~ 29. BÖLÜM ~

1.9K 142 6
                                    

Alya Koçer

" Anne senin için geldim?
Neredesin? Burası çok karanlık? Anne? Anne ben geldim? " diye bağırdım.

Her yer karanlık ve ben bir şey göremiyorum. Bir ışık ararcasına koşmaya devam ettim. Ama ne ışık ne de annemi bulamıyorum. Üvey babamın sert ama üzgün sesini duymamla koşmayı bıraktım. Etrafıma baktığımda kimseyi göremedim.

" Annen burada değil Alya " diyen arkamdaki sese döndüm.

Babam karşımdaydı. Ondan hala nefret ediyordum. Siyah pantolon ve siyah tişörtle yüzünü zar zor seçebiliyordum. Üzerime baktığımda her yerim griydi. Pantolon ve tişörtüm. Kaşlarımı çattım. Ne beyazdım ne de siyah araf da kalmış gibiydim.

" Annem nerede?! " diye sordum üvey babam gülümsedi. Gözlerimi kısarak bakmaya başladım.

" Burada değil! Gitmelisin! " dedi gülümseyerek. Kaşlarımı çattım.

Annemi istiyordum. Üvey babam bir anda kaybolmasıyla etrafıma bakındım. Yine etraf kapkaranlıktı. Koşmaya başladım. Gözüm bir şey arar gibi etrafı tarıyordu. Ayağım yerden kesilirken birinin elimden tutmasıyla bakışlarımı onda sabitledim.

Efe'nin burada ne işi vardı. Sallandığım yere baktığımda uçurumda olduğumu gördüm. Efe beni yukarı çektikten sonra iki adım geriledi.

" Hadi gidelim. " dediğinde başımı hayır anlamında sallayıp uçuruma baktım. Aşağısı beyazdı. Bizim olduğum noktaysa griydi. Elimi ona uzattım.

" Annemi bulmalıyım. Benimle gel? " deyip beklentiyle yüzüne bakmaya başladım. Efe başını sağa sola salladığında gözlerimdeki hayal kırıklığını saklayamadım. Efe elini bana uzatıp gülümsemesi.

" Annen burada değil. Hadi gidelim buradan. " dediğinde itiraz etmek istedim ama annemin burada olmadığını söylüyordu. Efe'ye inanmak istiyordum. Elimi uzattım. Efe'nin gözleri parladı.

Gözlerimi araladığımda odamdaydım. Gözlerimi kırpıştırıp etrafıma baktım. Benim burada ne işim vardı. Odam hastane gibiydi. Kolumdaki seruma gözüm takıldı. Başım ağrıyordu.

En son depoda cezamı çekiyordum. Odamın kapısı açıldı. Efe içeri girdiğinde yüzündeki umutsuz ifadeyi silip gülerek bana doğru gelmeye başlayınca kaşlarımı çattım.

Onu gördüğümde her an ihaneti aklıma geliyordu. Birden bana eğilip sarılmasıyla tepki vermeden başka taraflara bakmaya başladım. Geri çekilip elimi tutuğunda hızla elimi çektim. Yüzündeki gülümseme kayboldu.

" İki gündür uyanmanı bekliyoruz. Ölüyordun ve bunu istediğini biliyordum! " diye bağırdı birden. Uyanmadan önceki rüya aklıma geldi.

" Bana bağırma! Çık dışarı! Defol! " diye bağırdım.

Kalp ritmini gösteren aletten garip sesler gelmeye başlarken nefesimin kesildiğini hissettim. Efe ne yapacağını bilmez bir şekilde bana bakarken içeri beyaz önlüklü iki kişi girdi. Kalbim çok hızlı atıyordu. Sinirlendiğim için olmuş olmalıydı. Doktor elini omzuma koydu.

" Sakin olun. Kalbinizi zorlamayın. Derin bir nefes alın. " dediğinde doktora ne kadar gıcık olsam da derin nefesler aldım.

Alet yavaştan eski haline dönerken. Bakışlarım Mert ve Merih'i buldu. İkiside yanımdaydı. Efe odada yoktu. Mert elimi tutunca ona baktım.

" Niye ölmek istiyorsun? " dedi sakin bir sesle. Gözlerimi kaçırdım. Merih de aynı bakışları atıyordu.

" Annemi özledim sadece " Sesim kısık çıkmıştı ama Mert'in duyduğunu biliyordum. Sarılınca serum olmayan kolumla bende sarıldım.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin