--------------------------Laura'nın Ağzından--------------------------
Ross'tan ayrılıp, yavaş adımlarla Finn'in yanına ilerlemeye başlarken vücudumdaki sinir duygusu en yüksek kotaya gelmişti. Her an bağırıp çağırmaya başlayabilirdim.
Finn'in yanına yaklaştığımda meraklı gözlerle bana bakıyordu. Bağırmayı aklımdan geçirdim, ancak hastanede olduğumuzu hatırlayınca yapmadım.
"Finn, dışarıda konuşabilir miyiz?" Dediğimde yavaşca kafasını salladı.
Dışarı çıktığımızda, derin bir nefes aldım. Finn ise bekleyemeyerek konuşmaya başladı.
"Bak, Laura, Ross sana ne söyledi bilmiyorum. Ama anlattığı her şeyin yalan olduğuna eminim."
"Hahaha." Diyerek gülmeye başladığımda bana garip bir şekilde bakmaya başladı. Sinirlerim fazla bozulduğu zaman gülmeye başlayabiliyordum, tuhaf bir huydu.
"Laura, iyi misin?" Diye sorduğunda gülmeye devam ediyordum. Delirmeye başladığımı düşünüyor olmalıydı.
"Hahaha, evet çok iyiyim. Çok iyiyim. Hem insan en yakın arkadaşlarından birinin ona bir sürü yalan söylediğini öğrendiğinde çok iyi olur!" Cümlemin sonuna doğru gülmeyi kestim ve ciddileştim.
"Ross, yalan söylüyor." Dediğinde ona gülünç bi bakış attım.
"Burada yalan söyleyen birisi varsa o da sensin! Yalancının tekisin, hatta bir korkaksın! Hayatını, nefret ettiğin birisinin her şeyini elinden almak için uğraşan, geçmişe takılı bir korkak." Dediğimde yüzündeki ifade bir saniye bile değişmedi.
Duygularını saklama ve rol yapma konusunda çok iyiydi. Belki de bunca zamandır ona kanmamın nedeni buydu.
"Tamam, her şeyi öğrendin işte. Bana yalancı de, korkak de, istediğin her şeyi de, ama geçmişimi bilmeden yaptığım işleri sorgulama. Ross, duygusuz, bencil ve kendinden başkasını düşünmeyen bir insan. Sana ilk defa gerçek bir şey söylüyorum, Laura. Benim tarafıma geç, onu mahvetmeme yardım et. Hayatın kurtulsun. Ya da..."
"Ya da ne? Senden korktuğumu sanıyorsan yanılıyorsun, Finn. Söyleyeceğin ya da yapabileceğin hiç bir şey beni korkutamaz. Çünkü, ben bundan çok daha kötü muameleler gördüm." Cümlemi tamamladığımda Finn'in bir silah çıkardığını gördüm.
"Peki, bu seni korkutabilir mi, Bayan Marano?" Dediğinde biraz geriledim. Pekala, bu kadarını beklememiştim.
Gerilediğimi fark ettiğinde sırıttı ve üstüme doğru gelmeye başladı. Biraz daha gerileyip koşmayı düşünmüştüm, ama çarptığım duvarla tüm planlarım mahvoldu.
Finn, silahı yavaşça kafama yaklaştırdığında soluk alıp veremeyecek kadar korkuyordum. Sanırım, fazla cesaret her zaman iyi değildi.
"Şuan da tek bir hareketimle seni öldürebilirim. Kurşun, silahtan çıkıp beynini delebilir. Tam şuan da herşeyi bitirebilirim." Söylediklerinden sonra hala titrememek için kendimi zor tutuyordum.
Kafama bir silah dayanmış olması ve her an ölme ihtimalimin olması beni her şeyden çok korkutuyordu.
Vücudum tamamen gerilmiş durumdaydı ve yaslandığım duvar olmasaydı her an yere serilebilirdim.
"Ama bunu şimdi yapmayacağım. Bu çok kolay ve sıkıcı olur. Ayrıca silahlardan çok, kesici eşyalar kullanmak hoşuma gider." Dedi.
Silahı yavaşça yere doğru indirdip arka cebine koyduğunda vücuduma kadar yayılan korku ve endişenin birazı kaybolmuştu.
![](https://img.wattpad.com/cover/20769481-288-k819395.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Çocuk
Hayran KurguYağmur damlaları saçlarımdan dudağıma doğru süzülürken sadece gözlerimin içine bakıyordu. ''Seni seviyorum.'' Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzüne daha çok yaklaşıp cevap verdim. ''Ben de seni seviyorum.'' Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken, ara...