~ 41. BÖLÜM ~

1.7K 134 13
                                    

Alya Koçer

Depoya girdiğimde herkesin dikkatini üstüme toplamıştım. Mesih sol tarafıma geçtiğinde kapıyı sert bir şekilde kapattım. Mesih etrafa bakarken adamlarımda ona bakıyordu. Arat kaşlarını çatmış dikkatle beni izliyordu. İfadesiz bir şekilde ona bakarken Mesih yanıma yaklaştı.

" Yapma. " deyince sinirle ona döndüm. Yüz ifademi inceledikten sonra geri çekildi.
Sert bakışlarımı ondan çekip babama doğru ilerlemeye başladım. Poyraz'a baktığımda başını sallayıp babamın yanına yaklaştı. Babamın önünde durdum. Ona hiçbir zaman güvenmemek en doğru kararımdı.

" Senin gibi bir kızım olamaz. "

" Senin gibi bir babam olamaz çünkü ben seni öldürmek isteyenlerle bir olmadım! " diye gürledim. Gözleri şaşkınlıkla açılırken tedirgince etrafına bakındı. Poyraz'a elimi uzattım. Bıçağın soğuk metalini hissedince bıçağı elimde döndürüp bıçağı boşluğunu geçirdim. Acıyla inlerken yakasından tutup dikleştirdim.

" Kim için beni sattın?! " diye bağırırken bıçağı döndürüyordum. Dişlerini sıkarken acıyla bağırıyordu.

" A-Annenizle t-tehdit etti! " deyince bıçağı çektim. Yalan söylüyordu. Annem yaşamıyordu. Bıçağı tekrar karnına soktum.

" YALAN SÖYLEME!! " diye bağırdım. Nefesi kesilirken kollarımdan tutup çekilmemle yere yapışmam bir oldu.

" Baba! "

Duyduğum sesle başımı kaldırıp babamın yanındaki Merih'e baktım. Hızla yerimden kalktım. Merih nereden öğrenmişti? Öldüğümü biliyordu. Gözlerim etrafta gezerken bana bakan Mesih de takılı kaldım.

" BABA! " diye bağıran Merih'e döndüm.
Poyraz'a işaret verdiğimde iki adamımla birlikte Merih'i kollarından tutup Arat'ın yanından ayırdılar. Ona önceden sormuştum. Öldürürsem üzülür müsün diye sormuş üzülmem cevabını vermişti. Şimdi neden böyle yapıyordu? Merih deli gibi bağırırken. Belimdeki silahı çıkarıp Arat'a yaklaştım.

" Alya! Yapma! Lütfen yapma! " diye bağırmaya devam edince Merih'e baktım. Ağlıyordu. Arat'a döndüm. Bugün onu öldürdüğüm gün olmalıydı.

" Kimle iş birliği yapıyorsun?! Son kez soruyorum. " dedim ruhsuz bir sesle. Sesli bir şekilde yutkundu.

" E-Efe! " dedi acılı bir sesle. Silahı başından çekip belime yerleştirdim.
Poyraz'a kafamla işaret verdiğimde adamlarım Arat'ı içeri götürdüler. Merih hâlâ adamlarımın elinden kurtulmaya çalışıyordu. Poyraz koşarak yanıma geldi.

" Patron kan lazım? " dediğinde Merih'e baktım. Onun kanı 0 Rh negatifti ama bitkin duruyordu. Odaya ilerledim. Odaya girdiğimde doktor yarasını kapatıyordu. Koltuğa oturduğumda hemşire yanıma geldi.

Kan verdikten sonra odadan çıkmıştım. Adamlarımın hâlâ Merih'i tuttuklarını görünce onlara bırakmalarını söyledim. Benden uzak bir köşeye geçip yere çökmüştü. Mesih yanıma gelip oturunca bakışlarım ona döndü.

" Öldürmeyeceğini biliyordum. " dediğinde sırıttım.

" Henüz. " deyip tekrar önüme döndüm. Poyraz odadan çıkınca bakışlarımı onda sabitledim. Yanıma geldiğinde konuşmasını bekledim.

" Bir şeyi yok şimdi ne yapıyoruz? " diye sordu. Ellerimi saçlarıma atıp yavaşça oynadım.

" Arat burada kalıcak Efe'yi bulun. " deyip ayağa kalktım. Merih hırsla yanıma yaklaştı. Sinirine hakim olamadığını hissediyordum. Suratıma yumruk atmaya çalışınca elini yakaladım. Gözleri sinirle bakarken kaşlarımı çattım.

BEYAZ SUÇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin