~ 58. BÖLÜM ~

1.6K 75 38
                                    

Urza Keskin

" Ne istersen yapacağım? " dedi sorar bir şekilde.

" Sana neden güveneyim? Kanıtla bana. " Kollarımı göğsümün altında birleştirdim. Mesih'in sert soluklarını duyuyordum. Mertcandan hoşlanmıyordu.

" Seni seviyorum. Ne istersen yapacağım. " Kaşlarımı çattım. Öylece ona bakmaya başladım. Mesih hareketlendiğinde bir küfür savurdum. Mesih Mertcan'ın suratına yumruğunu defalarca geçirdi. Burnunun kırıldığına emindim. Ayağa kalkıp hızlı adımlarla yanına yaklaştım.

" Yanlış a-anladın! A-Alya benim arkadaşım! " Mertcan Mesihden ne kadar kurtulmaya çalışsada yapamadı.

" Mesih dur. " deyip kolunu tuttum. Sert bakışları anında bana döndü. Mertcan'a dönüp birkaç defa daha yumruğunu suratına geçirdi. Mertcan'ın yüzü kandan görünmüyordu. Mertcan yere düştüğünde Mesih bağırmaya başladı.

" O ağzından bir daha seviyorum lafı çıksın dişlerini teker teker sökeceğim! " Mertcan ağzındaki kanı yere tükürdüğünde bakışları bendeydi. Dış kapıya ilerleyip kapıyı açtım. Cenk'e içeriyi işaret edip ofisden çıktım. Odama girip koltuğuma oturdum. Başım ağrıyordu. Telefonumu çıkarıp Giray'ı aradım. Dördüncü çalışta açtı.

" A-Alya? " Sesi şaşkın çıkmıştı. Hızlı nefes seslerini duyuyordum.

" Neden nefes nefesesin? "

" Antreman yapıyorduk. " dedi yavaşça. Telefondan bir hışırtı geldi.

" İşlerin bitti mi? Ne zaman geliyorsun? Aylardır telefondan konuşuyoruz. " Kaşlarımı çattım. Gerçekten aylardır telefondan konuşmak dışında bir şey yapmamıştık.

" Geldim , yanına geleceğim. " dedim yavaşça. Bir süre ses gelmedi. Derin bir nefes aldım.

" Tamam. " Sesi çok heyecanlı çıkmıştı. Telefonu kapattığımda Mesih içeri girmişti. Gözlerinden hala sinirli olduğu belliydi. Koltukta biraz daha yayılıp ayaklarımı masaya uzattım. Mesih yatağıma uzanıp gözlerini tavana dikti. Her zaman ki gibi üsten aşağıya siyahtı.

Gözlerimi kapatıp kafamı arkaya yasladım. Başım öncekinden de çok ağrıyordu. Kolumu koparsalar daha iyiydi. Kaşlarım çoktan çatılmıştı. Adım sesleri duyduğumda gözlerimi açtım. Mesih ayaklarımı itip orta sehpaya oturdu. Sert bakışları üstümdeydi. İfadesizliğimi korudum.

" Barım çoktan açıldı. Artık orada kalacağım. " dediğinde başımı sallamakla yetindim. Gözlerime bakmaya devam etti. İfademi bozmadım. Gitmesi iyi olabilirdi. Abimle anlaşamıyorlardı.

" Adı ne? " dedim yavaşça. Yüzümü dikkatle izledi. Tepki vermemi istiyormuş gibiydi.

" Siyah Düğüm. " Kaşlarım çatıldı. Her şeyde siyahı kullanıyordu. Başımı hafifçe salladım.

" Bugün benimle gelmeni istiyorum. " deyip ayağa kalktığında ona baktım.

" Giray'ın yanına gideceğim. "

" Önce benimle gel barı gör sonra nereye gidersen gidersin! " dediğinde kaşlarım havalandı. Sertçe suratına bakmaya başladım.

" İşim bittiğinde gelirim! " Dik dik suratına baktım. Derin bir nefes verip kapıya ilerledi. Kapıyı açıp dışarı çıktı. Kapıyı sertçe kapattı. Gözlerimi devirdim. Telefonumu ve arabanın anahtarlarını alıp odamdan çıktım.

Genç adam bir gündür çıkmadığı odayı süzdü. Her yerde o kadının fotoğrafları vardı. Duvarlarda , yerlerde , masanın üstünde , koltukların ve sandalyelerin üstünde. Çalışma masasında ise kadınla ilgili dosyalar vardı. İçkisinden bir yudum daha alıp eline bir resmi aldı. Kadın karanlıktı. Onu ilk gördüğü anda karanlığını hissetmişti. Fotoğrafa bakarken bile hissedilebilecek derecedeydi. Karanlıkta fark edilmiyordu. Simsiyahtı.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin