~ 59. BÖLÜM ~

1.3K 78 24
                                    

Urza Keskin

Uraz odaya girdiğinde ona baktım. Önümdeki dosyayı kapatırken koltuga oturmasını bekledim. Rahat bir şekilde yayıldı. Ellerimi masanın üzerinde birleştirdim.

" Urza artık bizim masadasın. " Kaşlarımı çattım. Uraz'ın masasından olamazdım. Olduğum yere kendi gücümle gelmiştim. Bundan sonra da kendi gücümle geçmek istiyordum.

" Hayır. "

" Urza yeni bir masa kuruyorum. Gücü olmayanları attım. Sende benim masamda olmalısın. " deyip saçlarını karıştırdı. Derin bir nefes aldım. Ben kimseyi yüz üstü bırakamazdım. Masamdaki kişiler bana güveniyordu.

" Hayır. Senin yanına geçip kendi masamdakileri öldürmeyeceğim. Gerekirse karşı karşıya kalalım. Yinede kimseyi yüz üstü bırakmıyacağım. " dedim yavaşça. Derin bir nefes verip ayağa kalktı.

" Masalarımız ayrı olur. Müttefik olabiliriz. Karar ver. "

" Düşüneceğim. " Gözlerini sinirle yumdu. Yavaşça gülümsedim. Gözlerini devirip ofisimden çıktı. Koltuğumda rahatça yayıldım.

Düşünecek çok şeyim vardı. Bir yandan Merihle uğraşmam gerekiyordu. Şuan ne yaptığına dair bir fikrim yoktu. Adamlarıma onu takip ettirebilirdim fakat yapmadım. Yalnız kalmak istiyordu. Buradan , benden uzak durmak istiyordu. Biliyorum. Bana baktığı her an Mert'i vurduğum anı tekrar yaşıyordu. Hiçbir şeyi değiştiremezdim. Böyle olmak zorundaydı. Derin bir nefes aldım. Dün akşam Mesih'in bir işi çıkmıştı. Beni uyandırmadan gitmeye çalışmıştı ama uyanmıştım. Ne olduğunu soramamıştım fakat tedirgin görünüyordu. Mesih'in peşinden bende bara geri dönmüştüm. Sabaha kadar da uyuyamamıştım. Başımı sıvazladım. Kapım açıldığında gözlerimi kapıya diktim.

" Patron Merih burada. " diyen Cenk'e boş gözlerle baktım.

" Çık dışarı " Bir şey söylemeden hızla ofisten çıktı. Koltuktan kalkıp cama yaklaştım. Düşünmem gereken şeyler vardı. Gözlerimi ormana diktim. Kapım tekrar açıldığında sinirle gözlerimi yumdum.

" Ben sana çık demedim mi?! " Ses gelmeyince sinirli bir nefes aldım.

" Demedin. " Merih'in sesini duyduğumda yavaşça arkama döndüm. Göz göze geldiğimizde duraksadı. Olanları hatırlamıştı!

" Neden buradasın? " diye sorduğumda gözlerini kaçırdı. Koltuğuma oturup Merih'i inceledim. Zayıflamıştı. Saçlarının rengi iyice açılmıştı. Gözlerindeki kızarıklıklar buradan belli oluyordu.

" Yardımın gerek. " dediğinde kaşlarımı çattım. Ne olmuş olabilirdi.

" Nefes'i bulmama yardım et. " Duyduğum saçmalıkla gözlerimi devirdim. İstediği yardım bu muydu?

" Neden yardım edeyim? " dedim umursamaz bir ses tonuyla. Birkaç adımla bana yaklaştı.

" Öğrenmek isteyeceğin bilgileri biliyor. "

" Tekrar gidecek misin? " diye sorduğumda duraksadı. Birkaç saniye gözlerini bana dikti.

" Hayır. " Cevabı netti. Geri dönmüştü. Bir şey söylemeden başımı salladım. Derin bir nefes alıp başımı sıvazladım bu ağrı geçecek gibi değildi.

" Alya özür dilerim. " Başımı kaldırıp Merih'e baktım. Gözleri dolmuştu. Ayağa kalktığımda hızla yanıma geldi. Sarıldığında titrediğini fark ettim. Vücudu sarsılıyordu. Omzum ıslandığında ağladığını farkettim. Asıl ben özür dilerim kardeşim. Her şeyin suçlusu bendim.

" Merih senin bir suçun yoktu tamam mı? Ben yaptım. Mert'in ölümünde senin bir payın yok. Tamam mı? " dedim yavaşça. Gözlerim dolmuştum. Titrek bir nefes aldım. Merih'in ağlayışı şiddetlendi ve ben kendimden tekrar nefret ettim. Herkese zarar vermek dışında bir şey yapmıyordum.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin