26. Bölüm

809 50 7
                                    

--------------------Hatırlatma-----------------------

''Kahvaltıya birlikte inmek ister misin?'' dediğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Birlikte dışarı çıkıp merdivenlerden indik. 

Ross'la kahvaltı almak için yürümeye başladığımızda önümüze çıkan kişiyi gördüğümüzde şok oldum. Ross ise rahatsız olmuş gibi görünüyordu. 

''Finn?'' dediğimde bana baktı ve gülümsedi. 

------------------Yeni Bölüm--------------------

''Sen burada ne arıyorsun?'' 

''Sanada merhaba Laura.'' dedi ve gülerek bana sarıldı. Ross'un sinirli bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

''Ah, üzgünüm.'' dediğimde geniş gülümsemesi hala yüzündeydi. 

''Önemli değil.'' dedi. Biraz sonra yüzünü Ross'a çevirdi. ''Görüşmeyeli sen nasılsın Ross? Hala eskisi gibi haftada bir kız değiştirme huyun devam ediyor mu?'' 

Pekala, sanırım bunu söylememeliydi. Ross'un ellerini sıkmaya başlamıştı ve dudağını ısırıyordu. Açıkcası çoğu kez kavga ettiğimiz için onun sinirlendiğinde nasıl olduğunu biliyordum. Eğer Finn biraz daha konuşmaya devam ederse kötü şeyler olabilirdi. 

''Bizden uzak dur.'' dedi ve elimden tutup Finn'in yanından uzaklaştı. Ross az önce 'biz' mi demişti, bir de elimi tutmuştu, pekala sanırım birileri kıskanıyor. Ayrıca belki Finn ile anlaşamıyor olabilirlerdi, ama ona bu kadar kaba davranması gerekmezdi. 

''Eğer sen ona kibar davranırsan, o da sana karşı kibar olur.'' dediğimde bana ters bir şekilde baktı, hala sinirli görünüyordu. Onun bu halini pek sevdiğimi söyleyemem. 

''Geçmişte yaşadıklarımızı bilseydin, inan bana böyle bunu demezdin. Yaşadığımız onca olaydan sonra benden nefret ettiğini düşünüyorum.'' dedi. Sakin bir şekilde cevap vermesine şaşırırken, Ross'un bir türlü öğrenemediğim geçmişine karşı göz devirdim. 

Biraz ısrar etsem bir şeyler anlatırmıydı acaba? Ama ters bir cevap vermesi daha yüksek bir ihtimaldi. Kafamda birkaç kelimeyi düşünüp düzgün bir cümle oluşturmaya çalıştım, tam konuşacakken Ross, ''Hayır, anlatmayacağım.'' dedi. 

''Ne? Sana anlat diyeceğimi nerden bildin?'' 

''Seni, senden daha iyi tanıyorum.'' dedi ve ne zaman eline aldığını fark edemediğim içkisinden bir yudum içti. 

Nefret ettiğim koku burnuma geldiğinde yüzümü buruşturdum. ''İçme şunu.'' dediğimde yüzünü bana çevirdi. 

''Neden?''

''Çünkü, kötü kokuyor!'' dediğimde güldü ve etrafı izlemeye devam etti. 

En sinir olduğum şey beni ciddiye almamasıydı ve şuan tam olarak bunu yapıyordu. 

''Ben gidiyorum.'' dedim ve arkamı döndüm, tam bir adım atacakken kolumu tuttu ve beni kendine çevirdi. 

''Gitmiyorsun.'' dedi. 

''Gidiyorum!'' dediğimde gözlerini devirdi ve derin bir nefes aldı. 

''Çok zorsun. Ne yani sırf seni dinlemedim diye mi gidiyorsun?''

''Evet.'' dediğimde beni dinlemeden tekrar elimden tuttu ve açık büfenin bulunduğu yere getirdi. 

''Beni sürüklemeyi kes!'' dedim ve elimi çektim. 

''Başka türlü benimle gelmiyorsun ki.'' 

''Belki gelmek istemiyorumdur, hani.'' 

''Sana seçim hakkı vermedim.'' dediğinde ofladım ve onun peşinden biraz yemek aldım. 

Masaya oturduğumuzda, dediklerini analiz etmeye başladım. Nedenini anlayamamıştım ama, söyledikleri birazcık hoşuma gitmişti. Bana tavır koyması ve görüşümün önemli olmadığını söylemesi neden hoşuma gitmişti, orası da tartışılabilecek bir konuydu.

Daha sonra neredeyse tüm günümü Ross'la geçirdim. Sonunda Ross'un yanından ayrılabildiğim zaman da, odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Sanırım uzun bir süre dışarı çıkmak istemiyordum.

---------------------------Ross'un Ağzından-------------------------------

Finn tekrar dönmüştü ve amacının hala aynı olduğuna emindim. Laura'nın yanına yaklaşmasına izin veremezdim, çünkü hem ona zarar verebilirdi, hem de kıskanıyordum. 

Aslında benim için tüm günlerimi Laura ile geçirmekte bir sorun yoktu, hatta bundan memnundum ama onun için aynı şeyi söyleyemezdim. Çünkü benden sıkılabilir ya da bu davranışımı yanlış bir şekilde algılayabilirdi. 

Saat akşama doğru geldiğinde Laura'nın odasına gittim ve kapıyı çaldım. Kapıyı açtığında, beni görünce biraz şaşırdı, bir daha geleceğimi düşünmemişti tabii ki de.

''Noldu?'' diye sordu.

''Birlikte gezmek istermisin diyecektim.'' 

''Ah, ben bu gece odadan çıkmayacağım.'' 

''Tamam, bende seninle kalırım.'' dediğimde bana tuhaf bir bakış attı. 

''...Tamam.'' dedi ve içeri geçmeme izin verdi. 

-----------------------------------------------------------------------------

Yaklaşık 2 saattir film izliyorduk ve gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı. Kendimi biraz daha zorlamaya çalıştım ama uyanık kalacak kadar enerjim yoktu. Biraz sonra kendimi uykunun kollarına bıraktım. 

------------------------------------------------------------------------------

Gözüme vuran flaş sayesinde, gözlerimi açtım ve Laura'yla benim fotoğrafımı çeken birkaç kişiyle karşılaştım. Gözlerimi tam açtığımda bunların Vanessa, Rydel, Ellington ve Riker olduğunu fark ettim. 

''Off ne var?'' diyerek uykulu bir sesle konuştuğumda hepsi güldü.

''Siz çok tatlı görünüyordunuz ve bizde fotoğraf çekmek istedik.'' dedi Rydel. 

''Tamam, fotoğrafınızı çektiniz hadi çıkın.'' diyerek kapıyı gösterdim. 

''Ama burası Vanessa ve benimde odam.'' dediğinde esnedim. 

''O zaman bu gecelik kalacak bir yer bulun, hadi.'' dediğimde Rydel bana doğru dil çıkardı. 

Sonunda sessizliğe kavuşabildiğimde yandaki yataktan bir yorgan alıp, Laura'nın üstünü ve kendi üstümü örttüm. Laura'ya sarıldım ve uykuya tekrar daldım. 


Pekala, aslında not bırakamayacak kadar uykum var. Her neyse, bölüm kısaydı çünkü uykusuzluktan ölüyorum, ayrıca bugün üç tane sınavım var ve hiç birine doğru düzgün çalışmadım. Bana şans dileyin +_+ 

Harika kalın, sizi seviyorum.

Gizemli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin