-------------------------Ross'un Ağzından------------------------
Laura yanımdan ayrıldığında sinirli bir şekilde arkasından bakakaldım. Bana kızabilmesine hakkı bile yoktu ki!
Benden ayrılan oydu ve üstelik sürekli kafamda soru işaretleri bırakıyordu. Kimle birlikte olursam olayım, buna bir şey deme hakkı yoktu.
Hızlıca arkasından gittim kolundan tutup kendime çevirdim.
''Ne var?!'' diye bağırdığında herkes bize doğru bakmıştı.
''Ben daha konuşmayı bitirmedim.'' dedim, sakin kalmaya çalışıyordum.
''Ama ben bitirdim!'' dediğinde bu sefer kendime hakim olamadım ve kolundan tutup yürümeye başladım. ''Bırak beni!'' diye bağırdığında onu umursamadım ve yürümeye devam ettim.
En sonunda odamın kapısını açtım ve onu içeri soktum.
''Adam akıllı bir şekilde konuşana kadar ikimizde hiçbir yere gitmiyoruz!'' dedim.
''Of... tamam.''
''Bana kızman çok saçma.'' dediğimde bana doğru döndü.
''Neden?''
''Ayrılmak isteyen sendin ve şimdide gelmiş kıskançlık yapıyorsun.''
''Tamam, biraz fazla tepki göstermiş olabilirim. Ama şok olmuştum.'' dedi.
''Yani şok olman bana kızabileceğin anlamına mı geliyor?'' dediğimde ters bir bakış attı.
''Evet, hem sende beni birisiyle öpüşürken görsen kavga çıkarmaz mıydın?'' dedi.
Pekala, açıkçası bunu beklemiyordum. Laura'yı herhangi bir erkeğin yanında gördüğüm anda bile hemen kavga çıkarırdım.
''Konumuz bu değil.'' dediğimde dalga geçer bir şekilde güldü.
''Ah, demek konumuz bu değil. Tabi işine gelmeyince hemen konumuz bu değil dersin!''
''Seninle konuşulmuyor!'' dedim.
''Asıl seninle konuşulmuyor!'' diye cevap verdiğimde sinirli bir şekilde kapıya doğru yürümeye başladı.
Kapıyı açamadığında kaşlarımı çattım. Bir kez daha denedi ama açamadı.
''Kapı açılmıyor!'' dedi telaşlı bir şekilde.
''Çekil bir de ben deneyeyim.'' dedim ve bende açmaya çalıştım. Ama kapı hala açılmıyordu. Birkaç kere daha denedim, ama çabalarım boşunaydı.
''Pekala, siz ikiniz barışana kadar kapıyı açmayı düşünmüyorum.'' Kapının diğer tarafından ses geldiğinde bunu yapanın Rocky olduğunu anlamıştım.
''Rocky bu hiç komik değil! Çabuk kapıyı aç!''
''Ah, üzgünüm ama barışana kadar bu odadasınız!''
''Rocky!'' dedim ama çoktan kapının diğer tarafından adım sesleri duyulmaya başlamıştı bile.
Pekala, Laura ile aynı odada kalma fikri güzeldi, ama biz ayrıydık ve her ne kadar onunla birlikte uyumak istesem de o kabul etmezdi. Umutsuz bir şekilde yatağa oturduğunda, yanına oturdum.
''Yıllardır böyle şakalar yapar, aslında alıştım ama böyle birşey yapacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Yani daha önce şampuanıma pembe saç boyası koymuşluğu var, aslında Rocky'den beklenilecek bir hareket.'' dediğimde güldü.
Sanırım aylar sonra tek düzgün konuşmamız buydu.
Biraz daha konuştuk, aslında kavga etmeden konuşabilmemiz bile tuhaftı. Çünkü, normalde konu sürekli farklı bir yere gelir ve ikimizinde bunun için farklı görüşleri olurdu. Ardından da bağırışmaya başlardık ve her şey birimizin gitmesi ile biterdi, en azından son bir aydır böyleydi.
Konuşmamız bittiğinde Laura uyumaya gitti ve bende oturup yapacak bir şeyler aradım.
Sonunda sıkılıp boş boş etrafa bakmaya başladığımda, Laura'yı gördüğümde gülümsedim. Benim yatağımda, benim yastığıma sarılmış bir şekilde uyuyordu.
Sanırım, yastığı bile ondan kıskanabilirdim.
Yavaş adımlarla yatağa doğru ilerledim ve Laura'nın yanına yattım. Belki de ona sarılabilirdim. Eğer sabah ondan erken kalkarsam sorun çıkmazdı.
Yavaşça yanına yaklaştım ve ona sarıldım. Uzun süredir ona sarılmayı özlemiştim. Yatakta dönüp kollarını bana sardığında gülümsedim. Keşke hep böyle kalabilseydik.
---------------------------Laura'nın Ağzından---------------------------
Yüzüme vuran ışıklarla sabah olduğunu anladım ve gözlerimi açtım. Pekala, beklediğim şey yastığa sarılı olmamdı. Ama şuan Ross'la birbirimize sımsıkı sarılmıştık.
Hareket edip kollarından çıkmaya çalıştım ama o kadar sıkı sarılmıştı ki başarısız oldum.
Şuan uyanırsa ne diyeceğimi bilmiyordum. O yüzden başımı göğsüne koydum ve kalbini dinlemeye başladım. Aramızdaki boy mesafesi yüzünden ne zaman ona sarılsam, kalbinin atışını duyabiliyordum.
Zihnimin bir tarafı şuan Ross'tan ayrılmamı söylüyordu, diğer tarafı ise sarılmaya devam etmemi. Bu sefer ayrılmamı isteyen tarafı dinlemedim ve Ross'a sarılmaya devam ettim.
Gözlerimi kapatıp tekrar uyumaya çalışırken, çalan telefona içimden binlerce küfür savurdum. Biraz sonra Ross uyandı ve telefona cevap vermek için benden ayrıldı. Biraz daha sarılsaydık, nolurdu ki?
Kafam yastığın üzerine düştüğünde hala uyuyor numarası yapmaya devam ettim ve Ross'un konuştuklarına odaklanmaya başladım. Sabahın bu saatinde arandıysa büyük ihtimalle önemli bir meseledir.
''Ne? Buradamı? Nasıl gelmiş?'' dediğinde kafamda sorular oluşmaya başlamıştı bile. Kimden bahsediyor olabilirdi ki? Belki de -A geri dönmüştü. Açıkcası bir aydır hiç tehdit mesajı gelmemişti.
''Tamam, sakın gözünüzü üzerinden ayırmayın. Eğer akşam Laura'nın yanına yaklaşırsa da bana haber verin.'' Akşam? Yine bir parti olacaktı sanırım ve büyük ihtimalle tehlikeli biriside orada olacaktı.
Ve yine bir sürü olaylar, kavgalar, dövüşler. Artık alışmıştım nasıl olsa, düzgün bir hayatım yoktu zaten.
Gizlice gözlerimi açtım ve Ross'u izlemeye başladım. Sarı saçları karmakarışıktı ve çok tatlı duruyordu. Telefonunu yerine koyduğunda bana doğru baktı ve gülümsedi. Hemen gözlerimi kapattım ve uyuyor gibi durmaya devam ettim.
Bana biraz daha baktıktan sonra banyoya girdi. Sonunda gözlerimi açtım, aklıma demin Ross'un söyledikleri geldiğinde kafamdan bu düşünceleri silmeye çalıştım. Bu sefer ne olursa olsun düşünmeyecektim.
Yataktan kalktım ve aynaya baktım. Saçlarım dağılmıştı ve makyajım akmıştı. Tam anlamıyla berbat görünüyordum, Ross ise bu halimle bile bana bakıp gülümseyebiliyordu. Kendime biraz çeki düzen vermeye çalıştım.
Ross biraz sonra banyodan çıktığında beni gördüğünde gülümsedi ve, ''Günaydın.'' dedi.
''Günaydın.'' diyerek cevap verdim ve bende gülümsedim. Uyurken bana sarıldığını bilmediğimi sanıyordu, ondan önce uyandığımı söylesem ve neden bana sarıldığını sorsam ne derdi acaba? Muhtemelen dün geceki gibi konuyu değiştirmeye çalışırdı ve tekrar kavga etmeye başlardık.
''Kahvaltıya birlikte inmek ister misin?'' dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Birlikte dışarı çıkıp merdivenlerden indik.
Ross'la kahvaltı almak için yürümeye başladığımızda önümüze çıkan kişiyi gördüğümüzde şok oldum. Ross ise rahatsız olmuş gibi görünüyordu.
''Finn?'' dediğimde bana baktı ve gülümsedi.
Finn is back! İşte geri dönen arkadaşımız Finn'di :D Bakalım neler olacak?
Bu arada Raura'nın tekrar birleşmesi için biraz sabredin. Beklediğinizin karşılığını alacaksınız, söz veriyorum.
Erken bölümde sizi sürpriz olsun! :D Bu bölüm @sevgidagdelen'e ithaf!
Harika kalın, sizi seviyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/20769481-288-k819395.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Çocuk
FanfictionYağmur damlaları saçlarımdan dudağıma doğru süzülürken sadece gözlerimin içine bakıyordu. ''Seni seviyorum.'' Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzüne daha çok yaklaşıp cevap verdim. ''Ben de seni seviyorum.'' Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken, ara...