-----------------------------Ross'un Ağzından----------------------------
Omzumda hissettiğim el ile gözlerimi açtım. Kafamı uyuya kaldığım bar masasından kaldırdım ve etrafıma bakındım. Barda geçirdiğim bir gece daha...
Laura hayatımdan çıktığından beri her gün böyleydim.
Ayrılmamızın dedikodusu hemen yayılmıştı. Okula sadece güçlü görünmek için gidiyordum, eğer gitmezsem, depresyona girdiğimi falan sanacaklardı.
Günlerdir eve pek uğramıyordum, tüm günlerim neredeyse dışarıda geçiyordu. Her sabah barlarda uyanıyordum, kendimi iyice salmıştım.
Düşüncelerimden sıyrıldım ve bar kapısına doğru ilerlemeye başladım. Dışarı çıktım ve eve doğru yürümeye başladım.
Anahtarla kapıyı açtığımda kimsenin olmamasına sevinmiştim. Odama çıktım ve cebimden telefonumu çıkardım. Her zaman ki gibi dünden kalan bir sürü cevapsız arama vardı.
Telefonumu çalışma masamın üstüne koydum. Yatağıma doğru ilerlerken bakışlarım aynaya doğru kaydı.
Eksik hissediyordum, sanki bir parçamı kaybetmiş gibi. Günlerdir Laura aklımdan çıkmıyordu.
Kendimi ilk defa ona açmıştım ben. İlk defa bir insanın beni bu kadar tanımasına izin vermiştim. Daha önce kimse benim için değerli olmamıştı, hatta kendim bile.
Geçmişten kalan yaraları vardı onun. Dıştan bembeyaz görünüyordu. Ama aslında simsiyahtı.
Yaralarını sarabileceğimi, onu iyileştirebileceğimi düşünmüştüm. Ama Laura, bu yaralarla yaşamaya o kadar çok alışmıştı ki, tüm umutları tükenmişti. Birisinin gelip onu kurtarabileceğini düşünmüyordu.
O beni iyileştirmişti, beni yükseklere çıkarmıştı. Şimdi ise aşağı bırakıyordu ve kendi bataklığıma tekrar batmama izin veriyordu.
İkimizde umutsuz vakaydık aslında, ikimizde simsiyahtık. Düşüncelerimiz veya dış görünüşümüz farklı olabilirdi, ama bir yanımız hep aynıydı onunla.
Birbirimizi bıraktığımız her zaman içimizde bir boşluk oluşuyordu. Başka hiçbir kızla dolmuyordu o boşluk, sadece Laura ile doluyordu.
Belki de biz kalplerimizi tamamlıyorduk.
----------------------------Laura'nın Ağzından-------------------------
Şu son 2 haftadır her cumartesi günü yaptığım gibi televizyon izliyordum. Telefonumdan gelen bildirim sesiyle, telefonumu elime aldım.
Rydel: Hey Laura! Bize gelsene, seninle konuşamam gereken bir konu var.
Laura: Olur, fakat... Ross evde mi? Biliyorsun biz ayrıldık ve... Beni bir daha görmek isteyeceğini sanmıyorum.
Rydel: Ross evde, ama odasında uyuyor. Hem zaten benim odamda oluruz.
Laura: Tamam, geliyorum.
Mesaja cevap verdikten sonra odama çıktım ve hazırlandım.
Ross'ların evine giderken hala içimde bir korku vardı. Ya Ross çoktan uyanmışsa ve kapıyı bana o açarsa? Muhtemelen beni evinden kovardı.
Endişeli bir şekilde yürümeye devam ettim. Evin kapısına geldiğimde zile basmaya cesaret edemedim, bu yüzden sadece kapıyı tıklattım.
Evin kapısını Rydel açınca, uzun süredir tuttuğum nefesimi verdim ve içeri geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizemli Çocuk
Fiksi PenggemarYağmur damlaları saçlarımdan dudağıma doğru süzülürken sadece gözlerimin içine bakıyordu. ''Seni seviyorum.'' Sesi fısıltı gibi çıkmıştı. Yüzüne daha çok yaklaşıp cevap verdim. ''Ben de seni seviyorum.'' Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken, ara...