ANT.....
zaten sarhoştum, daha fazla içemem derken arkasında bıraktığı koku onu takip etmeme neden oldu,
neden kapısındaydım,
ben nedenlerle ilgilenmem sonuç vardır benim hayatımda ama son on gündür kendime hep neden, neden diye soruyorum.
NEDEN.....
neden kapısını açıp sarıldığı yastığı bir kenara atıp onu kollarımın arasına alıyorum.
neden kemiklerini kıracak şekilde sarılıyorum ve bu bana yetmiyor,
annem hariç hiç bir kadına beni bırakma dememişken hatta değer vermemişken ona beni bırakma diyorum. bu ben miyim? hayır bu ben değilim.
kollarımın arasında küçücük olup bana sığınan bir kız tanıyorum artık.
küçücük bedeni kollarımın arasında kayboluyor, bana zarar verme derken neden bu cümle canımı yakıyor ve neden o gitmek istediğini her söylediğinde tüm kapıları yüzüne kapatıp benimle bu kör zindanlarda kalması için kapısına kilit vurmak istiyorum.
allahım neden.....
dudaklarımı dudaklarına bastırdığımda nasıl kendimden geçebilirim, daha küçücük öpüşmeyi bile bilmiyor kayboluyor acemi dudakları dudaklarımda ve neden acemiliği bu kadar hoşuma gidiyor,
''bırak beni gideyim'' dediğinde onu daha çok sardım kollarımla, nergis kokusunu taa içimin en ücra en karanlık yerine sakladım.
''şşşşttt uyu destina'' dediğimde göğsüme değen nefesiyle derin uykulara daldığında yavaşça yanından kalkıp en alt katta ki bara gittim.
bir üç beş derken zaten kokusuyla sarhoş olan beynim uyuştu.
''evlat'' diyen sesle zet'e döndüm
''senin bu saatte yatakta olman gerekmiyor mu zet?'' dediğimde elimde ki kadehi alıp kafasına dikti. bu adam kanser hastası gibi davranmıyordu hiç, doktoruyla kendim konuşmamış olsam hasta olduğuna inanmayacaktım. sigara alkol her bi boku yiyordu sanki ölmeyecekmiş yaşıyordu.
''babam gibi konuşuyorsun ki babam öleli 50 yılı geçti evlat'' dedi ve barda ki şişeyi alıp kafasına dikti
''o ilaçlarla alkol alınmaz zet bırak şunu'' dedim ve elinde ki şişeyi aldım ve kendimi her hangi bir koltuğa bıraktım.
''sakın yine başlama zet'' dedim tam ağzını açacakken
''beni susturamazsın evlat'' dediğinde biraz önce destinayı susturduğum an geldi gözlerimin önüne
kes artık ant diye bağırdım kendime ve ellerimi gözlerime götürüp sertçe ovaladım. ama bir türlü o an gözlerimin önünden gitmiyordu.
dudaklarının acemiliği beni kendine nasıl çekmişti böyle, hep ne istediğini bilen arzulayan ve tecrübeli kadınlar olmuştu etrafımda ama o kız tamamen farklı ve acemiydi ama bu delice hoşuma gitmişti.
''hey'' diyen adama döndüm bu gece biraz fazlamı uzundu neden gün doğmamıştı.
''değişiyorsun''
''hayır '' dedim o cümlesini tamamlamadan.
''aynaya bak evlat bak ki değişikliği kendi gözünle gör''
''yeter zet ne söylemek istiyorsan açık açık söyle artık'' dediğimde gelip tam karşıma oturdu
''seni ilk gördüğüm an nasıl bakıyorsan yıllar sonra bu gece de aynı bakıyorsun''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşe Yürüyen
Chick-Litİçimde ki girdap gittikçe büyüyor ve önüne ne çıkarsa yakıp küle çeviriyor. Karşımda ki küçük kiz nasıl bir kara deliğe yakalandığının farkında değil ama öğrenecek. Zeynep Korkmaz. Yıllarca bir gölge gibi izledim onu. Benden çaldığı sevgiyle mü...