Hakan
Karşımda ki güzellik beni büyülerken, söylediği cümleler, donup kalmama neden oldu.
Aslında haklı olabilirdi, birden ona ilanı aşk ettim. Ve birden en yakın arkadaşıyken, müstakbel kocası sıfatına girdim. Ama o hırçın tavrı, ateş saçan bakışları...
Nerde benim hanım hanımcık Seherim?
Şu laflara bak sen. Demek bana geri ödeteceksin ha.Aslında düşünüp durduğumda bu halleri sadece yüzümdeki gülümsemeyi büyütüyordu.
Ne kadar söylediklerine cevap vermesem de kızdığımdan değildi. Akşamki tatlı halleri beni benden almıştı.
O kırmızı elbisenin içinde deyim yerindeyse kuğu gibi süzülürken, ben büyülenmişçesine onu izlemekten başka birşey yapmamıştım.Ta ki gecenin sonuna kadar... Benim iltifatlarımın aksine onun söylediği sözler... Bende Hakansam bu dediklerine seni pişman edeceğim Seher hanım.
Ben sabırlı adamdım, bekleyecektim, bugüne kadar seni seviyorsam sende beni öyle seveceksin güzelim...Yine kendi kendime planlarımı iç sesime anlatırken sırıttığımı fark ettim. Odama geçerken Cemre, kendi odasının kapısında gülümseyen ifadesiyle bana bakıyordu.
"Nasıl şimdiye kadar fark etmedim, kendime hayret ediyorum" dediğinde anlamaz ifademle ona döndüm
"Anlamadım güzelim ne demek istiyorsun?" diye sorduğumda kollarını göğsünde kavuşturup, bilmiş edasıyla yanıma yaklaştı.
"Akşam gözlerinle yedin gelin kızımızı. Bakışlarından aşk fışkırıyordu. Neden şimdiye kadar söylemedin ki?" dediğinde yanağından makas alıp gülümsedim.
"Boşver Cemre, geçmişi geçmişte bırakalım. Hadi sana iyi geceler." diyerek odasına gönderdim ve bende odama geçtim.Bu gece uyuyabilir miydim bilmiyorum. Çünkü şu an yaşadığım mutluluk, kalbime ağır geliyordu.
🌼🌼🌼
SEHER
Sözlendiğimiz günün üzerinden bir hafta geçti ki, bizimkiler kahvaltı masasında, yine beni sorumluluk altına sokacak şeyler söylemeye başladı.
Annem, babamın bardağına çay doldururken bir yandan bana bakarak
"Nişan için tarih belirleyelim artık kızım. İnsanlar sormaya başladı nişan ne zaman diye, bende bir ay içinde yaparız dedim"Yine annem ve yine benim adıma kararlar. Yediğim lokmalar boğazıma dizilince çayımdan bir yudum aldım ve anneme baktım.
"Anneciğim, bir kere de benimle ilgili bir karar verirken, benimde haberim olsa, nasıl fikir sence?" dedim sesimi masum tutarak. Biraz acısın istedim ama nafile."Sana danışacak olsaydık kızım şimdi Hakanla sözlü de olmayacaktın ama bakıyorum keyfin yerinde.
Demek ki neymiş efendim, anneler evlatlarının ne istediğini kendinden iyi bilir."
Sustum. Söyleyecek bişey bulamadım. Benim annemde böyle hazırcevaplık varken ne diyebilirdim ki.Tabağımdaki kahvaltılıklara dikkatimi verip dış dünyayla iletişimi kestiğim anda
"Günaydın afiyet olsun" diyen sesle, başımı kapıya çevirdiğimde, bize doğru gülümseyerek yürüyen Hakan'ı gördüm.
"Oo hoşgeldin oğlum gel otur." dedi babam sevgili damadına.
Hayır yani ne heveslilermiş Hakan'ın damatları olmasına. Ablam nişanlıyken hiç böyle değillerdi oysa..
Kerem enişteyle evlenene kadar, ablam ne kadar arada kalmıştı. Ta ki ablamlar oğullarına Mehmet ismini koyana kadar.Hakan gelip karşımdaki sandalyeye oturdu ve elindeki orkideleri anneme uzattı. Annem yüzünde memnun ifadesiyle
"Teşekkür ederim oğlum, çok beğendim" dediğinde Hakan da gülümseyip
"Rica ederim" dedi. Benim hâlâ masada olduğumu gören babam ise
"Kızım Hakan'a da bir servis açar mısın?" diyerek, düşüncelerimden ayırdı beni.Kalkıp içerden yeni bir servis tabağı ve çay bardağı getirip açık çay koydum Hakan'a, açık sevmediğini iyi biliyordum gıcıklık olsun diye öyle uzattım.
Annem durumu anlayıp ters ters bakarken, Hakan gülümseyip
"Ellerine sağlık" diyerek bardağı elimden aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hani Arkadaştık?
RomanceBirlikte büyüyen iki genç... Biri diğerini yıllardır sevip, içinde saklamış... Peki ne kadar saklı kalabilir ki aşk gibi güçlü bir duygu? Ve hayata dair hiçbir tecrübesi olmayan, büyümeyi ve yetişkin olmayı, sevilerek öğrenen bir genç kız... Onlar k...