mümtaz korkmaz

5.7K 257 34
                                    


MÜMTAZ KORKMAZ......

biliyorum.... farkındayım... görüyorum.... 

kabul ediyorum.... aşağılık bir adımım. 

18 yaşımdaydım. galatasaray lisesinde okuyordum. okula sevinçle mutlulukla gidiyordum. çünkü o vardı. sevil atasoy. çok güzeldi. ama utangaçlığım ona yaklaşmamı engelliyordu.

yanımdan geçse kalbim duruyordu, yanlışlıkla bile olsa bana baksa nefes alamıyordum. parasız yatılı okuyordum. galatasaray lisesinde okumak kolay değildi. babam işçi annem gündelikçiydi. aklım sayesinde parasız yatılı sınıvlarını kazandım. yazları it gibi orda burda çalışıp okul zamanında onun karşısında mahçup olmamak için çabalıyordum. ama çabalarım boşunaydı beni görmüyordu bile, 

üç yıl boyunca onun beni fark etmesi için elimden geleni yapsam da fark etmedi, ta ki okulun son gününe kadar, o gün yanıma gelip elimi tuttuğunda dünyalar benim olmuştu ama sonumuzun olmadığını söylediğinde dünyaları bana veren kadın dünyaları da başıma yıkmıştı. 

iktisat fakültesi son sınıf olduğumda babam kendi köyünden bir kızla çıktı karşıma, adı kaderdi. güzel hamarat ve sessiz bir kadındı. mecburdum evlenmeye ömrümü sevili bekleyerek geçiremezdim. 

kaderle evlendim, ama bu aşk sevgi yoksunu bir evlilik oldu. oğlumuz olunca düzelir sandım olmadı, iş güç ekmek aile çocuk hiç bir şey umurumda değildi. sadece sevil vardı, ve kurduğum hayaller. 

kader, iyi bir kadındı cefakar sevgi dolu merhametliydi ne yaptıysam onu sevemedim, çabaladım ama olmadı, oğlumuz bile onu sevmeme neden olmadı. tek bir ilahi sevgi, tek bir gerçek vardı oda sevildi. 

ant..... onuda sevemiyordum. olmuyordu daralıyor bunalıyordum yanlarında. yerim onların yanı değildi sevil tek sevil olmalıydı hayatımda. 

çalıştığım kurumun borçları yüzünden kapanacağını duyup iş aramaya gittiğim bir gün idare binasından çıkarken onu karnı burnunda gördüm. 

öldüm mahfoldum. yanında benden başka bir adam vardı. dayanamadım. sevil sadece benim kalmalıydı, benimdi o, erişemediğim nefes alamayacak kadar delirecek kadar sevdiğim kadındı. 

onun için benim olması için herşeyi yapmaya hazırdım, günlerce eve gitmeden yanında ki adamın peşinde dolandım. kocasıydı. olamazdı. olmamalıydı. 

karım çocuğum hayatım nefesim umurumda değildi. tek gerçek oydu ve benim olacaktı. 

kocası olacak adamı adım adım takip etmeye başladım ve bir gece yarısı çıktığı kumarhanenin dar sokağında üç bıçak darbesiyle onu öldürdüm. sonrası da çorap söküğü gibi geldi. 

babası çok zengindi, önce tüm arastırmaları  zekeriya'ya yaptırdım, ona zekeriya denmesinden hoşanmayan adama kısaca zet diyorduk, pislik bir adamdı ama ara sıra delikanlılığı tutuyordu. 

önce sevilin babasının yanında işe girdim, öyle çok çalışıyordum ki anlatamam. sonunda göze girip terfi alıp müdür olunca aradan geçen zamanda sevilin doğurduğunu bir kızı olduğunu öğrendim. herşeye vardım, onunla tüm eziyetlere vardım. kendi oğluna babalık etmeyen ben onun kızına seve seve babalık etmeye hazırdım. 

sonunda karşı karşıya geldiğimizde, tüm çabalarım meyvesini aldı, görüşmeye başladık, kızı zeynep sekiz aylık olduğunda babası ve annesi benim düzenlediğim komploya kurban gidip, arabanın tutmayan frenleri sayesinde ikisi de öldü. artık aramıza girecek kimse kalmamıştı derken, zet bir gün kapıma geldi kaderin gidişimden sonra hastalandığını ant'ın çöpten ekmek bulup ıslatıp yediklerini tüm mahallenin yardımlarıyla ayakta durduklarını söyledi. 

ant ve kader, ,ikisi de umurumda değildi. 

sevile evlenme teklifi ettiğimde sevinçle kabul etti. ama önce yapmam gereken bir iş vardı. eve gittim,

ant beni görünce boynuma atılmaya çalıştı ama yapamadı, onu kendi kanımdan olmasına rağmen oğlum göremezken diğer tarafta kızım olmayan bir kızı kendi kızım gibi sevmeye başladım çünkü onu sevil doğurmuştu. tek gerçek sevildi, kızının kimden olduğu umurumda değildi. 

eve gittiğimde kaderi yatakta buldum, cahil bir kadındı kader okuması yazması yoktu ama gururlu bir kadındı ona gerçeği anlattığımda önüne koyduğum kağıdı imzaladı,  evde kalan bir kaç parça eşyamı alıp çıkıyordum ki ant bacaklarıma yapıştı, onu oğlum olarak görmüyor sevmiyordum bacaklarımı zorlada olsa ondan kurtardım ve onları terk ettim, pişman mıyım? hayır. 

ben gittikten bir yıl sonra kaderin öldüğünü duydum. üzülmedim, kurtulmuştu gariban, ant'ı bir yetiştirme yurduna vermişlerdi, tüm bunları zet'den öğreniyordum, bir süre sonra ne zet'den nede geçmişimden haber almadım. 

ta ki zeynebi kaçıranın ant olduğunu öğrendiğimden beri, intikam almaya çalışıyordu hatta bunun için beni ayağımdan bile vurdurdu ama ben ayağa kalktığımda tüm eski pis dostlarımı toplayıp onu eşşek cennetine gönderdim sandım ama yanıldım. 

kızımi oğlum demeye utandığım adama aşık oldu.

hiç bir şey bilmediğimi sanıyorlar ama onlar gelirken ben ikinci sefere dönüyordum farkında değiller, tüm bankaların yüzüme kapanan kapılarının tüm eski dostlarımın borç alabileceğim herkesin bana sırtının dönmesinin nedeni ant, 

o küçük veledin bilmediği bir şey var......

ben daha ölmedim, ve zaman yaklaşıyor ant korkmaz. 

senden kızımı, soy adımı almanın zamanı geliyor, 


aşkım için herşeyi yapmaya hazırdım, hala da hazırım buna kendi oğlumun canını almak pahasına da olsa devam edeceğim ve aile mi tıpkı bana benzeyen bir adamdan kurtaracağım. 

çünkü eğer ant bir az oldun bana benziyorsa asla durmayacaktır, 

 işte ben buyum..... şimdi söyleyin benden nefret ediyor musunuz? 


yazarken nefret ettim adamdan:))) nefretinizi kusmanız için küfür serbest:))))

sizleri seviyorum canlarım.... yorumlarınız ve votelerinizi bekliyorum.....sibel


Ateşe YürüyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin