~ 65. BÖLÜM ~

1.3K 66 12
                                    

Urza Keskin

Elimdeki bıçağı hızla fırlattım. Omzuna giren keskin bıçakla acıyla inledi. Aramızda dört metreden fazla bir mesafe yoktu. Yavaş adımlarla yanına yaklaştım. Bıçağı sertçe tuttuğumda ağzından koca bir inleme döküldü. Bıçağı sertçe döndürmeye başladığımda bağırmaya başladı.

" Ahhh! Gölge!!! Seni öldüreceğim!!! " Alayla gülümserken bıçağı sertçe bastırdım. Bağırmaya devam ederken bıçağı çıkardım. Bıçağın üzerindeki koyu renk kana baktım. Bakışlarımı Yiğit'e çevirdim. Acıyla kıvranıyordu. Bir saate yakın bir zamandır buradaydım. Konuşmuyordum , soru sormuyordum sadece canını yakıyordum.

" Geberteceğim seni! " dediği şeyle gözlerimi devirdim. Buraya girdiğimden beri aynı şeyi söylüyordu. Bıçağı yüzünde gezdirmeye başladım. Arada küçük çizikler açıyordum. Dişlerini sıkarken tükürmek için hareketlenmişti. Yumruğumu suratına geçirdim. Bıçağı boşluğuna geçirip iki adımda uzaklaştım. Nefesi bir yerlerine kaçarken konuştum.

" Giray ve Merihle ne alıp veremediğin var? " diye sordum. Ağzındaki kanı yere tükürürken bakışları birkaç saniyeliğine boşluğundaki bıçağa kaydı. Dişlerini sıkarak bana baktı.

" Siktir git! " Onaylamayan bakışlar atarken etrafında dolanmaya başladım. 

" Benimle konuşmayı hâlâ öğrenemedin. " dedim sakin bir ses tonuyla. Saçlarından sertçe tutup arkaya doğru çektim. Ağzındaki kanları dışarı atmaya çalışsada olmadı. Ağzındaki kanı yuttuğunda sertçe kafasını bıraktım. Öğürerek kusmaya başladı. Suratımı buruşturup ilerideki masaya ilerlemeye başladım. Masadaki spirali alıp ona yaklaşmaya başladım. Oturduğu sandalyeye yaklaştım. Koltuk demirdendi kollarıda demirle sandalyeye bağlıydı. Ayaklarıda aynı durumdaydı. Spirali çalıştırdığımda bakışları beni buldu. Kaşları çatılırken gözleri büyüdü.

" Hayır! Hayır! Gölge hayır!! " Bağırmasını umursamadan sağ koluna yaklaştırdım. Çırpınmaya başladı. Spiral koluna değdiği an büyük bir bağırış koptu. Biraz daha bastırdığımda kanlar yüzüme sıçramaya başlamıştı. Spirali kolundan uzaklaştırıp kapadım. Bakışları dehşetle kolundaydı. Dikkatle koluna baktım. Kemiği bile belli oluyordu. Derisi soyulmuş eti parçalar halinde sarkıyordu.

" Konuş yoksa bütün bedenine aynı işlemi uygularım. Ölmene izin vermem. " dedim soğuk ve sert bir sesle. Vücudu titrerken acıyla inliyordu.

" İpek'e yaptıklarını yanına mı bırakacaktım?! " diye bağırdığında kaşlarımı çattım. İpek kimdi? Hah! Hatırladım. Ona yaptıklarımı hatırlıyordum. İki gözüne de bıçak sokmuştum. Dilinide kesmiştim. Peki Yiğit'in o kızla alakası neydi? 

" Yine yanınıza kalmış gibi duruyor. " dediğimde sinirli bir nefes aldı. " Daha kötülerini yaşamak istiyorsan söylemen yeterliydi. " deyip alayla güldüm. Bir şey söylemeden yüzüme bakmaya başladı. O sırada aklımda başka şeyler vardı. İkisinide ortadan kaldırabilirdim.

" Ne yapacaksan bana yap! Ona zarar verme. Yeterince zarar verdin zaten. " Bir şey söylemeden yüzüne baktım. Şimdi imza bırakacaktım. Hissettikçe , gördükçe benden uzak duracaktı. O kızda imzamı bırakmıştım. Göremiyordu , konuşamıyordu ve benden uzak duruyordu. Belki de göremediği için uzak duruyordu kim bilir? 

Spirali tekrar çalıştırıp hızla yanına yaklaştım. Kolunu kaldığım yerden kesmeye devam ettim. Acıyla haykırışlarını duymazlıktan geldim. Kollarıma ve yüzüme atlayan kanları umursamadan demire ulaşana kadar kestim. Eli yere düştüğünde geri çekildim. Acıyla ve dehşetle büyüyen gözlerle bana bakıyordu.  Gözleri kaymaya başlarken saçlarından tutup bana bakması için zorladım. 

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin