~ 56. BÖLÜM ~

1.5K 86 45
                                    

Urza Keskin

Etrafı incelemeye başladım. Adamlarım bara dağılmıştı. James'ın korumaları her yerdeydi. Hepsi silahlıydı. Kendini korumak için her şeyi yapardı. Şuan onun barındaydım. Buraya girebilmek sandığımdan kolay olmuştu. Şapkamı düzeltip Poyraz'a baktım. Köşede içkisini içiyordu. Tanımasaydım dertli biri sanırdım. Diğer adamlarımda gözlerimi gezdirdim. Hepsi rollerine bürünmüşlerdi. Benim rolüm sarhoş kızdı. Elimdeki bardağı dudaklarıma götürdüm. Viskimi yudumlarken localara baktım. Ortadaki locadaydı. James Cold.

Poyraz'a bakıp hafifçe başımı salladım. İçkisini yudumlarken pisteki adamıma işaret verdi. Adamım belinden silahı çıkarıp yanında kızlara sıktı. Herkes çığlık çığlığa kaçarken arkama yaslandım. Benim adamlarım karışıklıktan yararlanarak James'ın adamlarını hallettiler. Poyraz ve ben bekliyorduk. Çoğu adamları locanın etrafını sarmıştı. Mete locadaki birkaç adamı öldürmüştü. Hafifçe gülümsedim. En güvendiğim adamlarım Poyraz ve Mete'ydi. Mete bana yakın bir yerde dururken bar boşalmıştı.

James tedirgin bakışlarla etrafına bakarken. Tam karşısındaki locadaydım. Adamlarımdan birkaçı yanımdaydı. Silahımın emniyetini açtığımda James'ın gözleri beni buldu. Küfür ettiğini anlamıştım. Adamlarım barın içini ve dışını sarmıştı. Oturduğum yerden kalkarken James'ın korumaları silahlarını kaldırmıştı. Poyraz ve Mete birkaçını vurduğunda herkesin bakışları onları bulmuştu. James yanında kalan üç adamına baktı. Adamlarım etraflarını sararken dikkatle izledim.

" What the hell are you doing?! "
( Ne yaptığını sanıyorsun?! ) diye bağırdığında ayaklarımı masaya uzattım.

" Threaten me already , dead you! "
( Beni tehdit ederek çoktan öldün! ) dedim sertçe. Silahımı hafifçe kaldırıp adamlarıma işaret verdim. James'ın yanındaki üç adamın kafalarına sıktılar. James'ın gözleri korkudan büyümüştü. Çoğu kişi gibi adamlarının arkasındaydı. Zengin olmazsa o bir hiç.

" Why did you treaten me after four months? " ( Neden dört ay sonra beni tehdit ettin? ) Kaşlarım havalanırken sorduğum soruyla Poyraz James'ı öne doğru ittirdi. Sinirli bakışları anında Poyraz'ı buldu.

" I am strong in you. You can not do anything to me. " ( Senden de güçlüyüm. Bana hiçbir şey yapamazsın. ) Yavaşça güldüm. Gülüşüm altında yatan katil işareti almıştı. Silahımı kaldırıp ayağından vurdum. Acıyla bağırırken yere kapaklandı.

" You are nothing. " ( Sen bir hiçsin. ) deyip ayağa kalktım. Locadan çıktığımda önümdeki bedenine baktım. Acıyla inliyordu. Vurduğum yere ayakkabımı bastırdığımda acıyla feryat kopardı.

" Help! " ( İmdat! ) Bağırdığında ayağımı sertçe bastırdım. Şuan burada adamlarım dışında kimse yoktu. Dışarıya ses gitmiyordu. Diğer bacağına da ateş ettim.

" Why! " ( Neden! ) diye bağırdım. Yerde kıvranırken dudaklarını araladı.

" You can not go to my place. "
( Benim yerime geçemezsin. ) dedi kıvranarak. Beni tehdit etmesinin nedeni yerine geçmemden korkması mıydı? Gözlerimi devirdim.

" I've already passed. " ( Çoktan geçtim. ) deyip silahımı anlına yasladım. Tetiği çektiğim an bedeni yere yığıldı. Adamlarıma kısa bir bakış attım. Poyraz yanıma yaklaştı.

" Patron biz burayı hallederiz. " dediğinde başımı salladım.

" Mete'yle ofisi siz inceleyin. Dikkatinizi çeken her şeyi bana getirin. " deyip Mete'yi kısaca süzdüm. Poyraz başını salladığında silahımın emniyetini kapattım. Silahı belime yerleştirip kapıya ilerledim. Dışarı çıkıp koridoru geçtim. Adamlarım buradaydı. Yerlerde cesetler vardı. Dışarıya çıktığımda burasınında aynı olduğunu anladım. Adamlarım başlarıyla selam veriyordu. Arabama binip hızla çalıştırdım.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin