~ 37. BÖLÜM ~

1.6K 146 12
                                    

Alya Koçer

Bardan çıktığımda Mert'i arabasına ilerlerken gördüm. Cesetleri yakan adamlarıma bir bakış atıp arabama ilerledim. Arabama bindiğim gibi mekana sürmeye başladım. Uzun zamandır dövüşe gitmiyordum.
Önümdeki arabaları sollayarak ilerlerken arkamda kalan arabaların korna sesleri umursamadım. Mekanın önüne geldiğimde arabamı park edip içeri girdim.

Bu mekanda yapılan dövüşler farklıydı. Sakat bırakan ya da öldüren kazanırdı. Kapıdaki adamlara bakmadan içeri daldım. Burada bana herkes 'Gölge' diyor. Beni görenler ya başlarıyla selam veriyor ya da 'Gölge dönmüş' gibisinden konuşuyorlardı. Soyunma odasına gidip üzerimi değiştirdim. Soyunma odasından çıkıp ringe ilerlemeye başladım. O sırada da benim dönüşümü konuşuyorlardı.

" Gölge döndü! Bu gece ki kurban kim?! Ve işte GÖLGE! " Adamı takmadan ringe çıkıp köşeye geçtim. Eldivenleri giyerken seyirciler alkışlıyordu. Adam tekrar konuşmaya başladı.

" Evet! Kurban belli oldu! KAYIP! Şuan çok önemli bir dövüşün içerisindeyiz! Kim kurban olacak! " diye saydırmaya başlarken bıkkınca nefes verdim.

İşte öldürmek istediğim kişi karşımdaydı. Yiğit namı değer Kayıp. Bana ne yaptı? Niye onu öldüreceğim? Cevap veriyorum. Kendisi annemi öldürmeye yardım etmiş kişilerden biriydi. Sinirle dişlerimi sıktım.

" Başlayalım artık! " dedim dişlerimin arasından. Hakem öksürüp ortadan çekildi. Yumruklarımı suratımın önüne getirdim. Bana kolay lokmaymışım gibi bakması sinirimi bozuyordu.

Birbirimizin etrafında dönerken ayaklarıma tekme attığında havada dönerek tekmesinden kurtuldum. Ayağa kalktığım gibi göğsüne sert bir tekme indirdim. Nefesi kesilirken yumruklarımı konuşturdum. Nefesini düzene sokmaya çalışırken yumruk atmaya devam ettim.

Beni üstünden attığında cebinden bıçağını çıkardı. Alayla gözlerine baktım. Yaklaşıp bıçağı savurduğunda kafamı geri çekip bileğini tutup döndürdüm. İnleyişi etrafta yankılandı. Bileğini daha sıkı kavrayıp kırılacak dereceye getirdim. Diğer eliyle beni engellemeye çalışıyordu. Bıçağı düşürdüğünde kolunu sırtında birleştirdim.

Sırtına güçlü bir tekme attım. Yere yığıldığında bıçağı alıp başında dikildim. Gözleri beni bulduğunda bıçağı sağ gözüne soktum. Çığlık attığında sırıttım. Bıçağı çıkardığımda adamlar gelip onu ringden aldı.

" Gölge KAZANDI! " diyen hakeme baygın bakışlar attım.
Seyirciler alkışlarken 'gölge' diye bağırmaya başladılar. Umursamadan ringden indim. Adamların yavşayan iltifatlarını umursamadan soyunma odasına girdim.

Siyah kot şortumu üstüne siyah tişörtümü giydim. Siyah gömleğimi belime sardım. Siyah topuklu botlarımı giyip çakımı arasına sıkıştırdım. Toplu saçlarımı açtım. Soyunma odasından çıktım. Çıkmamla içeri tekrar girmem bir oldu. Beni çekiştirene baygın bakışlar attım. Kim olduğunu sorduğunuzu duyar gibiyim. Kim mi? Efe Demir. Kolumu kendime çekmemle Efe'nin kıymetlisine tekmemi geçirmem bir oldu. Efe'nin inlemesiyle sırıttım.

" Ne yapıyorsun?! " diye bağırdım. Boğazıma yapıştığında gözlerimi devirdim. Boğazımdaki elini tuttuğum gibi ters çevirip sırtında birleştirdim. Tekmemi sırtına geçirmemle yüz üstü yere düşmesi bir oldu.

Umursamadan soyunma odasından çıktım. Dış kapıya ilerledim. Üzerimdeki bakışları yok sayarak dışarı çıktım. Arabama ilerlerken kafama yediğim darbeyle sersemledim. Gözlerim kararırken burnuma bastırılan bezle kendimden geçtim.

Gözlerimi açmadım kollarımdaki zincirin soğukluğunu hissediyordum. Birkaç dakika etrafı dinledim hiç ses yoktu. Gözlerimi araladığımda karanlık bir odadaydım. Gözlerim karanlığa alıştığında odada sadece oturduğum sandalye olduğunu fark ettim. Zincirler önümden bağlıydı. Bu benim için iyi olmuştu. Beni kim kaçırmıştı? Açıkçası umurumda değildi.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin