Ateşe Yürüyen

onun sadece onun

Cok cok hizli yazdığım bir bolum bir oldu.

Cok cok da atesli bir bolumdu. Lutfen 18 yas alti okumasin. Okdukca acik yazilimlari olan sahneler var.

Umarim uyarimi dikkate alirsiniz.

hatalarım olduysa ki muhakkak olmuştur affınıza sığınırım:))))

Keyifli okumalar.....

Yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum....

Kocaman opucukler....sibel....

alamayacaksın.......izin vermem, asla vermem, öldürürüm de sana onu vermem....

diye mırıldandı, neler oluyordu, solumda ki yaramı tutarak yavaşça arkamı döndüm,

gece tüm zifiri karanlığını kullanarak odayı kapkara bir kuyuya çevirmişti ama ay, işte o ay tüm kudretiyle beni sarmalamak için odanın zeminine yansıyan ışığını benimle paylaşıyordu,

dokunma.....diye bağırdı, rüya görüyordu, daha doğrusu kabus, terden sırılsıklam olmuş sert ve çıplak göğsüne baktım, boynundan akan ter damlaları göğüsüne iniyor ordaki sayısız küçük ter damalalarına karışıyordu,

kısa ama gür saçlarının arasından süzülen sıkıntılı damlalar onu boğacak kadar fazlaydı,

ellerini göğüsüne koymuş biçimli kemikli ellerini göğüsüne batıyordu, ne gördüğünü tahmin etmemek aptallık olurdu, belliydi beni görüyordu, ve babamı,

tırnaklarını batırdığı göğsünde ki çizikleri görebiliyordum, zavallı sevdiğim, vurulan bendim ama yaralanan oydu,

gitme destinam gitme, diye mırıldandı kaşlarını daha çok çatmıştı, onu uyandırmalıydım yoksa bu kabus kalbini durduracaktı terli göğsü olabildiğince hızlı inip kalkıyordu, kalp atışlarının sertliğini göğsünden görebiliyor hatta bu sessiz odada kalbinin sesini bile duyabiliyordum,

tıpkı ant'ın yüzü gibi gerilmiş kaslarının altında sıkıntıyla atan kalbinin acısını elimin altında ki yaramda hissettim,

işte bu canımı yakmıştı,

''ant'' dedim mırıldanarak sessizce, ve koluna dokunduğum an öyle hızlı öyle çevik bir hareketle doğruldu ki onu takip edememiştim,

''gitti lanet olsun gitti'' dedi ve hızla yataktan doğruldu, hala rüya gördüğünü sanıyordu,

''destina'' diye bağırdı bense hala yatağın içinde oturmuş beni ne zaman fark edecek diye beklerken hızla kapıya gitti, açtı ama dışarı çıkmadı,

yataktan doğrulup tam arkasında durdum ve tek laf etmediğim halde beni fark etti, yavaşça döndü ve ay dedenin odamıza dağıttığı sansımada beni gördü, acem gözlerini gördüm,

''gitmedin'' dedi ağlamaklı bir sesle, sağa sola salladım başımı,

tanrım o devrilmez yıkılmaz sarsılmaz demir gibi katı tunç gibi sağlam adam dişlerini sıkarak hızla bana geldi ve beklemeden dudaklarıma yapıştı,

öpmüyordu, yaşamasına izin vermişim gibi kana kana içiyordu, koklamıyordu sadece bensiz nefes alamayacakmış gibi soluk alıyordu,

ayaklarımı yerden kesmişti, daha önce beni böyle öpmemişti, tarif edemem anlatamam yapamam ki,