Final (II)

261 9 11
                                    

(II)

Ağzım şaşkınlığın etkisiyle acıkılırken, korku dolu gözlerle televizyona baktım. Birlikte çalıştığım insanlar, John, arkadaşım, hayatımda tanıdığım en güçlü kişi tutuklanmıştı. O bile bu durumdaysa bana ne olurdu bilmiyordum.

Bacaklarım beni daha fazla taşıyamayacakmış gibi hissettiğim için yavaşça koltuğa oturdum ve karanlık odayı yansıtan televizyonu izlemeye devam ettim. Spiker kadının sesi beynimde tekrar tekrar dolanıyordu.

''Umarım bu dersini almanı sağlamıştır.'' Şu anda görmek istediğim son kişinin konuşması ile yüzümü ona çevirdim. Hala şoktaydım, fakat Riker'in söylediklerini kavrayabilmiştim.

''Ne?''

Sanki bunu söyleyeceğimi beklemiyormuş gibi hafifçe kaşlarını çattı. ''Senin abin olduğum için şanslısın, ben olmasam yıllar önce bir sokak arasında yüksek dozdan ölü bulunmuş olacaktın.'' Her zamanki gibi kendini övüyordu, en nefret ettiğim huyu buydu.

''Kendini övmeyi ne zaman bırakacaksın? Benden büyüksün ve iyi bir işin var anladım, artık bu saçmalığı kesebilirsin. Beni korumak senin görevin değil, Riker. Sırf büyük olduğun için kendini her şey için sorumlu gibi hissetmen gerekmiyor.''

Söylediklerim karşısında birkaç dakika sessiz kaldı, Riker ile aylar sonra ilk defa ona bağırmadan veya hakaret etmeden konuşuyordum. Belki de buna şaşkındı, belki de sonunda gerçek hislerimi öğrendiği için şok olmuştu.

O anda hiç beklemediğim bir şey yaptı ve yanıma oturdu. Benim dışımda her yere bakan, sarı saçlarının görüşünün yarısını kapattığı yorgun gözleri oturma duvarlarımızı süzüyordu.

''Belki de haklısındır.''

''Ne?'' Bu konuşmada daha önce kullandığım kelimeyi bir daha kullandım. Fakat bu sefer farklı bir anlamı vardı. Sanki ilk defa abim benimle istediğim şekilde konuşuyordu ve ben daha fazlasını öğrenmek istiyordum. Benim de hatalı olduğum konular vardı ve bunları kabul etmeye hazırdım.

''Belki de üstüne fazla geldim, her şeye gücümün yetebileceğini düşünüyordum ve sen bana başkaldırınca sinirlendim. Ayrıca seni korumak istemiştim, fakat bunu daha iyi bir şekilde yapabilirdim.''

''Benim de hatalarım vardı, sana ve herkese karşı tam bir pislik gibi davrandım. Madison öldüğünde tüm dünyadan bağlantımı kestim, yıllarca kendimi suçladım. Uyuşturucu ve alkol tek kaçış yolu gibi gelmişti. Hissetmek istemiyordum ve onlar bunun için yardım ediyorlardı. Zamanında yardım eline sahip olduğum halde kabul etmediğim için özür dilerim.'' Geçmişten konuşmak her ne kadar zor olsa da yapabildiğim için kendimle gurur duyuyordum.

''Sana yumruk attığım için özür dilerim, ama biraz hak etmiştin.'' Gözlerini televizyon ekranına çevirdi, haber bülteni çoktan bitmişti, yetişkinler için yapılan çizgi filmlerden biri oynuyordu.

''Biliyorum.''

''John'u polise şikâyet ettiğim için özür dilemeyeceğim. Ne geçmişteki için, ne de şimdiki için.'' İlk defa bana baktı.

''Biliyorum.'' Ona dönüp cevap verdim.

...

Ertesi sabah abimle aramı düzeltmemin mutluluğu ile okula gelmiştim. Riker'la olan konuşmamızın ardından her şeyi düzene koymaya karar vermiştim. Laura'yı bulup Andres ile olan sorunu çözecektim, sonuçta Laura'da John ile olan şeyleri biliyordu.

Laura'yı bulduğumda yanına gittim ve omuzuna elimi koydum.

''Hey, biraz konuşabilir miyiz?''

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin