mahkumiyet

7.3K 283 12
                                    

Herkese selam.....

Musmutlu hafta sonları....

Yorum ve votelerinizi bekliyorummmm.

Hersey icin tesekkurler...

Sizleri seviyorum.

Kocaman opucukler...

Sibellll.....


ANT.......

yeminim, sözlerim, annem.....

bunlar hayatımın temelini oluşturan gerçeklerdi ama karşı koyulmaz bir şekilde çekildiğim kız şimdi yanımda başını koltuğun arkasına koymuş gözlerini bile kırpmadan beni izliyor.

yapma ant dedikçe ona gidiyorum, bakma dedikçe ondan ayıramıyorum gözlerimi, dokunma dedikçe onu daha çok hapsetmek istiyorum kendime.

onunla ilgili bencillik yapmayacağım dedikçe bencil bir pislik gibi onu yanımda tutmak bana muhtaç etmek bana sığınmasını istemek ne yaparsam yapayım beni terk etmeyeceğini bilmek istiyordum.

''nereye gidiyoruz'' dediğinde gözlerimi ona çevirdim, tanrım çok güzeldi. ona seçtiğim elbise ancak bu kadar yakışabilirdi. harika görünüyordu.

''uzaklara, var mısın'' dediğimde gülümsedi, o gülümseyince zifiri karanlık yol bile aydınlandı.

''ciddiyim'' dedi

''bende ciddiyim'' dediğimde gözlerini devirdi elinde ki küçük çantanın içinden çalan telefonunu çıkardı.

''efendim anne'' her zaman aramıza birileri girmek zorunda mıydı?

''biliyorum anne, tamam uzatma artık eliflerde kalıcam, size iyi geceler'' dedi ve telefonu kapattı ama telefonda oyalanmaya devam etti, bir kaç saniye sonra burnundan verdiği nefes merakımın katlanmasına neden oldu. ne vardı bu telefonda bu kadar dikkatli bakacak.

''sorun mu var'' dedim ama sinirlerim bozuluyordu çünkü hala telefonuyla ilgileniyordu.

''hayır'' dedi dümdüz bir sesle ve telefonu çantasına koydu,

''biz nereye gidiyoruz ant''

''bağ evime'' dedim o telefonda her ne varsa öğrenecektim aklımın bir köşesine yazmıştım.

onu neden evime götürüyordum bilmiyordum. annemin son nefesini verdiği evdi orası, çocukluğumun geçtiği acıların harman olduğu yerdi, babamın beni tekmeleyerek kaçıp gittiği evdi, ama gerçek antın da olduğu yerde orasıydı.

Yol boyu tek kelime etmeden gozlerini benden ayirmadan sonunda bağ evine vardik.

Uzerinde ki incecik elbisenin acik olan kollarinin usudugunu gorebiliyordum. Dışarisi soguktu icerisi disaridan daha soguktu

Burası saklanmak zorunda kalmadigim yerdi. Burası kucuk ant oldugum yerdi burda 11 yasinda annesi ölmemiş olan ant vardi.

O katı,acımasız dengesiz adam degildim burda.

"Uzun zamandir gelmiyordum buraya yorganin altina gir simdi geliyorum" dedim ve kömurluge gidio odun ve cira alip iceriye girdim.

Söminenin uzerinde duran eski resimlerime bakan kizın sırtına baktım. elime aldığımda elbisenin sırtının bu kadar açık olduğunu fark etmemiştim. bir kez daha kızdım kendime, onu bu halde kendi yaşıtlarında ki erkeklerin libidon manyağı gözlerine mi teslim etmiştim.

lanet olsun, sakin ol koru şu lanet sakinliğini, dişlerini gıcırdatmayı bırak onu korkutacaksın dedim kendime ve derin bir nefes aldım.... ahhh binlerce lanet, nergis kokusu burnumdan kalbime kadar girmişti, nerdeyse elimde ki odunları düşürüyordum.

Ateşe YürüyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin