27.bölüm

5.3K 269 28
                                    

-Seher-

Aslı hanımın yanından çıktığımda Gökhan denen çocuk hâlâ aynı yerdeydi. Kalkıp yanıma geleceği sırada sekreter yanına çağırdı
"Gökhan Kara burda mı acaba?" diye etrafa bakınıyordu. Adının Gökhan olduğunu söyleyen çocuk "benim " diyip danışmaya yürüdü.
Gökhan Kara mı? Kara? Yani Hakan ve benim soyadım...


Eve kendimi zor atmıştım. Düşüne düşüne kafayı yiyecek gibi oluyordum. Şu Gökhan kimdi?

Normalde soyisim benzerliği olabilirdi bunu kafaya takmazdım ama, önce Cemre'yi takip etmesi ve bugün benimle konuşmak istemesi beni meraklandırıyordu. İnternete girip sosyal medya hesabı var mı baktım.
Bulduğum bir hesabı incelemeye başladım. Kızıl saçlı güzel bir kadınla az sayıda fotoğraf vardı. Annem yazıyordu hepsinde. Ama temmuz ayından sonrası yoktu.
Biraz daha düşündüm ama şüphe çekecek bir şeyler de bulamamıştım ama yinede stres yapıyordum işte....

Bir duş alıp kendime geldim. Evde duramayacağımı anlayıp annemlere gitmeye karar verdim.
Tam apartmandan çıkarken telefonum çaldı. Abimdi
"Efendim abiciğim" dedim.
"Nasılsın canım? Bugün işten erken çıktım Nazla yengeni aldım annemlere gidiyoruz seni de alayım mı?" dedi. Duyduğum cümle ile yüzümde güller açarken

"Ayy kalp kalbe karşıymış abi bende evden yeni çıktım. Annemlere gidecektim. Aşağıda bekliyorum sizi " dedikten sonra görüşürüz diyip kapattık..
Bir insanın sesi bu kadar huzur verir miydi? Abim benim için öyleydi. Ablamla da yakındık ama abimle olan durumum farklıydı. Cemreyle Hakan gibi.. Abim benim en iyi arkadaşım, koruyucum, en zor zamanlarımda sığınağımdı...

Bahçedeki çardakta beklerken abimin siyah bmwsi göründü. Arabaya binip selamlaştık. Nazı özlemiştim gidene kadar kollarımdan ayırmadım. Çok uzun olmayan yol, abim ve yengemin tatlı sohbetiyle daha kısa sürmüştü sanki.

Annemlerin evinin önüne gelince arabadan indik. Yine Naz'ın elini bırakmadan yürümeye başladık.

Yengem gülümseyerek baktı ve
"Naz'ı çok seviyorsun. Çocuklarla da aran iyi. Yakında bir bebek haberi de senden gelir ha" dedi.

Söylediğiyle iç çekmeden edemedim. Yok be yenge nasıl olacak o, ben kendimi zor idare ederken, kocama istediğini veremezken nasıl anne olacaktım... İçimde kendime acımayı bitirdiğimde az önce duyduğum cümledeki gerçekle duraksadım.

Bir dakika yengem bir bebek haberi de senden derken? Başka hamile de mi var?
"Yengeeee!!!" dedim heyecanla ve kocaman sarıldım. Abim bize dönüp baktığında yengem
"Bir an jetonu hiç düşmeyecek sandım." dedi. Onlar benimle dalga geçerken abime dönüp
"Tebrik ederim abiciğim" diyerek sarıldım.

Mutfakta annemle güzel bir sohbet eşliğinde yemek yapıyorduk.
Annem ben evlendikten sonra vukuat çıkarmamdan korkmuş olmalı ki, beni mutlu görünce daha bir keyiflenmiş gibiydi. Yengemin de hamilelik haberiyle anneme bayram olmuştu resmen. Herkes çok mutluydu.

Yemekler pişene kadar odama çıktım. Özlemiştim doğrusu. Yatağıma oturup öylece düşünürken kapı çaldı, abim içeri gelip karşıma oturdu.
"Eee ufaklık, özledin değil mi odanı, evini...?" diye sordu, kısa bir an gözüm dolacak gibi olsada topladım kendimi
"Tabi özledim abi. İnsan doğup büyüdüğü evi özlemez mi?"
Kollarını açınca ne istediğini anladım kocaman sarıldım.
"Ne zaman büyüdün sen küçük cadım" diyip saçlarımdan öptü.
"Abi" dedim şımarıkça. Bi tek ona özel ses tonumdu bu
"Söyle güzelim" diyince ona daha çok sokuldum.
"Sen ne kadar mükemmel bir abisin. Hayır hayır sen mükemmel bi insansın. Ailene bağlısın, büyüklerine saygılısın, kızına, karına aşıksın, bir insan senden daha ne bekleyebilir ki." dedim. Abim beni göğsünden kaldırıp yanaklarımı sıkarak
"Küçük cadıma da bak hele ne güzel konuşuyor. Hakan mı öğretti bunları sana?" diye takıldı bana.
"Abi niye utandırıyorsun ya aşk olsun" dedim.

Hani Arkadaştık? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin