdım. Aslında alınmam çok tuaftı.

"yanağımdan öpen ateş ile rüyadan uyanır gibi kendime gelirken ateş ise sırıtıyordu. "Püsküllü belamı olacaksın sen başıma? " demişti. Sebepsiz buna kıkırdarken ateşde gülmüştü.

"asma surayını ufaklık yüzünü asınca bir çocuktan farkın kalmıyor" demişti.

Kimdi ufaklık? Benmi?

Beni Aşka İnandır!!(BAKIMDA) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin