~ 18. BÖLÜM ~

2.8K 183 20
                                    

Alya Koçer

Dışarı çıktıklarında ayağa kalkıp dolaptaki kıyafetlerimi çıkarıp giydim. Telefonumda buradaydı. Poyraz'ı aradım.

" Recep hangi depoda? "

" Üç numaralı depodayız patron. " Telefonu kapattım. Arabam yoktu taksiyle gidecektim. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Karnım ağrıyordu. Omzum ve karnım sızlıyordu. Sırtımdaki iki yara çoktan kendini belli etmişti.

Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde kimse olmadığı gördüm. Yüzüme yayılan sırıtışla asansöre ilerlemeye başladım. Düğmeye bastım. Kapı açıldı. Akın'ı görünce gözlerimi devirip içeri girdim. Düğmeye basıp kapının kapanmasını sağladım.

" Mal mısın? " dedi kaşlarını çatarak.

" Bak benim sabrımı sınama.  Vuruldum diye seni dövemem sanma! " diye gürledim. Bir şey demeden önüne döndü. Asansör durunca Akın'ı kolundan tutup dışarı çıkardım.

" Bir şey belli edersen. Seni hadım ederim! " deyince ağzına hayali bir fermuar çekti. Gözlerimi devirip dışarı çıktığımda ilerideki bankta Mert ve Merih gördüm.

Önümdeki taksiye bindim. Sırtımın sızlamasını umursamadım. Akın da takisiye binince adresi verip dışarıyı izlemeye başladım. Akın çocukluk arkadaşımdı. Oradan gittikten sonra onu daha hiç görmemiştim. Yarıştan geldiğimde barda yanıma gelmişti. Uzun zaman sonra onu ilk görüşümdü. Depoya gelince arabadan indim.

" Param yok. " dedim Akın'a bakarak. Başını sallayıp parayı taksiciye uzattı. Arabadan inip depoya ilerledim. Akın hızlı adımlarla yanıma geldi. Deponun kapısını açıp içeri girdim. Adamlarım ve Poyraz buradaydı.

Recep zincirlere bağlamışlardı. Her yerim ağrıyordu ama bugün bu işi bitirecektim. Yeterince yaşadığını düşünüyordum. Gidip koltuğa oturdum. Sırtımdaki acıyla dişlerimi sıktım. Poyraz yanıma geldi.

" Patron her gün suyuna uyuşturucu katıp içirdik. Abisine yaptıklarımızı izlettik. Delirmek üzere. Her gün dayak yedi. Bazı aletleri kullandık. " deyince sırıtışıma engel olamadım. Tam istediğim gibi yapmıştı. Poyraz silahını bana uzattı. Alıp yavaşça ayağa kalktım. Akın kolumdan tutunca durdum.

" Ne yapıyorsun? " dedi inanamayan bir ses tonuyla. Kaşlarım kalkarken ifadesizce yüzüne baktım. Poyraz Akın'ı kolundan tutup uzaklaştırdı. Recep'e doğru yaklaştım. Beni görünce gözlerinde saf nefreti gördüm.

" Son sözlerini duyalım? " dedim silahın emniyetini açarken.

" Kardeşlerim intikamımı alacak! " Kaşlarım çatıldı.

Silahı anlına yaslayıp tetiği çektim. Dağılmış kafasına bakmadan arkama döndüm. Karnım guruldayınca kaşlarım çatıldı. Bir haftadır ilaçlarla besleniyordum.

" Bunlar kaç kardeş? " diye gürledim. Poyraz Akın'ı bırakıp bir dosyayla yanıma geldi.

" Bir tane daha var. Sizle aynı yaşta ama mafya değil. " deyince başımı salladım.

" İsmi? "

" Savaş " dedi. Başımı sallayıp silahı Poyraz'a uzattım. Silahı alıp beline yerleştirdi. Koltuğa oturduğumda Akın hâlâ cesede bakıyordu.

" Götürün şunu ve bana yemek bulun. " Adamlarım cesedi kaldırıp arkaya götürdüler. Poyraz da mutfağa gitti. Akın'a tekrar baktım.

" Sen kimsin? " diye gürledi. Bir şey demediğimde karşıma dikildi.

" Nasıl birinin hayatını elinden alırsın? Sen kendini ne sanıyorsun? Bir daha yanıma sakın yaklaşma sen katilsin! " diye bağırıp dışarı çıktı. Omuz silktiğimde Poyraz mutfaktan gelip tostu bana uzattı. Elinden aldığımda konuşmaya başladı.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin