-Hakan-
Bugün işleri biraz hafifletip öğle yemeğini güzel karımla yemek istiyordum.
Yapmam gerekenleri halledip karşımda oturan Cem abiye baktım önündeki dosyaya resmen gömülmüştü.
"Abi ben öğle yemeğini dışarda yesem sorun olur mu?" dedim.
Babacan bir tavırla gülümsedi
"Seher'le mi? Hadi git bakalım" dedi
"Tabi abi başka kim olabilir" diyerek ayaklandım.
"Görüşürüz abi saat iki gibi gelirim " dedim ve kendimi dışarı attım. Seher çıkmış mıydı acaba.Telefonumu çıkarıp aradım çalıyor ama açmıyordu.
Aslı hanımın sekreterini aradım. Şimdi çıktı demişti. Demek ki telefonu hâlâ sessizdeydi. Acele edip yetişmeliydim. Gaza basıp trafikte ilerledim.
Etrafta kimse yok gibiydi. İlerde bir park vardı.Seher bir park gördü mü dayanamaz uğrardı kesin oradadır diye düşünüp etrafa bakındım. Gözüm Seheri ararken sonunda onu buldu. Ancak yalnız değildi. Kumral genç bir adam vardı yanında. Bir dakika adamın saçlarımı okşuyor bu, yüzüne dokundu. Noluyo lan? Bu kız kafayı mı yemiş? Kafamın içinde kavgalar başladığında Seher ayağa kalktı.
Adamın yanından kalkınca ateş saçan gözlerime değdi gözleri. Bir an korkuyla açıldı, sonra herşey normalmiş gibi bakmaya başladı.
Arabaya binince kim olduğunu sordum. Bir arkadaşmış.
Lan insan yeni tanıdığı arkadaşın saçını mı okşar?
Mantığa aykırı bir sürü soru vardı kafamda... Sustum bu yüzden, eve gidene konuşmadım. Yoksa sinirime hakim olamaz, kaza yapardım.Eve geldik hâlâ bir açıklama yoktu. Nasıl susardı? Susması içimdeki olumsuz yönümü kamçılarken, sinirlerime hakim olmakta zorlanıyordum.
Ben kendimden çok ona güvenirdim ama o kendini savunmuyordu bile... Daha fazla kalbini kırmamak için git dedim. Sadece git...
Geri dönülmez laflar etmeden gitsin istedim.
Çıkıp gidince tezgahta duran bardağı alıp yere çarptım.
Kapının girişine yere baktığımda evlilik yüzüğünü çıkarıp atmış olduğunu gördüm. Biri bana bu yaşananların rüya olduğunu söylemeliydi.
Daha bu sabah şu kapıdan sarmaş dolaş çıkmıştık. Şimdi ne olmuştu?Koltuğa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Benim Seherim başka bi adama bakmazdı.
Kocasına bile zorla alışmış bir kız nasıl başkasına bakacaktı ki?Peki o gördüklerim neydi? Niye açıklama yapmıyordu?
Kafamın içindeki sorulardan boğulma derecesine gelmiştim ki telefonum çaldı. Olmadığını bile bile Seher mi acaba diye düşünmeden edemedim ama Cem abiydi arayan. Sesime ifade yansıtmamaya çalışarak cevapladım
"Efendim abi?"
"Hakan neredesin sen oğlum? Neyi yanlış yaptın? Mersin'den aradılar şimdi. Eksik belge gitmiş. Arsa sahipleri izin vermemiş. Gel bul da birini gönderelim." dedi sinirle.Off!!! Bir bu eksikti. Ben karımı görmek için aceleden yanlışlar yapayım, o bana bir cevap vermeye tenezzül etmesin.
"Tamam abi geliyorum. Bu Mersin'deki iş kaç gün sürer?" dedim. Gidip uzaklaşmam lazımdı.
"4 yada 5 kardeşim hayırdır?"
"Ben gideceğim abi. Kendi işimi başkasının üzerine yıkmak istemiyorum." dedim.Telefonu kapattıktan sonra odaya gidip çantaya birkaç parça kıyafet sıkıştırıp kapıya geldim. Yerde bulunan Seherin yüzüğünü alıp cebime koydum.
Sehere bir not yazıp evden çıktım. Birkaç gün uzaklaşmak belki iyi gelirdi ...-Seher -
Annemlerin evine gelince kapıyı çaldım. Annem beni görür görmez gözleri şokla açıldı
"Kızım bu ne hal böyle. Ağladın mı sen?" diye sorarken, annemin şefkatli sesiyle tuttuğum gözyaşlarımı tamamen bıraktım.
Bir saate yakın annemin dizlerinde ağlamıştım.
"Kızım ne olduğunu anlatsan belki yardımım olur sana" dedi annem. Dokunsan ağlayacak durumdaydı o da.
"Anlatamam anne. Şimdilik sadece huzuru bulduğum şu dizlerinde ağlamama izin ver" dedim. Saçlarımı okşayıp başını salladı.
"Peki kızım, sen öyle diyorsan..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hani Arkadaştık?
RomanceBirlikte büyüyen iki genç... Biri diğerini yıllardır sevip, içinde saklamış... Peki ne kadar saklı kalabilir ki aşk gibi güçlü bir duygu? Ve hayata dair hiçbir tecrübesi olmayan, büyümeyi ve yetişkin olmayı, sevilerek öğrenen bir genç kız... Onlar k...