Cafer dedi ki: "Bir ara roman yazmayı düşünmüştüm. Sokaklara ilk düştüğümde yazar bir kadın ikide bir gelip bana yiyecek içecek getirirdi. Sen çok iyi bir kadınsın, ben de senin gibi yazar olmak istiyorum demiştim ona. Bana gülmüştü. Ben 20 tane roman yazdım; bir türlü bastıramadım. Ama birilerinin sihir gibi saçmalıklardan söz eden dandik çeviri romanlarını basıyorlar dedi. Sonra bir defter ve kalem verdi, istersen yaz. Defteri bir gecede doldurdum. Kadın alıp bakayım dedi. O iş öyle kaldı. Yazmak için sıcak bir evde karnı tok olmak lazım. Aç karna kafa hiç çalışmıyor... Şu kadına bakın çocuklar. Yeme yanında yat. Keşke bekar olsaydı ve ben de 30,35 yaşında olsaydım. Biz ona hiç yardım etmemişsiz gibi hiç sohbet etmeden basıp gidiyor. Bizden iğreniyor olmalı. Onun yerinde ben de olsam aynını yapardım herhalde. Kaç yıldır banyo yapmadım. Yağmurda ıslanmak başka. Hayret, dönüp bakmıyor yüzümüze. Bir çift laf etmedi, ne yaparsınız ne edersiniz ne yer içersiniz sormadı. Hayat hikayemizi merak etmedi. Eh sosyetik kadın. Neyimizi merak etsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABADAKİ GENÇ KIZ
Romance18 yaşındaki Yusuf kasabadaki en güzel kıza aşıktır. Onu ve parayı elde etmek isterken başına gelenler. Yusuf ailesiyle çiftlikte yaşamaktadır... Hayatta yüksek bir noktaya gelmek için çözüm arayan gençler, lise sonrasındaki gençlerin çıkmazlarda yü...