Araç Yusuf'un istediği noktaya gelmişti: "Çok teşekkür ederim. Ben ineyim."
Ayhan aracı yolun kenarına çekti. Yusuf indi ve araç geri dönüp gözden kayboldu.
Havada sert bir rüzgar vardı. Ufak yağmur başlamıştı. Yusuf şatonun girişine çok yaklaşmıştı. Ormanda bir ışık gördü. Bu da neyin nesiydi? El feneri ışığında güçlükle ilerledi ormanda. Şatonun bahçesinin duvarı önüne geldi, duvar 3 metre kadar vardı, dördüncü metresi dikenli tellerle örülüydü. İlerdeki ışık aniden söndü. Yusuf ilerledi ama kimseyi bulamadı. Karanlıkta bir ses dedi ki: "Neden beni takip ediyorsun?"
Bu bir kadındı.
"Buradan geçiyordum. Uzaktan fenerinizi gördüm de.. merak edip geldim... bu karanlık ormanda tek başınıza ne yapıyorsunuz?"
Yusuf arkasından gelen ses dönmüştü. Aniden el fenerini yaktı kadın.
Yusuf'a yaklaştı, onu inceledi feneri tutup. Beyaz, meleksi bir giysi içinde 50 yaşlarında çekici bir kadındı bu. Bir gelini andıran kadının başında geniş kenarlı plastik bir şapka vardı. Eski filmlerdeki gibi.
Beyaz bir tülle yüzünü kapatmıştı. Ama iri gözleri maviydi. Boynunda kırmızı fular vardı.
"Bir yardıma ihtiyacınız var mı bayan?"
"Hayır. Nerden geldiysen oraya dön." dedi kadın delice bir kahkaha attı. El fenerini söndürdü. Yusuf el fenerini o tarafa tuttu ama kadın kayıp gitmişti bir tarafa. Kesin delinin tekiydi. Daha önce bu kadını kasabada bir yerde görmüş olmalıydı.
Yusuf eve dönmeye ve bu çılgınlığa bir son vermeye karar verdi.
Bu sırada yağmur başladı. Yola gelmişti. Sırt çantasının ağacın arkasına sakladı. Yine fikir değiştirmişti. Buraya kadar gelmişken şatonun girişine gidip bir göz atıp eve dönecekti. İlerledi.
Şatonun girişindeki büyük demir kapı aralıktı. Hayret etti. Çevresine bakındı. Kimseyi göremedi. İçeri girdi. Köpek filan da yoktu. Ağaçlı yoldan ilerleyip şatonun önüne geldi. Yıldırım çaktı, gök gürledi.
Bir at sesi duydu, ötedeki yapı ahır olmalıydı. Yusuf şatonun kapısına geldi merdivenleri çıkıp. İri metali kaldırıp vurdu tak tak diye. Bekledi.
El fenerini yakmış bekliyordu. Yanıt alamadı. Oradan ayrıldığı sırada kapı açıldı. Yusuf kapıyı itti. Beyaz giysili, sarı saçlı bir kız koşarak gidiyordu koridorda.
"Merhaba" dedi. Yanıt alamadı. "Neden kaçıyorsun?"
Yusuf arkasından bir ses duydu, dönüp el fenerini çevirdi, fener söndü, pil mi bitmişti.
Başına inen darbeyle gözleri karardı Yusuf'un ve yere düştü
Yusuf, yüzüne tutulan ışıkla kendine geldi. Hiçbir şey göremiyordu.
"Çek şunu!"
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABADAKİ GENÇ KIZ
Romance18 yaşındaki Yusuf kasabadaki en güzel kıza aşıktır. Onu ve parayı elde etmek isterken başına gelenler. Yusuf ailesiyle çiftlikte yaşamaktadır... Hayatta yüksek bir noktaya gelmek için çözüm arayan gençler, lise sonrasındaki gençlerin çıkmazlarda yü...