Gece yarısıydı.
Yusuf, babasını tuvalete götürdü, sonra onu yatağına yatırdı. Nöbeti annesi devraldı.
Yusuf dolaşmak için dışarı çıktı. Vergül'ün söyledikleri kurt gibi kemiriyordu içini. Arkadan gelen ayak sesini duydu, başını çevirip baktı.
"Selam Yusuf." dedi Mecit
Yusuf, başını salladı. Onu bir güzel pataklamayı düşündü.
"Kafam pek iyi değil. Araç şurada. Gelsene. Bir dosta ihtiyacım var. Esir almam. Biraz gezeriz."
Mecit sigara yaktı. Araca doğru ilerliyorlardı.
"Şurdaki yıldıza bak, ne kadar parlak!" dedi Mecit, elini kaldırıp parmağıyla gökyüzünü işaret etti.
Yusuf Mecit'in belinden bıçak çıkardığını fark etti, Mecit saldırdı: "Vergül'ün peşini bırak! Yoksa öldüreceğim seni!"
Yusuf kaçıyordu.
"Kaçma! Konuşalım!"
Mecit yoruldu ve durdu. Yusuf da durdu ve dedi ki: "Sen kafayı yemişsin Mecit! Ama senin gibi bir manyakla uğraşmam."
"Bugün onunla konuştuğunu gördüm. Ondan uzak dur. Onun için hiçbir şey yapamazsın."
"Nedenmiş?"
"Korkaksın. Sen onun için hiçbir şeyi göze alamazsın. Ben onun için hayatımı gözden çıkardım. Senin yüzünden hayatım yolunda gitmiyor. Vergül'e bir daha yaklaşırsan seni öldürürüm."
Mecit geri döndü, aracının yanına ilerliyordu, Yusuf da ara ara arkasını kontrol edip ilerliyordu. Ölüm korkusunu hayatında ilk kez bu kadar yoğun hissetmişti.
Sonra Vergül'le biten dostluğunu, paylaştıkları şeyleri düşündü. Sonra Vergül'ün son sözleri aklına geldi. Çılgın düşünce ve hisler dolandı içinde.
Zengin adamı ziyaret etmeye karar verdi, bu gece işi bitirecekti.
Eve gitti, babasına baktı, babası derin uykudaydı. Başlıklı siyah eşofmanlarını giydi. Sırt çantasına mutfaktan aldığı eldivenleri koydu. Bodruma indi, babasının takımlarına baktı. Ne lazım olabilirdi? Keski, çekiç, tornavida, kerpeten, pense... levyesiz olmazdı; kasabada gazeteye sarılı levyeyle ilerlemesi garip olur, hırsız olduğu şıp diye anlaşılırdı. O ağır şeyi taşımak dert olurdu. Levyeyi bıraktı. Annesinin naylon çoraplarını aldı. 60 metrelik ipi ve babasının kaynak yaparken kullandığı eldivenleri aldı. Belki de zengin adamı soymazdı; çünkü çok korkuyordu. Oraya gidip içeri bakıp orada neler döndüğünü, altın ve mücevherlerin olup olmadığını anlardı. Bir an delirdiğini düşündü, caymayı. Ama bisikletine atlayıp yola çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASABADAKİ GENÇ KIZ
Romance18 yaşındaki Yusuf kasabadaki en güzel kıza aşıktır. Onu ve parayı elde etmek isterken başına gelenler. Yusuf ailesiyle çiftlikte yaşamaktadır... Hayatta yüksek bir noktaya gelmek için çözüm arayan gençler, lise sonrasındaki gençlerin çıkmazlarda yü...