13. Bölüm

1K 59 15
                                    

---------------------Hatırlatma-----------------------------

Eve geldiğimde içeriden kavga sesleri geliyordu. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında şoka girmem bir oldu.

Yerde bir sürü kırık vazolar ve tabaklar vardı. Annem babama, ''Bunu nasıl yaparsın?!'' diye bağırıyordu.

---------------------Yeni Bölüm---------------------------

Kapıyı biraz daha araladım ve içeri girdim.

"Burada neler oluyor?" dediğimde ikiside bana doğru döndüler. Babam, biraz içkili görünüyordu. Annem, ise sinirli.

Annem, "Ben burada hepiniz için uğraşırken baban barlarda takılıyormuş!" dedi.

Yani başından beri annemi aldatıyormuydu? Buna inanamıyordum. Birazdan gözümün önünde ailem param parça olacaktı.

"Baba... b-bu doğru mu?" dediğimde annem tekrar cevap verdi.

"Daha fazlasıda var. Italya'dan buraya babanın sevgilisi için gelmişiz!"

Babamın bu kadar ileriye gittiğine inanamıyordum.

Babama doğru döndüm ve konuşmaya başladım.

"Sana inanamıyorum..." dediğimde utançla bana baktı. Konuşmaya devam ettim.  "Senin, benim gözümde her zaman bir saygınlığın vardı. Sen kendi kızın yaşında olan kadınlarla yatan bir pisliksin!"

Bana kaşları çatık bir şekilde bakıyordu. Birden yanağımda bir acı hissettim. Duvarlarda acı dolu bir ses yankılandı ve dengemi kaybedip yere düştüm.

Babam bana vurmuştu.

Kafamı ona döndürdüğümde bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Muhtemelen yaptığı şeyi yarına kadar unutacaktı. Çünkü sarhoştu.

Annem ise yanıma gelip beni kaldırdı ve bağırmaya başladı.

"Seni lanet herif! Hemen bu evden defol!"

Babam kapıya doğru ilerledi ve son kez birbirimize baktık. Ona öfkeyle bakıyordum.

Gittikten sonra annem önüme geçti ve endişeyle konuşmaya başladı. "Laura! Sen iyi misin? Gel yüzünü yıkayalım."

Annemi durdurdum ve, "Ben iyiyim anne. Sen dinlen biraz. Bende odama çıkacağım zaten."dedim.

"Tamam. Birşeye ihtiyacın varsa bana haber ver." dedi ve odasına çıkıp kapıyı kapattı.

Koşarak odama çıktığımda yanağımdan yaşlar süzülmeye çoktan başlamıştı bile.

Ben güçlü biri değildim. Hiçbir zaman da olamamıştım zaten.

Bacaklarımı kendime doğru çekip duvara doğru yaslandım.

Yıllardır süren karanlık yalnızlığımda ölecektim. Bir kurtarıcım falan da yoktu. Peri masalında yaşamıyordum.

Hiç tahmin etmediğiniz insan, size hayatınızın en büyük kazığını böyle atabiliyordu işte.

Benim yerimde başka bir kız olsa şuan arkadaşları onu teselli ediyor olurdu.

Ama benim, beni teselli edecek bir arkadaşım bile yoktu.

Sadece karanlık yalnızlığım ve ben vardım.

Gözyaşlarım bir türlü bitmiyordu. Yıllardır içimde biriken her gözyaşı bir göl oluşturmuştu ve şimdi de göl taşmıştı.

Karanlık odada birden telefonumun ışığı belirdi.

Ross arıyordu.

Eğer açsaydım sesimden ağladığımı anlayacaktı ve endişelenmesini istemiyordum. Hatta olanları bile duymasını istemiyordum.

Telefonu açmadım ama ısrarla aramaya devam etti. En sonunda dayanamayıp açtım.

"Laura! Neden telefonunu açmıyorsun?"

"Ross, daha sonra konuşsak olur mu?"

"Laura? Yoksa sen ağladın mı?"

"Hayır, yani evet... Şey aslında... Sadece bir film izledim ve sonu kötü bitti.. Yani önemli birşey yok."

"İyi olduğuna emin misin?"

"Evet, ben iyiyim." Hayır, iyi değildim.

"Pekala, seni üzen birisi olursa onu öldürürüm tamam mı?" dediğinde, güldüm. Beni seviyordu.

"Tamam, seni seviyorum."

"Bende, seni seviyorum." dediğinde telefonu kapattım.

Yatağıma girip gözlerimi kapattım.

-------------------------------------------------------------------------------

Sabah uyandığımda ağladığım için gözlerim kızarmıştı ve başım ağrıyordu.

Kısa bir duş alıp aşağı indim. Telefonumu çıkarttığımda okuldan bir mesaj gelmişti.

Okulun diğer tarafı tadilatta olduğu için bir süredir okula gitmiyorduk. Ve mesajda tadilatın Aralık ayına kadar süreceği yazıyordu.

Benim için pek iyi değildi, çünkü derslerime önem verirdim.

Kahvaltı yaptıktan sonra hazırlanmak için odama çıktım.

Aynaya baktığımda yanağımda kocaman bir iz duruyordu. Babamın attığı tokatın izi.

Üstüne fondoten sürerek kapatmaya çalıştım. Diğer işlerimi halettikten sonra giyindim ve evden çıktım.

-------------------------Dün Gece------------------------------

-------------------------Ross'un Ağızından-----------------------

Laura'yı evine bıraktıktan sonra kendi evime gittim.

Dilemem gereken bir özür vardı.

Zili çaldığımda çoktan pişman olmuştum. Tam geri gidiyordum ki, Rydel'ın sesini duydum.

"Ross!"

Arkamı döndüğümde, bütün ev halkı Rydel'ın sesiyle toplanmış bana bakıyordu.

"Şey ben... özür dilemeye geldim. Bir şeyler de alacaktım ama param yoktu. Yani-" sözümü kesen şey herkesin gelip bana sarılması oldu.

"Hey, hey yavaş olun bu kadar özlendiğimi bilseydim önceden gelirdim." dediğimde aldırmadan sarılmaya devam ettiler.

Aile bu dünyadaki en güzel şeylerden biriydi.

--------------------------------------------------------------------

Uzun bir konuşmadan sonra sonunda odama geçebilmiştim. Telefonumu açıp Laura'yı aradım.

İlk başta açmadı tekrar ve tekrar aradığımda açtı.

"Laura! Neden telefonu açmıyorsun?" dedim telaşla.

"Ross, daha sonra konuşsak olur mu?" Sesi çok kötü geliyordu. Ağlamışmıydı?

"Laura? Yoksa sen ağladın mı?"

"Hayır, yani evet... Şey aslında... Sadece bir film izledim ve sonu kötü bitti.. Yani önemli birşey yok."

"İyi olduğuna emin misin?"

"Evet, ben iyiyim."

"Pekala, seni üzen birisi olursa onu öldürürüm tamam mı?" dediğimde güldü.

"Tamam, seni seviyorum."

"Bende, seni seviyorum." dediğimde telefonu kapattı.


Bir bölümü daha bitirdik :D

Eee ilk gününüz nasıl geçti? :D Bu arada okul döneminde bölümler biraz geç gelebilir. Çünkü sınavlarıma çalışmam gerek.

Bu bölüm hepinize okul hediyesi :D

Harika kalın, sizi seviyorum.

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin