gölge adam

9.5K 331 12
                                    

ANT......

ne diyor şair.....

    Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.

NAZIM HİKMET....

olduğundan daha asabi, daha katı daha acımasız ve daha çekilmez bir adam olmayı nasıl başarıyordum. 

günlerdir uyumamış yememiş, sadece içkiyle ayakta duruyordum ve bir kaç bardak kahve, bıraktığım sigaraya tekrar başlamıştım, 

canımı kanata kanata onsuzluğa alışmaya çalıştım. ona ne zaman bu kadar alıştığımı bile anlamazken onsuzluğa alışmak imkansızdı. bende bıraktım kendimi neden onsuzluğa alışacaktım ki sorun bendim evet ama onun için mecburdum onsuzluğa. onun benim yokluğuma alışması hatta beni unutması gerekiyordu. bu canımı yaksa da buna mecburdum. ama ben onsuzluğa alışmayacaktım. 

ve son sigara mı annemin mezarının başında içerken, buz gibi toprağa sürdüm ellerimi, 

''yapamazdım,  ona tüm yaptıklarıma rağmen beni sevdiğini söylerken ona zarar vermezdim artık yapamazdım anne, bana kızıyor musun, hayır şaka yapıyorum kızmıyorsun biliyorum, oğlun gerçek aşkı buldu anne ama o kadar derin yaralarım o kadar karanlığım var ki onun ışığını nasıl karartırım anne, bu kez bencillik yapamam anne, sevdiğim ve ömrümce seveceğim tek kıza buna yapamazdım anne, bazen kendime engel olmakta öyle zorlanıyorum ki gidip onu almak ve kaybolmak istiyorum anne, ama yapamam. onun hayat neşesini alıp onu benimle beraber mutsuzluğa atamam, onun gülen yüzünü alıp somurtkan bir kadın haline getiremem anne, benim için artık geç anne, eski ant nasıl biriydi hatırlamıyorum sen hatırlıyor musun? ben hiç güldüm mü? anne'' 

göz yaşlarımı silip etrafıma bakındım, beni adamlarımdan birinin takip edip etmediğini bilmiyordum, beni ağlarken kimse görmemişti görmesine de izin veremezdim. 

''yine gelicem anne'' dedim ve kolumda ki saate baktım, 

''geç kalıyorum nerdeyse okuldan çıkar'' dedim ve anneme bir öpücük kondurup hızla arabama binip on beş gündür yaptığımı yaptım ve okulunun yan tarafına çektim arabayı. 

iki haftadır yaptığım tek şey bu... sabah evden çıktığında kapısında okula da kapısında gece ışığı kapanana kadar yine kapısında bekliyordum.

kendime şaşırmıyorum artık, neden diye sorduğum soruların cevabını biliyorum. 

okulun kapısından başı yerde çıkan kızın yüzü yine asık. 

üzgünüm destinam çok üzgünüm. 

arkasından onun adını bağırıp gelen çocuk kolunu tutunca koltukta kıpırdandım, yumruklarım delicesine sıkıyordu direksiyonu, ama yapabileceğim hiç bir şey yoktu, ona uygun olan bir durum yaşıyordu ama ben kısaknçlıktan deliriyordum. 

çocuk ona bir şeyler söylediğinde, destina fazla bir tepki vermeden artık ne dediyse çocuk yine yoluna gitti. destina yürürken arkasını dönüp ona on defa bakan çocuğun gözlerini parmaklarımla çıkarmak isterken yine durdurdum kendimi. 

zeynep diye bağıran kız yanına koşarak geldiğinde onun koluna girdi. ama destina o yokmuş gibi davranmaya devam edip, gülerek konuşan kıza bakmadı ve başını bir kez bile yerden kaldırmadı. 

Ateşe YürüyenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin