kucak dansı

10.6K 344 11
                                    

herkese selam.... bu arlar hikayelerimi toparlamakta zorlanıyorum, kendimi aynı kelimelerle tekrarlamakta istemiyorum, sabrınız için teşekkürler... 

sizleri seviyorum....öpücükler.... sibel....



ANT.....


Korkuyorum..... ben, küçücük bir kızdan ölesiye koruyorum....

tüm duygularımın önüne geçmesinden çok korkuyorum....

nefretimi alıp götürmesinden, yerine sevgi merhamet getirmesinden

karanlığa alışmış gözlerime, aydınlığı getirmesinden, 

beni intikamımdan vazgeçirip güzel şeyler düşündürmesinden

ve en önemlisi

ondan nefret etmek isterken beni kendine  deliler gibi aşık etmesinden çok korkuyorum.

dahası, acıyla kahkaha atarken onu nasıl affedeceğimi bilemezken onun duygularını yerle bir ettiğimde gözlerinde ki hayal kırıklığına bakamayışım benimde bir kalbim varmış dememe neden olsa da asla geri adım atmadım, atamazdım, annem için....

o iyi bir kadındı, cefakar sevgi dolu merhametli ve güzeldi, hayatımın ışığı olan kadını elimden alan adamın hayatını karartmaya bu kadar yemin etmişken sevgi aşk bağlılık umurumda değildi. 

elini kalbimin üzerine koyduğumda, tek yaptığım dua etmekti, ne olur tanrım kalbimin deli gibi çarptığını anlamasın fark etmesin gözlerimin ona nasıl hasretle baktığını dedim. ama o anlamıştı bana evet burda olmak istiyorum dediğinde, aklıma dolan düşüncelerle ona en acı anı yaşattım. onunla alay edip kahkaha atarken aslınsa acınacak alay edilecek kişinin o değil ben olduğum gerçeğini unuttum. 

o oracığa yığıldığında köşeyi dönüp durdum. hıçkırıklarının sesini duyduğumda bende olduğum yere çöküp onu dinledim, nefes almadım ama kalbimin sıkışmasına da engel olamadım.  tam bir pisliksin ant dedim kendime. ama benim yapacağım da anca bu kadar olurdu, sevme becerim yoktu ki ona sevginin nasıl olduğunu gösterebilseydim. kimse beni bağışlamamıştı ki ben onu bağışlayacaktım kimse bana elini uzatmamıştı ki ben ona kolumu verecektim kimse bana güvenmemişti ki ben ona güvenecektim. 

orda ne kadar oturduk bilmiyordum ama onun dudaklarından dökülen kelimeleri duymuştum, 

yemin ederim. demişti ama neye yemin ettiğini duymamıştım, ayağa kalktığında ona belli etmeden beni orda görmesini engellemek için hızla orayı terk ettim. 

aslında terk ettiğim kendimdim ama bunu kabul edecek cesaretim de yoktu.....

odama çıkıp kendimi yatağıma attığımda kendime bir kez daha lanet edecek bir şey yaptığımı fark ettim. onun kokusunun sindiği yastığı koklarken buldum kendimi. ve bir kez daha kendime kızarken yastığı kaldırıp bir köşeye fırlatıp diğer yastığı kucağıma çekip gözlerimi kapattım.....


ZEYNEP.......


bundan sonra kimse benim canımı acıtamaz, izin vermeyeceğimi, aptal zeynep aptal diyerek tam yukarıya çıkıyordum ki aynalardan birinde kendimi gördüm. ve iğrenerek kendime baktım. 

tabi ya seni neden sevsin ki seni neden beğensin ki aptal şu haline bak.... 

hayır, onun için kendimi değiştirmeyeceğim ama bir kaç ufak değişiklikten de zarar gelmezdi dimi, 

Ateşe YürüyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin