——————————-Ross'un Ağızından—————————-
Güneş ışıklarının yüzüme vurması ile uyandım. Bankta uyuduğum için her tarafım ağrıyordu. Banktan kalktım ve cebimden, dün gece aramasınlar diye kapattığım telefonu çıkardım. 15 tane cevapsız arama vardı.
5 tanesi Laura'dan, 6 tanesi annemden, 4 tanesi de Rydel'dandı. Benim için endişe duyan sadece 2 tane aile üyesi vardı anlaşılan. Peki, Laura neden aramış olabilirdi? Eğer evi terk ettiğimi duyarsa kesinlikle kendini suçlayacaktı ve bu istediğim son şeydi.
Parkta yürümeye başladım. Banklarda oturan insanları inceliyordum. Bir köşede ağlayan bir kız, diğer köşede kavga eden bir çift vardı. Ve başka dertleri olan insanlar. Herkesin bir derdi vardı büyükte küçükte olsa.
Bazen bu dünyaya neden geldiğimi düşünüyordum. Benim yerimde olmayı hak eden başkaları olduğuna emindim. Ben yaşadığım hayatı hak etmiyordum. Elimde her şey vardı, ama hiçbiri bana ait değildi.
Babamı anlıyordum, hepimize gelecekte iyi bir iş, iyi bir hayat ayarlamak istiyordu. Ama ben bu değildim, ayrıca geçmişi asla silemezdim. Hayatlarını mahvettiğim insanlar her zaman benden intikam almak isteyeceklerdi. Başından beri sessiz kalmalıydım, susmalı ve unutulmayı beklemeliydim.
Çünkü sessiz kalırsanız insanlar sizi unutur. Bir köşede yalnız başınıza yaşarsınız.
Eğer sorunsuz bir hayat istiyorsanız susmalısınız, susmak istiyorsanız ise yalnızlığı göze almalısınız.
———————————-Laura'nın Ağızından————————————-
Kahvaltı için merdivenlerden inerken burnuma omlet kokuları gelmeye başlamıştı. Vanessa bu sıralar yemek yapmak üzerinde çalışıyordu. Kesin yine evlilik hayalleri kuruyor.
Düşüncelerimi kafamdan atıp masaya oturdum. Birkaç dakika sonra Vanessa elinde iki tabakla mutfaktan çıktı. Birisini benim önüme, diğerini de kendi önüne koydu konuşmaya başladı.
''Ross'u sevdiğini ilk ne zaman fark etmiştin?''
''Neden bunu soruyorsun ki?''
''Laura, lütfen sadece cevapla.''
''Pekala, tanıştıktan birkaç hafta sonra hoşlanmaya başlamıştım. Daha sonra öpüştüğümüzde, hoşlandığımı değil âşık olduğumu fark ettim.''
''Hmm...''
''Peki bana neden bunu sordun? Benden tavsiye istemen tuhaf, senin bir sürü sevgilin oldu.''
''Kardeşler birbirine benzer diye sordum.'' Birkaç dakika sonra yanlış bir şey demiş gibi cümlesini toparlamaya çalıştı. ''Şey... Yani, b-ben öylesine sordum.''
''Kardeşler mi?'' Biraz sonra Vanessa'nın derdini anladığımda gülmeye başladım. ''Bir dakika, sen Riker'dan hoşlanıyorsun!''
''Ne? H-hayır.''
''Neyse artık çifte düğün yaparız.'' dedim ve daha çok gülmeye başladım.
''Sakın kimseye bu konu hakkında bir şey söyleme.''
''Tamam, sakin ol âşık kız.'' dediğimde bana ters bir bakış attı ve omletini yemeye başladı.
——————————————————————————
Kahvaltımı bitirdikten sonra koltuğa geçtim ve Ross'un tekrar arayıp aramadığına baktım.
Aramamıştı. Bir mesaj bile atmamıştı. Sonra onu azarlarım diye düşündüm. Sıkıntılı bir of çektim ve koltuğa uzandım. O sırada Vanessa yan koltuğa oturdu ve televizyonu açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Çocuk
FanfictionYağmur damlaları saçlarımdan dudağıma doğru süzülürken sadece gözlerimin içine bakıyordu. ''Seni seviyorum.'' Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzüne daha çok yaklaşıp cevap verdim. ''Ben de seni seviyorum.'' Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken, ara...