Ben ona sarıldığım için kızacak diye beklerken, o zaman tanımamı istemişti.
Her ne kadar az önce kaçtığına kırılsam da, şimdi bana gerçek düşüncelerini söylemesi beni mutlu etmişti.
Arabaya doğru giden sevgili nişanlımın arkasından koşup yetiştim ve az önce elimi saran sıcak elini kavradım. İnsan sevdiğinin elini bir kere tutmaya görsün, bağımlılık yapıyor, asla bırakmasın gelmiyordu."Seni eve bırakayım" dediğimde tatlı tatlı gülümseyip başını salladı. İkimizde de arabama bindikten sonra arabayı çalıştırdım. Sessizliğimizi bozan Seher'in sesiyle ona döndüm.
"Ah az kalsın unutuyordum. Annemler yarın akşam yemeğine bekliyor. Sizinkilere söyler misin?" dedi bi yandan radyoyla uğraşıyordu.
"Tabi söylerim. Tekrar seni görmek için güzel bi bahane" dedim. Yine utançla gözlerini kaçırdı.Anlamıyordum sözlenmeden önce o kadar rahat bi kızdı ki şimdi onu tanıyamıyordum. Rahatça sarılır, omzuma başını yaslar, saçlarımı dağıtmaya çalışır yada ağladığı ufacık bir olayda bile göğsüme sığınırdı. Şimdi neden bu kadar mesafeli biri olmuştu?
Yine de bu duruma fazla takılmadım ve aklıma gelen şeyi sordum
"Yemekleri annen mi hazırlayacak? Sende yapacak mısın?"Elinden zehirde olsa yerdim. Yine gözlerini kısarak gülümsedi ve
"Yemek yapmayı sevdiğimi biliyorsun ama henüz misafire hazırlayacak kadar ustalaşmadım. O yüzden yarın mutfak annem, ablam ve yengemden sorulur. Bense Mehmet ve Nazla ilgilenirim. " diyip göz kırptı. İnadım inattı elinden bişey yemek istiyordum.
"O zaman tatlı yap. Sende bu tatlılık varken zorlanacağını sanmam." dedim ve söylediklerimden sonra ne kadar saçmaladığımı farkettim. Tabi Seher altta kalır mı.
"Iıyyy Hakan ne iğrenç espri bu!" diye şakacıktan surat astı. Evet, iğrenç bir espriydi ve bu saatten sonra susmak en iyisiydi."Ama annemden fırsat bulup mutfağa girersem senin için profiterol yaparım." dedi bi anda.
O an hevesle ona baktım. En sevdiğim tatlıyı iyi biliyordu. Bayıldığı Kore dizilerinden bi replik çalarak
"Afiyetle yiyeceğim" diyip sırıttım.Bu aralar en çok yaptığım şey sırıtmak olsa gerek :) Seher de bana utangaç bir gülümseme yolladı ve camdan dışarıyı izlemeye başladı.
Bana göre kısa geçen bi yolculuktan sonra Seherin evinin önündeydik. Ona yaklaşıp alnından öpeceğim esnada
"Güzel bi gündü teşekkür ederim " diyip benim bişey dememe fırsat vermeden çıktı arabadan.Eve girene kadar arkasından baktım. İçeri girmeden el sallar diye bekledim ama dönüp bakmadı bile. Ama yinede kafaya takmadım. Bu kadar ilerleme bile yeterliydi şimdilik. Bu durumun verdiği rahatlıkla arabamı kendi evimize sürdüm.
Eve girince anneme bakındım salondaydı. Yanına gidip arkasından kollarımı omzuna doladım ve yanağına öpücük kondurdum, sonra dizlerine uzandım, o an ne kadar yorulduğum aklıma geldi. Annem de reflex olarak saçlarımı okşamaya başladı. Yüzünde şefkali bir ifadeyle gülümsedi.
"Bu aralar çok mutlu görüyorum seni oğlum. İnan bana seni böyle gördükçe içim açılıyor." dediğinde elini tutup öptüm.
"Eee annesi oğlun mutlu olmasın da kim olsun. Sayenizde istediğim kızla evleneceğim, ona artık rahatça sevdiğimi söyleyebiliyorum, herşey çok güzel." dedim.
Annem gülümseyip saçlarımı dağıtıp tekrar düzenledi.
"Bende çok mutluyum oğlum. Babanla ikinize önce kızdım, yıllardır böyle birşeyi sakladığın için ama, yüzündeki gülücükleri gördükçe herşeyi unutuyorum." dedi.O an aklıma gelen şeyle kafamda bir ampul yandı.
"Anne yarın akşama yemeğe gidiyoruz dünürlerine. " diyince başını salladı.
"Biliyorum oğlum Nergis aradı bugün."Aklıma gelen şeyi söylese miydim acaba, ne tepki verirdi ki. Çekinerek anneme baktım.
"Annee, akşam yemekte düğün konusunu açsana. Artık hazırlıklara başlasak ha" dedim.
Kimine göre iki ay nişanlılık kısadır ama bence fazla bile. Yıllarca yeterince sabrettikten sonra artık dayanamıyordum.Annem biraz düşündü ve
"Sen istedikten sonra neden olmasın oğlum. Sen bugüne kadar bizi hiç üzmedin. Her zaman örnek bi evlat oldun ve bizi gururlandırdın. Artık sıra bizde" dediğinde olduğum yerde zıplamamak için kendimi zor tuttum. Allah'ım! Sonunda hayallerim gerçek oluyordu.Annemle konuştuktan sonra odama çıkıp internetten ev ilanlarına bakmaya başladım. Zaten ailelerimizin evi müstakil. Bizde bi dairede otursak fena olmaz diyip, araştırmalara başladım. İki aileye de yakın bi ev olmalıydı ve Seher'in beğeneceği bir şey olmalıydı.
****
Ertesi gün akşamüstü işten eve erken geldim. Duş alıp üzerimi değişip aşağı indim. Annemle selamlaştıktan sonra
"Baban niye senle gelmedi " dedi.
"Bilmiyorum annem sen git hazırlan ben bi saate gelirim dedi."
Anlaşılan babam süslenmem için bana extra süre vermişti. Öyleyse bende bunu değerlendirirdim. Karşımda Cemreyi görünce aklıma bir fikir geldi.
"Cemre biz senle erken gidelim mi hem yardım edersin yengene" dedim göz kırparak.
Cemre başını salladı, mesajı almıştı hemen hazırlandı. Anneme de sen babamla gel diyip çıktık.
Yaklaşık yirmi dakika sonra falan Seher'in evinin önündeydik.
Cemreyle arabadan indik ve Seher için aldığım gülleri elime aldım. Nergis anneye de bi demet papatya almıştım.
Kapıyı çaldığımızda Nergis anne mutfak önlüğüne ellerini silerek kapıyı açtı. Merhabalaştıktan sonra Seher'in aşağıda, Naz ve Mehmet le ilgilendiğini söyledi.Bahçeye inip sevdiğim kıza baktım Mehmet kucağında Naz yanında ikisiyle de ilgileniyordu. Bi an onu gelecekte kendi çocuklarımıza bakarken hayal ettim. O kadar güzel di ki hayali bile. Naz beni görünce yanıma koştu
"Hakan abii" diye. Seherle göze gelirken Nazı kucağıma aldım. Gülümseyip
"Hoşgeldin" dedi. Sesi yorgun gibiydi anlaşılan yeğenleri yormuştu. "Hoşbuldum." diyerek gülleri uzattım. Gözleri beğeniyle parladı.
"Teşekkür ederim ne gerek vardı" dedi nezaketen.
Kendime engel olamayıp az önce Mehmet'in dağıttığı saçını kulağının arkasına doğru düzelttim. Dokunuşumla hafifçe titredi. Bu utangaç tavırları onda görmeye alışık olmasam da bana daha çekici geliyordu.Bir saat kadar bahçede çocuklarla vakit geçirdik.
Seher yeğenlerine öyle şefkatli davranıyordu ki. Dayanamayıp
"Sen ilerde harika bi anne olursun Seher" dedim.
Utangaç bir gülümseme ile bakışlarını kaçırdı sadece.
Bu kızda gerçekten ilerleme vardı ben kızacak diye beklerken o gülümsedi...Yemekte tüm aile bir aradaydı. Ve keyifli bir sohbet eşliğinde yemeğimizi yiyorduk. Annemle yan yanaydık. Seher karşımdaydı. Göz göze geldiğimiz her an flörtöz bakışlarımı ona yöneltiyordum. Her seferinde utanıp gözlerini kaçırıyordu.
Yemeğin sonuna doğru, anneme bikaç kere dokununca mesajı aldı ve söze girdi.
"Ellerinize sağlık herşey çok güzel olmuş " dedi.
Nergis anne
"Afiyet olsun canım" diyip gülümsedi ve annem devam etti."Hazır tüm aile bir aradayken söylemek istediğim bişey var. Yavaş yavaş düğün hazırlıklarına başlasak diyorum ben. Ne dersiniz?" dediğinde herkesin tepkisi normaldi ancak Seher içtiği suyla öksürük krizine girdi...
SEHER
Duyduklarımla şaşkına dönmüştüm. Düğün demişlerdi değil mi?
Ben daha nişanlı olmaya yeni alışmışken Hakan ile aynı evde yaşamak mı?
İçtiğim su boğazıma takılıp öksürük krizine girince tüm dikkatleri üzerime çektim. Allah'ım ne yapacaktım, düğünü ertelemenin bir yolu olmaz mıydı ki?
Büyükler herzamanki gibi dünden razıydı. Ancak babamla abimde biraz burukluk var gibi. Belki bir süre ertelemek isterler diye bir umut ikisine baktım.
"Yavaş yavaş başlayalım o zaman hazırlıklara kış girmeden olsun." dedi Mustafa amca.
Babama döndüm başını sallayıp
"Olur tabi" dedi. Abimse sadece bana baktı.Niye kimse bana fikrimi sormuyordu! Daha fazla beni görmezden gelmelerine katlanamıyordum. Aniden gelen cesaretle, herkesin bakışlarını görmezden gelip masadan kalktım ve odama çıktım.
Yorum ve oylarınızı bekliyorum. İyi okumalar :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hani Arkadaştık?
Roman d'amourBirlikte büyüyen iki genç... Biri diğerini yıllardır sevip, içinde saklamış... Peki ne kadar saklı kalabilir ki aşk gibi güçlü bir duygu? Ve hayata dair hiçbir tecrübesi olmayan, büyümeyi ve yetişkin olmayı, sevilerek öğrenen bir genç kız... Onlar k...