-Hakan-
Gözleri endişeyle bana bakıyordu güzel karımın.
Onun en hassas dönemi olan hamilelik döneminde neler yaşıyordu. İçim acıyordu onu böyle gördükçe. Sürekli endişeli, stresli bir hali vardı."Bana öyle, bakma bitanem" dedim.
Gülümsedi, benim için dünyayı durduran gülümsemesiyle ...
"Nasıl bakıyormuşum ki?" dedi safça
"Birşeyden korkuyor gibi. Hep endişeli bir ifaden var. Böyle olman bebeğimizi de üzer biliyorsun değil mi?" dediğimde karnını okşamaya başladı.
"Sen iyiyken bende iyiyim, oğlumuz da iyi" dedi ve bakışlarını karnına çevirdi
"Di mi oğlum. Hem ben endişeli olsam bile sen kafaya takma. Seni çok seviyoruz biz." dediğinde onu kollarıma alıp sevgiyle kucakladım.
"Bu arada oğlumuza isim düşündük mü biz hiç" dedim.Gözleri şaşkınlıkla büyüdü
"Maalesef canım, hiç düşünmedik neredeyse altı aylık olacağız" dedi ve bir süre sonra devam etti
"Aslında düşündüm de oğlumuzun adı belli gibi" diyince merakla ona baktım.
"Abimin kızı Naz doğduğunda onlara gitmiştik. Sen Nazı severken 'bir gün kızım olursa adı Asude olsun, erkek olursa da Berk olsun ' demiştin. " dedi. Rüya gibiydi ama anımsamıştım sanki o günleri.
"Peki senin aklında bi isim var mıydı?" dediğimde güldü.
"Aras" deyiverdi hemen.
"Senin istediğin olsun güzelim. Kızımız olduğunda da benim dediğim olur" dedim.
Başını sağa sola salladı
"Daha iyi bir fikrim var. Aras Berk nasıl? " dediğinde gülümseyen yüzüne bakakaldım. Yanağını hafifçe okşayıp küçük bir öpücük kondurdum.
"Harika, mükemmel, şahane... Tıpkı senin gibi "-Seher -
Son günlerde gittikçe yuvarlaklaştığımı hissediyordum. Geçen bir buçuk ayda gözle görülür bir büyüme olmuştu karnımda. Doğal olarak bu durum hareket olanağımı kısıtlıyordu
Özellikle de sırt üstü uzanmak bile zor geliyordu. Oğlumun her hareketi artık daha belirgindi. Dışardan bakarken bile belli oluyordu.
7 buçuk aylık olmuştuk ve artık az bir zamanımız kalmıştı.Bugün Hakan'a sürpriz bir ziyaret yapacaktım. Uzun zamandır şirketi görmüyordum zaten.
Akşam için yemeği yapıp hazırda bulunsun diye tatlı da yapmıştım. Kısa bir duş alıp banyodan çıktım. Üzerime rahat kıyafetlerimi giyip aynada kendime baktım. Resmen yarım dünya olmuştum. Tamam oğlumun gelişimi biraz önde gidiyordu ama bu kadar da kilo alınır mıydı ya...Evden çıkıp bir taksiye atladım. Kısa bir süre sonra şirkete geldim. Asansöre binip 5.kata çıktım.
Abimle Hakan aynı odayı kullanıyordu. Odanın önüne gelip kapıyı tıklattım. İçeri girdiğimde beni gören abimin ve kocacığımın gözleri parladı.
"Sürpriiizz!!!" diyerek içeri geçtim.Abim hemen ayağa kalkınca Hakan'dan önce onun yanına gidip sarılmaya çalıştım. Çalıştım çünkü karnım pek müsaade etmiyordu.
Abim saçlarımı okşayıp güldü
"Küçük cadım sen ne kadar şişko olmuşsun böyle" dedi.
"Yaa aşk olsun abi sen de mi ya." derken abime özel şımarık ses tonunu kullandım.
"Hem sen önce karına bak, sanki o kilo almadı mı?" dediğimde Hakan'a bakıp göz kırptı ve
"Yok canım yengen senin kadar kilo almadı manken gibi benim karım" diyince şakayla omzuna vurdum
"Öyle olsun abi, sattın beni" dedim, gülümseyip
"Gel hadi ayakta kalma" diyince Hakan'ın masasının önündeki koltuğa çöktüm.
Bir kaç dakika hal hatır sorarak sohbet etmiştik abimle. Güya Hakan'a sürpriz yapacaktım ama abimle uzun zamandır bi araya gelmiyorduk, onunla daha çok sohbet etmiştik.
"Yengem demişken ondan ne haber? Doğuma sayılı günler kaldı" dedim.Abim gözlerinin içi gülerek konuştu
"Aslında her an doğum olabilir." diyince içimi bi heyecan dalgası sardı.
"Hadi ya. O zaman ben doğumdan önce yengemi bir göreyim" dedim
"Aslında bugün öğleden sonra çok işimiz yok. Hadi gel doğum öncesi yengenle sana bi acılı adana yedirelim." dediğinde kaşlarımı çatıp abime baktım.
"Birde soruyor musun abi hadi ara yengemi gidelim." diyip el çırptım.Abim gülümseyip telefonunu eline aldı ve odadan çıktı. Hemen sonra Hakan yanımda bitti. Yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu ve
"Oğlum nasıl bugün annesi?" dedi.
"Her zamanki gibi hareketli babası" diyip ellerimi karnımda gezdirdim.Kapı çalıp mutfak görevlisi elinde meyve suyu ve kahveyle odaya girdi. Meyve suyunu benim, kahveyi Hakan'ın önüne koyup odadan ayrıldı. Gözüm Hakan'ın kahvesinde kalmıştı
"Bende kahve içmek istiyorum yaa" dedim şımarıkça, Hakan ise yüzünde en sevdiğim gülümsemesiyle bana baktı.
"Doğumdan sonra güzelim" diyerek bana gösteriş yaparcasına kahvesini höpürdeterek içti.***
İki saat sonra Seyhan nehri çevresinde güzel bir restorana gittik. Yengemle iki hamile yanyana oturduk. Ben bu anımızı ölümsüzleştirmek için sürekli fotoğrafımızı çekiyordum. Kırk yıl düşünsem yengemle aynı zamanlarda hamile olacağım aklıma gelmezdi.
Çok geçmeden yemeklerimiz önümüze gelince ben iştahla saldırdım. Hakan ve abim bu halime gülüp duruyorlardı.
"Yenge yavaş gidiyorsun beğenmedin mi?" dedim.
Ben bitirmek üzereydim ama onun tabağının yarısı duruyordu.
"Bilmiyorum Seherciğim halsizim biraz" dediğinde abim endişeyle yanına gelip yengemin elini tuttu
"Hande iyi misin canım?" dedi.Yengem abimin ufacık şeye bu kadar heycanlanmasına gülüyordu.
Hakan'a baktığımda o da benim gibi gülümseyerek abimle yengeme bakıyordu.
"Bakmayın siz Hande'nin böyle sakin durduğuna Naz doğmadan önce de sakin sakin durup birden sancısı geldi hastaneye gittiğimiz anda doğum yaptı" dedi abim.O an heycanla yengeme baktım. Ya yine öyle olursa. Yengem sancı çekerken ben nasıl dayanırdım ki..
Benim yüz ifademden düşüncelerimi anlamış olacak ki
"Endişelenme Seher. İyiyim ben." dedi yengem. Yengem yengem diyip duruyordum ama aslında Hande benden sadece iki yaş büyüktü.Başlarda ona yenge dememe bozulmuştu. Yaşlı hissediyorum demişti ama benim de bi, tane abim vardı. Eşinin yaşı benimle aynı olsa da yenge derdim heralde...
Yemekten sonra abim bizi gizli yerine götürdü. Gerçi Hakan önceden biliyormuş ama kazadan dolayı şuan hatırlamıyordu.
Burası gerçekten de gizli yer ismini hakediyordu. Adanaya burdan bakmak çok güzeldi. Tıpkı İstanbul boğazından karşıya bakmak gibi... Uygun bir yer bulup dinlenmek istedik.
Güzel bir çay bahçesi vardı. Oturup açık çay istedik.
Bi anda yengem elini karnına koydu. Ağzından 'ahh' diye ufak bi inilti çıktı. Abim telaşla
"Hande noluyor? Doğum sancısı mı? " dedi. Yengem sessizce başını salladı. Anında hepimiz ayaklandık.
Abim yengemin koluna girdi yavaş yavaş arabaya doğru yürümeye başladık. Yengem arabaya geçtikten sonra yanına oturacağım sırada abim
"Sen öne geç, bu halde ona yardım edemezsin" dedi.
Vay be abime bak. Karısı ve çocuğu söz konusu olunca beni bile bi kenara attı. Amaan şöyle bir durumda bile ne düşünüyorum. Görümcelik yapmanın hiç sırası değildi.Hastaneye varmamıza az kalmıştı. Abim yengeme sakinleşmesi için
"Herşey yolunda canım, sakinleş, dua et" diyip duruyordu.
Yengemse başını sallayıp dediğini yapıyordu. Canının acıdığını belli etmemeye çalışsa da gözünde ard arda akan yaşlar onu ele veriyordu. Başkası olsa çığlık atar, bağırır. Yengem o kadar sessiz bir tipti ki bu halde bile bağırmıyordu.Sonunda hastaneye gelince arabadan indik. Hakan içeri koşup sedye istedi. Abim telaşla yengemi içeri götürürken arkalarından yürüyordum. Tam doğum hanenin kapısına geldiler ki yengemin suyu geldi. O suyu görene kadar herşey normaldi.
Yakında doğum yapacak bir kadın olarak görmem gereken en son şeyi görmüştüm. Hakan endişeli bir şekilde yanıma geldi.
"Canım iyi görünmüyorsun. Gel şöyle oturalım" dediğinde gözlerine bakarken etraf karardı. Son gördüğüm Hakan'ın bana korkuyla bakan gözleriydi.Finale doğru. son 3 bölüm...
Yorum ve oylarınızı bekliyorum.
Keyif almanız dileğiyle iyi okumalar;)
![](https://img.wattpad.com/cover/74084259-288-k180562.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hani Arkadaştık?
RomansaBirlikte büyüyen iki genç... Biri diğerini yıllardır sevip, içinde saklamış... Peki ne kadar saklı kalabilir ki aşk gibi güçlü bir duygu? Ve hayata dair hiçbir tecrübesi olmayan, büyümeyi ve yetişkin olmayı, sevilerek öğrenen bir genç kız... Onlar k...