ay ışığım

6.9K 268 8
                                    

selam canlarım, sizleri özledim, yorumlarda ve votelerde eksikler görüyorum ve üzülüyorum, aşk olsun ya ben sizi üzüyor muyum hiç? elimden geldiğince her hikayeme bölüm yazmaya çalışıyorum, tamam ateşe yürüyen'e biraz fazla zaman ayırıyorum, sizde bir yorum yapmaya vote yapmaya zaman ayırabilirsiniz dimi:))))

♡♡♡♡♡Haaa unutmadan bu gun ant'ın dogum gunu.... mutlu yillar ateş gozlum♡♡♡♡♡♡♡

sizleri seviyorum....kocaman öpücükler.....sibel......







ANT......

asla sakin huzurlu ve sessiz bir hayatım olmadı ama şimdi bir şeyleri umut etmek için elimde yeterli neden varmış gibi hissediyordum....

dün gece onu almadan önce, mekanimda bir iskemlenin uzerinde onun dans ettiği sahnenin önünde oturup içkimi içerken zet yanıma geldi. 

''bu hayat karamsarlığa kapılıp gidecek ve bekleyip duracağın kadar uzun değil oğlum'' dediğinde ona baktım. yine kafasımı güzeldi bu adamın. 

sessiz ortamda birden yükselen piyano  sesiyle  zete döndüm. bu ne der gibi bakmış olacağım ki 

''bu ludwing van beethovenin ay ışığı sonatı oğlum ve bu sonatın öyle bir hikayesi var ki'' dedi ve elinde ki kadehi kafasına dikip bana döndü

  ''Bir gün Beethoven, bir arkadaşı ile birlikte Viyana sokaklarında dolaşmaktadır. Tam bu sırada bir apartmandan piyano sesi geldiğini duyar ve kafasını kaldırıp bakar. Apartmanın ikinci katındaki cam açıktır ve ses oradan gelmektedir. Arkadaşına, çalan kişinin muhteşem çaldığını ve onu görmesi gerektiğini söyler. İkisi birlikte ikinci kata çıkıp kapıyı çalarlar. kapıyı açan kadın, Beethoven'ı hemen tanır ve şok olur. Beethoven, piyano sesine geldiğini ve mutlaka çalan kişiyi görmek istediğini söyler. Kadın, piyanoyu çalanın kızı olduğunu ve tanışmaktan mutlu olacağını belirterek onları içeri alır.Beethoven, piyano çalan kızın olduğu odaya girer. Annesi kıza, Beethoven'ın geldiğini söyler ve kız çok heyecanlanır, hemen ayağa kalkar, fakat kız kördür. Bunu gören Beethoven, "lütfen benden birşey isteyin" der, maddi bir şey isteyeceklerini düşünerek. Kızın cevabı şu olur; "ben hiç ayışığı görmedim, bana ayışığını anlatır mısınız?" Der  bunun üzerine Beethoven piyanonun başına geçerek, ayışığı sonatını, doğaçlama olarak besteler.'' dediğinde elimde ki şişeyi kafama diktim. 

''ay ışığın dışarda bir yerlerde oğlum.... sence de çok fazla karanlıkta kalmadın mı?'' dediğinde elimde ki şişeyi tekrar kafama dikip tek yudum kalmayana kadar şişeyi bitirdim ve kararımı verdim ay ışığım benim olacaktı ve benim kalacaktı.  

ve ben o gece gidip onu sonsuza kadar benim yapmak için gidip onu aldım ve şimdi bir markette onun en sevdiği şeyleri almakla meşkulum.

Kaşar peyniri. Cevizli salam. Örgü otlu peynir yesil zeytin ve krep unu.

Tum bunlar onun en sevdikleriydi ve tabi birde antep fistikli cikolata.

Elimi kotumun arkasina attigimda yuzumu sertce burusturdum. Lanet olsun cuzdanimi unutmustum.

Ellerimi cebime attigimda yuz lira buldum cebimde. Kasiyere uzatip ustunu almadan hizla marketten ciktim.

Aciktim demisti hizli olmaliydim. 

hep dikkatli hep tedbirli olan ben şimdi ona bir an önce ulaşmak için son hızla gidiyordum, yirmi dakikalık yolda  100,120 arasında yaptığım hızla sonunda dağ evimin önüne park ettiğim arabanın ön camından gördüğüm şey bu kadar hoşuma gideceğini düşünmüyordum. dumani tuten bir baca.

Ateşe YürüyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin